Çağımızın hastalığı gibi görünen narsizm insanlığın varoluşundan bu yana tüm hastalıkların patolojisi olma özelliğini taşıdığını söyleyen Holistik Danışman ve Psikoloji Bilim Uzmanı Gülşah Saydam, “Kendini ve etrafını doğru tanıyıp algılayamayan birey, farkında olmadan ya da sıklıkla bilinçli bir şekilde kendine ve etrafına saldırma davranışı gösterir. Bu durumun altında her ne kadar büyüklenmeci, mükemmeliyetçi ve üstünlük sağlayan davranışlar sergilese de, özde altta yatan durum kendini sevmemek, kendini beğenmemek ve kendini aşağı ve değersiz görmekten kaynaklanır. Kompleksler narsizm patolojisinin en temel temalarından biridir.
Narsizm konusu sanılandan daha karmaşık ve önem arz eder. Çünkü başta kendimizle ilişkimizi düzenleyen durum, ne kadar sağlıklı bir egoya sahip olup olmadığımızla alakalıdır. Kendisiyle sağlıklı bir iletişim kuran ve kendini doğru algılayan bir birey, başkalarıyla da sağlıklı ilişki kurup, onları doğru anlayabilir. Bu sebepten dolayı narsizm, enine boyuna en ince ayrıntılarıyla detaylı bir şekilde değerlendirilip farkındalık boyutunda ele alınması gereken bir durumdur.” dedi.
Uzman Psikolog Merve Şahin ise, “Temelde kendini ruhsal, mental, bedensel boyutta eşit oranda doğru algılayamayan bireyin, kendi bedenine ve maddesel dünyaya fazlaca odaklı olduğunu gördüğümüz bir sürecin patolojik haline narsizm diyebiliriz. Çünkü narsist, her durum ve koşulda hem kendinde hem de dış dünyada mükemmeli arar. Bu bazen mükemmel eş, mükemmel ilişki, mükemmel iş, bazen de mükemmel bir beden algısı olarak karşımıza çıkar. Tüm bunların temelinde benliğini yeteri kadar algılayamama durumu yatar. Mükemmeliyetçiliğin doğru dozda kullanılması işlevsel bir hal yaratırken, dengede tutamadığımız her türlü mükemmeliyetçilik narsizmi ortaya çıkarabilir.” dedi.
NARSİZM NASIL ORTAYA ÇIKAR?
Florya Saydam Eğitim ve Danışmanlık Merkezi’nin uzmanlarından Holistik Danışman ve Psikoloji Bilim Uzmanı Gülşah Saydam ve Uzman Psikolog Merve Şahin yaptığı açıklamada, “Narsizmi kısaca çocukluktaki bağlanma modellerine göre açıklarsak, kaçıngan bağlanmada annenin ya da bakım veren kişinin, çocuğun tüm ihtiyaçlarına istikrarlı bir şekilde isteksiz kalma durumu narsizmi tetiklerken, kaygılı bağlanmada annenin çocuğun duygusal ihtiyaçlarına bazen duyarlı bazen duyarsız davranıyor olması narsizmin oluşmasına sebep olabiliyor. Güvenli bağlanmada ise anne ya da bakım veren kişiler çocuğun hem duygusal hem de fiziksel ihtiyaçlarına istikrarlı bir şekilde değer verip bu ihtiyaçları düzenli bir şekilde sevgi ve şefkatle karşılar. Bu durumda güvenli bağlanma modeline sahip bir çocuk, büyüme çağında çoğunlukla da ergenlik döneminde büyük sorunlarla karşılaşmazsa, yetişkinlik döneminde sağlıklı narsizm sergiler. Kaçıngan bağlanma modeline sahip bir bireyin açık narsizm sergilemesi çok olası bir durumken, kaygılı bağlanma modeline sahip bir birey eksik narsizm dediğimiz durumu sergileyebilir. Tüm bunlar mutlaka kişinin mizacı, karakteristik yapısı, özellikleri ve nitelikleri ile beraber değerlendirilmelidir.” söyledi.
