Bartın’da maden ocağındaki patlamadan yaralı olarak kurtarılan işçiler, yaşadıkları korku dolu anları anlattı.
Türkiye Değişim Partisi Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, Bartın’a gelerek patlamada yaralanan işçileri hastanede ziyaret etti. İşçilere geçmiş olsun dileklerini ileten Sarıgül, madende patlama anında yaşananları madencilerden dinledi. Madenci Remzi Akar, “Normalde işlerimizi bitirdik. Eve geldik. Herkes evindeydi. Haberler geldi. Biz atladık, gittik. Herkes çalışmaya başladı. Arkadaşları kurtarmaya başladık. Vefat edenleri almaya başladık. Aşağıda yoğun bir çalışma vardı, emek vardı aşağıda. O tozun dumanın içinde herkes bir performans sergiledi, herkes hayatını ortaya koydu. Çünkü orda yine bir patlama olsa belki oraya giren herkes ölecekti. Biz de yardım ederken maskelerimizle bir zamana kadar çabaladık ancak bir süre sonra gaz etkiledi. Bizi de alıp hastaneye getirdiler” diye konuştu.
Mustafa Sarıgül ise, “Bütün yetkililer burada. Herkes burada. Bu yaraları hep beraber saracağız. Başımız sağolsun. Özellikle ailelere tekrar uğrayacağız” dedi. “Bir anda sıcaklık geldi, patlamayla bizi fırlattı”
Sezgin Çeleb ise, “Akü değiştirecektik. Bir anda sıcaklık geldi. Patlamayla bizi fırlattı. Ondan sonra zaten temiz hava yoluna çıktık. Biz de bir şey anlamadık" dedi. Üzgün olduklarını belirten Çeleb, "Kurtulduk ama onun sevincini yaşayamıyoruz” ifadelerini kullandı. "19 işçiyi çıkartırken ben de yorgunluktan geçmeye başladım"
Olay sırasında eksi 250 kotta çalıştığını anlatan madenci Güray Polat ise, "Patlama olduğu zaman patlamanın olduğu yere doğru mühendisimizle birlikte gittik. Onunla olay yerinde olan ilk bizdik. Ondan sonra eksi 300’den diğer motorcu ekibimizi buldum. Biraz yanıkları vardı, onları kuyu dibine getirdim. Ondan sonra hiç durmadık. 18-19 işçiyi çıkartma derken ben de yorgunluktan geçmeye başladım. Çıkarabildiğimizi oradan aldık. Motoru daha sonra başka bir arkadaşa teslim ettim. Çünkü tükendim artık. Büyük patlama olduğunda toz kalktı havaya, her tarafa karıştı. Göz gözü görmüyordu. Önümüzü göremiyorduk.”