Karadeniz fıkralarına ve türkülerine konu olan Oflu ile Bayburtlunun atışmalarını aratan ‘Bayburtlular bizi istemiyor, o nedenle ahırımızı yaktılar’ iddiası.
Trabzon’un Of ilçesinden giderek Bayburt’un Gökçeli köyünden arazi alan Ayazoğlu ailesinin başı köylülerle derde girdi. Kendilerinin köyde istenmediği için sürekli zarara uğratıldığını ve dertlerini kimseye de anlatamadığını iddia eden Ayvazoğlu ailesinin yaşadıkları fıkralara ve Karadeniz türkülerine konu olan Bayburtlu ile Oflu ilişkilerini aratmaya başladı. Ahırlarının yakıldığını iddia eden Ayvazoğlu ailesi içerisinde 15 küçükbaş hayvanında telef olduğunu belirtti. Yangının çıkış yerinin ahırın eve yakın bölgesinden olduğunun kendilerine söylendiğini ancak kendilerinin evde olmadığı ve yangın çıktığı bölgenin bir haftayı aşkın süredir hiç kullanılmadığını ifade eden Eyüp Ayazoğlu, yangının söylenenin aksine ön taraftan çıktığını ve birileri tarafından yakıldığını iddia etti.
Ahırlarının yakılarak hayvanlarının telef edildiğini iddia eden belirten Eyüp Ayazoğlu, "Bayburt Gökçeli köyünden 40 dönüm yer aldık. Yeri bize satanlar bize devamlı husumetlik yapıyor, beş senedir bu devam ediyor. Koyunumuzu çalıyorlar, akşam gelip hayvanları salıveriyorlar, tosunumuzu vurdular, yolumuzu kapattılar, su hortumlarımızı kestiler. Adamlar yola, su borusuna kütük koydular jandarma bile 6 ay içinde zor açtırdı neredeyse biz ceza alıyorduk. Son üç senedir uğraşıyoruz. Geçen sene olay oldu. Teyzemizin çocuklarına saldırdılar. Bu sene üç gün önce ahırımızı yaktılar, 15 canımızı aldılar. Ha onları yakmışlar ha beni yakmışlar. Hayvan hakları nerede. Hayvanlarımız üzerinden bizden vergi alınıyor belgeli bir şekilde yapıyoruz biz bu işi. Ahırımızı yaktılar, suyumuzu kestiler" ifadelerini kullandı.
Yangınla ilgili videolar olduğunu ifade eden Ayazoğlu, "Yangın bizim peynir yapmak için, yağ yapmak için olan yerde çıktı diyorlar. Muhtar ben söndürdüm diyor onun dediği yerden değil başka yerden çıktı diyor. Görgü tanıkları video kaydımız var. Kimin yaktığı belli isim vermek istemiyoruz. Jandarmanın bulmasını istiyoruz. Biz kan akmasını istemiyoruz. Ama bizim 15 canımızı aldılar. Bizi yıldırmak istiyorlar biz yılmayacağız. Elektriğimizi yapmıyorlar, suyumuzu yapmıyorlar, yol vermiyorlar bize" diye konuştu. "Bize onlar sattı şimdi gidin buradan diyorlar"
Araziyi satanların kişilerin kendilerini kovmak istediğini ve söz konusu araziyi de kendilerinden yeniden satın almak istemediğini kaydeden Ayazoğlu, "Buradan gidin diyorlar. İstemiyorlar bizi sevmiyorlar. Bize onlar sattı şimdi gidin buradan diyorlar. İnek, koyun ve keçiyle bakarak geçiyoruz. Verin paramızı gidelim dedik ona da karşı geliyorlar. Hatta verin yerinizi satın alalım dedik ona da bir şey demiyorlar. Toplantı yapıyoruz bir sonraki gün arkamızdan kuyu kazıyorlar. Köye gittiğinizde önünüzü kesiyorlar 3-4 araba geldi niye geldiler diyorlar. Bizim canlarımız yandı. Devletimiz bunu bulsun istiyoruz yani biz biliyoruz. Bize oradaki tanıdıklarımız şu şu kişiler benzinle yaktığına kadar söylüyorlar. Bizim el atmamızı değil de devletin el atmasını istiyoruz. Olayların büyümesini biz istemiyoruz ama bize hep husumet. Üç sene önce de gittim adam kepçenin üzerine atladı, saldırdı bize. Yeri satmasaydınız. Hala daha satılık yer var orada. Farklı yerlerden kuzular getiriyorlar bize inat dağa çıkamayalım diye" şeklinde konuştu. "Yaktılar, mahvettiler bizi"
Nazım Ayazoğlu ise, yakıldığını iddia ettikleri ahırda 15 küçükbaş hayvanın telef olduğunu, kendilerine köyden ayrılmaları için her türlü muameleyi yaptıklarını ifade ederek, "Biz buradan yaklaşık 7 yıl önce Gökçeli köyünden yer aldık. Yaklaşık 45 dönüme yakın bir arazi. Bu arazinin yola çevresi olmadığı için bize ruhsat alamazsınız. Bize ruhsat vermediler. Elektrik ve suda vermediler. Geçen gün hayvanlarımızın ahırını yaktılar. İçerisinde 15 tane hayvan vardı. Yaktılar, mahvettiler bizi. Buradan sesimizi duyurmak istiyoruz. Bizi yakanların adalete teslim olmalılar" dedi.