Kanada'da geçtiğimiz aylarda eski yatılı okul bölgelerinde Kızılderili (yerli) halkına ait yüzlerce mezar ve kemik kalıntılarının tespit edilmesi ülke genelinde tepki çekmiş, protestolar sırasında çok sayıda Katolik kilisesinde art arda yangın çıkarılmıştı. Vatikan'dan yapılan açıklamada, Katoliklerin ruhani lideri Papa Francis'in yerli halkla uzlaşma sürecinin bir parçası olarak Kanada'ya gitmesi için ülkedeki piskoposlar tarafından yapılan daveti kabul ettiği bildirildi.
Kanada'da Katolik kilisesine bağlı yatılı okullarda çocuk istismarı ve yetersiz beslenmeye maruz bırakılan yerli halktan kilise adına özür dilemesi çağrısıyla karşı karşıya olan Papa Francis'in söz konusu ziyaret için istekli olduğu belirtildi. Papa'nın ziyaretinin tarihinin ise daha sonra kararlaştırılacağı ifade edildi.
Papa Francis yerlilere ait isimsiz mezarların bulunmasının ardından yaptığı açıklamada, acı çektiğini söyleyerek yerli halkların haklarına ve kültürlerine saygı gösterilmesi çağrısında bulunmuştu. Ancak Papa Francis, bazı Kanadalıların talep ettiği gibi doğrudan özür dilememişti. Ciddi suiistimallerin meydana geldiğini kabul eden Kanadalı piskoposlar ise eylül ayında özür dilemişti.
Kanada'da eski yatılı okulda 160'tan fazla isimsiz mezar bulundu
Güney Körfez Adaları arasında yer alan ve eskiden "Kuper" olarak bilinen Penelakut Adasındaki Penelakut Yerli Kabilesi temmuz ayında, Kuper Adası Yatılı Okuluna ev sahipliği yapan bölgede 160'tan fazla "belgesiz ve işaretsiz" mezar bulunduğunu duyurmuştu. Açıklamada First Nations toplulukları işaret edilerek, "Sizi Kuper Adası Yatılı Okulu hakkında farkındalığı artırmak, arazimizde ve kıyılarımızda 160'tan fazla belgesiz ve işaretsiz mezarın teyidi için çalışmalarımıza katılmaya davet ediyoruz" ifadeleri kullanılmıştı. Mezarların nasıl bulunduğuna dair ayrıntı verilmemişti. Söz konusu yatılı okul, 1890'dan 1970'lere kadar eskiden Kuper Adası olarak bilinen Penelakut Adası'nda faaliyet göstermişti.
Kanada'nın karanlık geçmişi
Kanada'nın Britanya Columbia eyaletinde geçtiğimiz Mayıs ayında, 1978 yılında kapatılan Kamloops Kızılderili (Yerli) Yatılı Okulunda yer radarı yöntemiyle yürütülen çalışmalarda ise 215 çocuğun kalıntılarına rastlanmıştı. Kanada Yerli Halklarla İlişkiler Bakanı Carolyn Bennett yatılı okulların "utanç verici" bir sömürge politikasının parçası olduğunu belirtmişti. Geçtiğimiz 24 Haziran'da ise Sakatchewan eyaletindeki Marieval Yatılı Kilise Okulunun bahçesinde resmi kayıtlarda olmayan 751 çocuğun kalıntılarının yer aldığı mezarlar bulunmuştu. Yine 30 Haziran'da British Columbia eyaletinde yer alan St. Eugene Misyon Okulu yakınında 182 isimsiz mezar tespit edilmişti.
Kanada hükümeti, söz konusu sistem için yerli halktan özür dilemişti
Kanada'da yatılı okullar, 19'uncu ve 20'nci yüzyıllarda yerli gençleri asimile etmek amacıyla hükümet ve dini yetkililer tarafından işletilen zorunlu okullardı. Kamloops'taki Kamloops Kızılderili (Yerli) Yatılı Okulu ülkedeki yerli yatılı okulu sisteminin en büyüğü olarak biliniyordu. Okul, 1890'da Roma Katolik idaresi yönetiminde açılmıştı.
Ülkedeki çalışmalara göre, 1863'ten 1998'e kadar 150 binden fazla yerli çocuk ailelerinden alınarak bu okullara yerleştirildi. Çocukların genellikle kendi dillerini konuşmalarına ya da kültürlerini yaşamalarına izin verilmediği belirtilirken, birçoğunun kötü muamele ve istismara maruz kaldığı tespit edildi.
2008 yılında söz konusu uygulamaların yol açtığı etkileri belgelemek için kurulan Hakikat ve Uzlaşma Komisyonu, yürüttüğü çalışmalar sonucu çok sayıda yerli çocuğun 'asla kendi topluluklarına geri dönmediğini' ortaya koydu. 2015'te yayınlanan dönüm noktası niteliğindeki raporda, okullardaki sistemin "kültürel soykırım" anlamına geldiğini ifade edildi. 2008 yılında ise Kanada hükümeti söz konusu sistem için yerli halktan resmi olarak özür dilemişti.