15 Temmuz darbe girişiminin 6. yıl dönümüne istinaden değerlendirmelerde bulunan Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, örgütün hala küresel ağının canlı ve diri olduğunu, 2023 seçimlerine emperyalizmle birlikte hazırlandığını söyledi. Hacısalihoğlu aynı zamanda son zamanlarda sağlık durumu kötüye giden örgüt başı Gülen’in ölmesi durumunda, “Arkasındaki güç, ’Örgütü yaşatalım mı yoksa biri ile mi değiştirelim’in kararını verecek” dedi.
15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. Türkiye tarihi için önemli bir dönüm noktası olan ve Türk toplumunun demokrasi ve bağımsızlığına bir kez daha nasıl sahip çıktığını gösterdiği o kara gecenin sorumlusu ise Fethullah Gülen Terör Örgütü’ydü. Günümüzde hala daha sürecin devam ettiği yapı ile ilgili önemli değerlendirmelerde bulunan İstanbul Yeni Yüzyıl Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, örgütün küresel ağının hala daha canlılığını koruduğunu ve unutulduğu gün tekrar ortaya çıkacağını vurguladı. Bu yüzden 15 Temmuz bilincinin asla yitirilmemesinin altını çizen Prof. Dr. Hacısalihoğlu, “Arkasındaki gücün Türkiye üzerindeki hala sonlandırmadığı emelleri ve şer hevesleri devam ediyor” dedi. “Bu duygunun da hiç körelmemesi, hep yaşaması gerekiyor. Çünkü ne yaşadığını, niçin yaşadığını ve nasıl yaşadığını bilen toplumlar için gelecek onların eseri olur” diyerek sözlerine devam eden Hacısalihoğlu, “Aksi takdirde onların geleceklerini başkaları tayin eder” dedi. “15 Temmuz hem karanlık hem de aydınlık bir gece idi”
O gecenin hem karanlık hem de aydınlık iki yüzünün olduğunu söyleyen Hacısalihoğlu, “Karanlıktı çünkü ihanet şebekesinin kendi ülkesine karşı neler yapabileceğinin dışa vurumunu yaşadık. Adeta bir düşman işgal kuvvetleri gibi insanların, kurumların, meclisin üzerine bomba yağdırırken, hiç sıkılmadan, gözünü kırpmadan insanları nasıl katlettiklerine şahit olduk. Yüzlerine kıyamadığımız, tabutlara sığamayacak şehitlerimiz oldu. Aynı zamanda aydınlıktı çünkü bu millet sokaklara döküldü ve ‘Biz irademiz, istiklalimizi, size ve arkanızdaki küresel efendilerinize, emperyalizme asla teslim etmeyiz. Sonuçta biz bu bağımsızlığı kolay elde etmiş bir millet değiliz’ mesajını verdik. Direne direne, çarpışa çarpışa mücadele ile başardık. Çanakkale ruhu bir kez daha dışa vurdu. Yani vatanımızı, istiklalimize ve geleceğe sahip çıktık. Sonra aylarca Anadolu’nun her yerinde sadece Türk bayrakları ile nöbetler tutuldu. ‘Bir daha sakın ola Türkiye’ye böyle bir şer hamlede bulunmayın. Bizi Suriye’de, Irak’ta yaptığınız gibi insanları halkları birbirine düşmanlaştırarak paramparça etme şer heveslerini bir daha denemeyin. Türkiye’de bunu başaramazsınız’ dedik” diye konuştu. “Amaçları yeniden siyasi bir kulvar içinde olabilmek”
FETÖ’nün hala daha siyasi anlamda bir kulvar içinde yer almak ve iktidara giden herhangi bir yol için uğraştıklarını da aktaran Hacısalihoğlu, “Ben buna ‘15 Temmuz bilinci’ diyorum. Bu daha da sürecek çünkü karşımızdaki bu yapı, bu örgüt bir aparat örgütü, bir uzantı. Arkasındaki gücün Türkiye üzerindeki hala sonlandırmadığı emelleri ve şer hevesleri devam ediyor. Bir küresel kuşatma ilke ile Türkiye’nin geleceğine hala hükmedebilmenin çabası içerisindeler. Dolayısıyla küresel ağının diri ve canlılığını koruduğunu biliyoruz. Hala daha Türkiye düşmanlığı devam ediyor. İçeride büyük ölçüde beli kırılmıştır. Ama hala Türkiye’de bile bir siyasi kulvar yapılansa da onun içinden yine bir iktidarı ele geçirebilme, iktidarda pozisyon alabilme çabası içinde olduklarını görüyoruz” diye konuştu. “En ufak bir unutkanlık yine aynı şeylerle karşı karşıya getirir”
Unutulan ihanetlerin tekrarlanacağını da hatırlatan Hacısalihoğlu, “Bu örgüt bir casus ve istihbarat örgütü aynı zamanda. Arkasında efendileri var. O efendilere hizmet etmek üzere ‘İktidardaki her kim olursa onu kontrol edeyim, onun zemininde pozisyon alayım, ama benim doğrudan iktidar olmak gibi bir siyası hevesim yok’ diyor. Böyle bir örgüt anatomisinde olduğunu bilerek hareket etmeliyiz. Bu topraklardan umut kesilmez. Bu millet her zaman bağımsızlığına düşkündür ama uyanık olmalıyız. Bu bilinci sürekli diri tutmalıyız. En ufak bir unutkanlık yine aynı şeylerle karşı karşıya getirir. Rahmetli Aliya İzzetbegoviç, Bosna Soykırımı için ‘Unutulan soykırım tekrarlanır’ demişti. Evet, unutulan soykırımlar tekrarlanır ama unutulan ihanetler de tekrarlanır. O yüzden unutmayalım unutturmayalım” şeklinde konuştu.
Örgüt yapısı ile ilgili de değerlendirmelerde bulunan Hacısalihoğlu, “Karşımızdaki yapının arkasına aldığı büyük güçle iki konuda şer yeteneği var. Birincisi kripto yeteneği. Özellikle TSK içindeki yapılanmanın ne denli titiz ne denli kripto düzeyde olduğunu biliyoruz. Bir hücre yapılanması iççice geçmiş halkalarla, eğer ilk halkada deşifre olma durumu olursa onun yerine gelenler ve ondan sonrakiler de aynı şekilde sürdürebileceği bir yapılanma ile devam etmişler. O yüzden aynı titizlikle, kararlılıkla ve mücadele ve süreklilikle temizlik gerektiriyor. Büyük ölçüde beli kırılmıştır, evet ama bitmemiştir. Birçok kurumda yeni tespitler yeni örgüt bağlantıları ortaya çıkıyor" dedi. “Tüm siyasi etiketlerde var, sağcı solcu, Atatürkçü, milliyetçi; amaç sadece iktidara giden yol”
Prof. Dr. Hacısalihoğlu, “İkinci yeteneği ise fitne fesat yeteneği. Nerede bir birlik bütünlük varsa orayı dağıtabilmek için çaba içinde olması. Bu yeteneğinde de çok büyük kırılmalar olmuştur ama sürdürmeye devam ettiğini görüyoruz. FETÖ’nün siyası ayağı kırkayaktır. Akışkan sıvı gibidir, girdiği kabın şeklini alır. Hangi siyasi etiketleri sayarsak sayalım, hepsinde vardır. Solcu, sağcı, Atatürkçü, milliyetçi ne derseniz. Çünkü onun asıl hedefi iktidara giden yapının mutlaka içinde olmak ve onu kontrol edebilmek ister. Bu yöntemle çalışır. 2023 Türkiye’nin seçim yılı, zannetmeyiniz ki boş duruyorlar. Partiler gibi emperyalizm de 2023 seçimlerine hazırlanıyor” şeklinde konuştu.
Hacısalihoğlu açıklamalarına ayrıca, “Biliyorlar ki bu coğrafyadan doğacak olan güç aslında emperyalizmin sömürge coğrafyalarında alan daralmasına yol açar, tarihi tetikler. Unutulan ve unutan denklemler insanlık ve mazlum haklar adına devreye girer. Dolayısıyla tüm mazlumların istiklal mücadelesidir. Bu mücadeleyi yapan yılmaz savaşçılar var. Sayısı az olabilir ama güçlüler. Sayın Cumhurbaşkanımızın da buradaki iradesi kıymetli ve önemlidir” diye eklemelerde bulundu. “Efendileri ortaya çıkmasın diye korunuyor”
Amerika tarafından hala daha Fethullah Gülen’in neden iade edilmediği konusunda da değerlendirmelerde bulunan Hacısalihoğlu, “Hakim güç Amerika’nın derin yapısıyla çok sıkı ilişkiler içinde oldukları için korunuyorlar. Sonuçta bir istihbarat ve casusluk örgütlenmesidir. Efendilere taşınan bilgiler ve veriler var. Dolasıyla henüz daha onların açığa çıkmaması açısından korunduğu çok açık. Amerika içinde de bu yapıya mesafeli bakan hatta bunun Türk-Amerikan ilişkilerine zarar verdiğini düşünen çevreler de yok değil. Koliler dolusu dosyalar gitmiştir. Her şey kanıtlıdır, önlerine konulmuştur ama siyasi bir kararla hukuk hiçbir şekilde işlememiştir. Biden döneminden hiç umutlu değilim. O Amerika’nın derin yapısının içindedir. The New York Times’ın editörler toplantısında açıkça, ‘Darbeyle deviremediğimiz Erdoğan’ı şimdi seçimlerde muhalefeti açıkça destekleyerek devirebilmeliyiz’ demiştir. Amerikan başkanlarının niyetleri hep vardır ama hiç bu kadar açığa vurulmamıştır” dedi. “Ölürse dalgalanma olur, efendileri karar vermek zorunda kalacak”
Son günlerde örgüt elebaşı Gülen’in sağlık durumu hakkında çıkan haberler ilgili de açıklamalarda bulunan Hacısalihoğlu, “Şüphesiz örgüt elebaşının hayatını kaybetmesi, örgüt içerisinde bir dalgalanma yapar. Yerine bir liderlik mücadelesine ve iç çekişmelere de sebep olur ki bunun birtakım isimler üzerinden olduğunu şimdiden takip edebiliyoruz. Fakat onun iradesi başka yere bağlı. İrade de efendi de o değil. Arkasındaki güç, ‘Örgütü yaşatalım mı yoksa başka biriyle mi değiştirelim’ diye karar verecek” diye konuştu. “İktidar-muhalefet çekişmesine kurban edilecek konu değil”
Son olarak konunun iktidar ve muhalefet çekişmesine kurban olmayacak kadar önemli olduğunu da aktaran Prof. Dr. Yaşar Hacısalihoğlu, “Dışarıda Mehmetçiğin bileğini kimse bükemez. Esas olan iç cephedir. Bu, iktidar-muhalefet çekişmesine kurban edilecek konular değildir. O yüzden sakın ola bu yapılara umut veren, ümitlendiren, heveslendiren bir siyasi kulvar içinde olmayın. Kimse kimseye bu anlamda bayrak sallamasın. Tek irade Türk milletidir, bu toprağın ve insanlarının iradesidir” diyerek sözlerini sonlandırdı.