Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, gebelikte miyomların bebek için tehdit oluşturabileceğine dikkat çekti.
Doğurganlık çağındaki her 4 kadından birinde görülen miyomlar, gebelik sırasında ve sonrasında çeşitli sorunlara neden olabilmekte. Uzmanlara göre, erken doğum ve düşük riski barındıran miyomlar, gebelik sonrasında ise büyüyerek çeşitli sorunlara neden olurken, doğru ve kişiye özel belirlenmiş tedavi ile bu süreç çoğu zaman olumlu sonuçlanabiliyor. Uzmanlara göre sıklıkla görünse de çoğunlukla kadınlara sorun çıkarmayan miyomların gebelikte anne adayı ve bebek için tehlike oluşturabileceğini belirtiyor. En sık görülen rahim tümörü olan miyomların tam olarak neden kaynaklandığı bilinmiyor.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof. Dr. Selahattin Kumru, bazı miyomların sorunsuz olduğunu ama rahimin içine doğru büyüyen ya da büyük hacimlere ulaşan miyomların sorunlara neden olabileceğini belirterek, gebelik öncesinde bu miyomların mutlaka tespit edilmesi ve sonrasında yönetim sürecinin başlaması gerektiğini söyledi.
“Miyomlar gebelikte büyüyebilirler”
Miyomların bebeğin yerleşeceği yere yani endometriyal kaviteye ya da tüplerin rahime açıldığı yerlere bası yapabileceğini, bu şekilde gebe kalmakta zorluklar oluşturabileceğini, gebelik oluşmuş ise, erken doğuma ya da düşüğe neden olabileceğine dikkat çeken Kumru, bebeklerde beslenme sorunu ortaya çıkabileceğini ve yine gebelikte büyüyüp dejenere olarak anneye sorun çıkarabileceğini belirtti.
Prof. Dr. Selahattin Kumru şöyle devam etti: “Doğumdan sonra rahmi hızlıca kendini toparlamak için çaba gösterir. Ancak rahim doğumdan sonra miyomlar nedeniyle kendini toparlayamaz hale gelebilir ve durum doğum sonu kanama nedeniyle daha ileri ameliyat riskini artırabilir. Rahim içine doğru büyüyen miyomlar embriyonun rahim içinde tutunmasına engel olarak da gebe kalmakta zorluk ya da kısırlığa nedeni olabilirler. Miyomlar gebelikteki hormonal değişiklikler nedeniyle gebelikte büyürler ve gebelik öncesi büyüklüklerinin iki katına ve daha fazla hacimlere ulaşabilirler. Ayrıca bu büyüme sırasında içlerinde dejenerasyon ile birlikte ağrıya neden olabilirler. Gebelik oluşması ve gebelikte her şeyin yolunda gitmesi durumunda da yine yerleşim yerine bağlı olarak zor doğum, sezaryenle doğum ihtimalinde artış, doğum sonu kanama miktarında artış, kan transfüzyonu ihtiyacında artış ve hatta rahimin alınmasına dar gidebilecek sorunlara neden olabilirler.”
“Tedavisi kişiye özel olmalıdır”
Miyomların rahimde yerleştikleri yerlere göre çeşitli tiplere ayrıldığını belirten Kumru, rahimde yerleştikleri yerlere göre sınıflandırmada rahim duvarının içinde rahim dışını örten zarın hemen altında, rahimin içine doğru büyüyecek şekilde, rahim dışında ve rahime bir kök ile bağlı şekilde gibi pek çok miyom tipinin bulunduğunu belirtti.
Kumru, “Miyom tedavisi genellikle hastaların sorunlarına göre bireyselleştirilerek yapılmaktadır. Tesadüfen tespit edilen, hastada herhangi bir şikâyete ya da soruna neden olmayan küçük hacimli miyomlar herhangi bir tedavi uygulamadan takip edebilirler. Doğurganlık çağında ve gebe kalmak istediği halde gebe kalamayan bir hanımefendide, gebe kalamamanın başkaca bir nedeni bulunamamış ve sorunun miyom ile ilişkili olabileceği düşünülmüş ise miyomun çıkarılması yerinde bir karar olacaktır” dedi.
Kumru, gebelik düşünen ya da gebe olanları gebe kalmayı planlayan hanımların gebe kalmadan önce mutlaka hekime başvurmaları konusunda tavsiyede bulundu.