العربية

Prof. Dr. Adem Palabıyık: Çözüm süreci değil devlet politikası

Prof. Dr. Adem Palabıyık, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin tarihi İmralı çıkışı ve sonrasında ilerleyen siyasal süreçleri değerlendiren 'Çözüm süreci değil devlet politikası' adlı bir yazı kaleme aldı.

Prof. Dr. Adem Palabıyık: Çözüm süreci değil devlet politikası
07-01-2025 20:07

Bitlis Eren Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Adem Palabıyık, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin 22 Ekim'deki tarihi İmralı konuşmasının ardından ilerleyen siyasi süreçle ilgili değerlendirmede bulundu.

Suriye'deki gelişmeler, FETÖ/PKK şer ekseninin yok edilmesi ve devlet politikaları ekseninde dikkat çeken bir yazı kaleme alan Prof. Palabıyık yazısının tamamı şu şekilde:

ÇÖZÜM SÜRECİNİ FETÖ-PKK İŞ BİRLİĞİ BİTİRDİ

Sayın Devlet Bahçeli’nin çağrısından sonra hareketlenen siyasal süreç önemli ve hızlı adımlarla ilerliyor. Bir yandan terör ile silahlı mücadele devam ederken öte taraftan siyasal müzakereler devam ediyor. Tam da bu zaman diliminde Suriye’de 13 günde gelen zafer, Fırat’ın doğusundaki terör yuvasını da oldukça tedirgin etmektedir. Hem sayın Bahçeli’nin hem de Cumhurbaşkanımızın iç ve dış cephe vurgusu, bugün ve yukarıda bahsettiğim sebeplerden dolayı daha anlamlı hale gelmiştir. Şurası bilinmelidir ki, başlatılan takvim bir Çözüm Süreci değil Devlet Politikasıdır. 

Şunu unutmamak gerekir ki Çözüm Süreci döneminde FETÖ terör örgütü, terörün bitmemesi için elinden geleni yapmıştır. Çeşitli suikastlar gerçekleştirerek özellikle Milli İstihbarat Teşkilatı’nı zaafa uğratmaya çalışmıştır. PKK’nın vurulacak hedeflerini çeşitli hamlelerle geciktirmiş ve neredeyse operasyonları felç etmiştir. Bugün FETÖ terör örgütü yoktur, zaten Suriye merkezli işletilen takvimin bu kadar başarılı olma sebeplerinden biri de budur. 

DEVLET POLİTİKASI, SİLAH BIRAKTIRMA VE TERÖR BİTİRME TAKVİMİDİR

Hem sayın Bahçeli’nin hem de Cumhurbaşkanımızın açıklamaları, PKK-PYD terör örgütünü silah bırakmasına yöneliktir. Bölgedeki ve Suriye’nin kuzeyindeki Kürt halkına dair işletilen süreç bir güven politikasıdır. Lakin terör örgütlerine karşı işletilen süreç bambaşkadır. Dikkat edilirse takvim işletilirken bir taraftan da Kayyımlar atanmakta ve işlevsellik devam etmektedir. Bu durum şu anlama gelmektedir: Devlet, terörü bitirmenin kararını vermiştir lakin bu takvimin karşısında yer alan kim varsa da bertaraf edilecektir. Ahmet Türk’ün, Kayyım ile görevden alınmasına rağmen İmralı heyetinin içinde yer almasına izin verilmesi de bunun kanıtıdır. Devletimiz, takvime zarar verecek pratikleri ortadan kaldırarak, takvimin devam etmesini netleştirmiş ve uygulamaya almıştır. Bu da, terörün muhakkak biteceği anlamına gelmektedir.

PYD, İSRAİL İLE İŞ BİRLİĞİ YAPMAYI DA İSTEMEKTEDİR, BUNA İZİN VERİLMEYECEKTİR

Dikkat edilirse özellikle örgütün Avrupa aklı ile katil İsrail’in bazı isimleri, Fırat’ın doğusundaki Kürtler hakkında işbirliği yapmaktadır. Bunun asıl amacı, buradaki halkı İsrail’e yem etmek ve kucağına itmektir. Devletimiz, buna da izin vermeyecektir. 

Beşinci İttifak da zaferle gelecektir.

Kürt milleti ile Türk milleti arasında 4 ittifak yapılmıştır. Malazgirt, Çaldıran, Kurtuluş Savaşı galibiyetleri ile 15 Temmuz işgal girişiminde de dördüncü ittifak yapılarak zafer elde edilmiştir. Şimdi beşinci ittifaka doğru gidilen bu süreçte, devletimiz bu yüzyılda terör sorunun bitirmeye karar verdiği anlaşılmıştır.

SURİYE ÇÖZÜLÜRSE, GAZ REZERVİ VE KIBRIS SORUNU DA ÇÖZÜLECEKTİR

Şurası açıktır ki, Suriye sorunun çözülmesi doğu Akdeniz gaz rezervinin ve Kıbrıs sorunun çözülmesi de gerçekleşecektir. Bu da hem ABD’yi hem de İsrail’i yalnızlaştıracak ve devletimiz süper güç haline getirecektir. Elde edilecek güç, devletimizi küresel politikalarda daha etkin hale getirecektir. Asıl istenmeyen de budur. 

Kaynak: HABER7.COM

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER