Sosyal medyanın yaygınlaşmasıyla beraber Türkçeye yeni kelimelerle birlikte yeni anlatım biçimleri eklendi. Konuşma esnasında sık kullanılan bazı kısaltmalar ve emojiler, Türk Dil Kurumu sözlüğünde yer almıyor. Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Toparlı, duygu ve düşüncelerin güzel kelimeler yerine emojilerle anlatılmasını yadırgadığını dile getirdi.
Türk Dil Kurumu Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Recep Toparlı, günlük konuşmada sıklıkla kullanılan kısaltma ve emojilerle ilgili konuştu. Prof. Dr. Toparlı, “Bunlar özentilerdir. Bunlar kalıcı olmazlar. Yani gençlerin sevgilerini, duygularını, öfkelerini belli etmek için Türkçede onlarca anlatım vardır. Bunlardan uzaklaşıp sadece bir hareketle ki bu hareketler sözlükte yer almaz. Türk Dil Kurumunun sözlüğünde hiçbir zaman yer almaz. Bunları ben gençlere mümkün olduğu kadar kullanmamalarını söylüyorum. Hatta ’bık gelmek’ gibi kısaltıp kullanımların da zarar vereceğini, birbirleriyle mesajlaşırken ’teşekkür’ yerine ’tşkr’ yazmalarını. Selam yerine ’slm’ yazmalarını yadırgıyorum. Çünkü bugün ’slm’ yazdığınızı yarın okumaya kalkarsanız ’Salim’ diye de okunabilir. Türkçenin en önemli özelliği sesli harflerin çokluğudur. Sesli harfleri yazmazsanız ileride yazdığınız şeyleri okuyamama tehlikesiyle karşı karşıya kalırsınız. Onun için Asım’ın nesli diyordum ya nesilmiş gerçek. İşte çiğnetmedi namusunu, çiğnetmeyecek. Mehmet Akif’in dizelerinde böyle diyor. Asım’ın nesli yani gençlik namusunu, buradaki namus sadece soyut anlamıyla değil ülkesi, vatanı, bayrağı ve dili olarak kabul ediniz. Ezanı olarak kabul ediniz. Bu gençlik bunlara hiçbir zaman laf söyletmemiştir, söyletmeyecektir” dedi. “Dil, bir milletin en önemli unsurudur”
Emojilerle dilin kirletilmemesini söyleyen Toparlı, “Dil, bir milletin en önemli unsurudur. İnsanların birbirleriyle anlaşma vasıtasıdır. Öyle emojilerle kısa kısa konuşmalarla kendi konuştuğunuz dili kirletmeyiniz. Kendinizce konuşun. Bu heves geçicidir. Geçip gider. Ertesi gün tahmin ediyorum gençler ileriki yaşlarında, olgunlaştıklarında yaptıklarının yanlış olduğunu anlayacaklar ve güzel Türkçemizin güzellikleriyle konuşmaya ve yazmaya devam edeceklerdir” ifadelerine yer verdi.