Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen "Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesindeki Naaşların Tanzimi" projesi ile ilgili panel düzenlendi.
Konya’da, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca yürütülen "Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesindeki Naaşların Tanzimi" projesi ile ilgili panel düzenlendi. Konya Büyükşehir Belediyesi Taş Binada düzenlenen panelde 6 aşamadan oluşan proje değerlendirildi ve sonuçlar paylaşıldı. Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesinde farklı zamanlarda yaşanan sandukaların tahrip edilmesi olaylarını anlatarak sözlerine başlayan Konya İl Kültür ve Turizm Müdürü Abdüssettar Yarar, “Türkiye Selçuklu Konya Haneden Türbesindeki Naaş Tanzimi Projesi, Kültür ve Turizm Bakanlığımızın izni ile Konya Valiliğimizin riyasetinde il müdürlüğümüzle birlikte türbenin ve naaşların yüz yıllardan beri tahrip edildiğine dair bu haberlerin gerçekliğini araştırmak, Sultanlar Türbesini gerektiği şekilde onarıp ziyarete açılması amacıyla 2017 yılında başlamıştır. Sultanlar Türbesini ve içerisindeki sandukaları açtığımızda karşılaştığımız manzara bizi bu zamana kadar devam eden çalışmayı yapmaya mecbur kılmıştır. Sultanlar Türbesinin alt katındaki Cenazelik kısmında bulunan 8 sanduka açıldığında sadece 2’si içerisindeki poşetlere rastgele doldurulmuş iskeletler, kafatasları, naaş kalıntıları ile karşılaşılmıştır. Bu yüzden zorunlu hale gelen bu çalışma 7 yıl boyunca Türkiye Selçukluları Konya Haneden Türbesindeki Naaş Tanzimi Projesi adıyla 6 aşamada tamamlanmıştır” dedi. "Bu çalışmayı önemli kılan sultanlara ait kemik iskeletleri olmasıdır"
Proje süreçlerini anlatan Necmettin Erbakan Üniversitesi Adli Tıp Bölüm Başkanı Prof. Dr. Şerafettin Demirci, “Bu iskeletleri yazılan yazılar nedeni ile biliyordum. Yapabileceğimizi, teknik donanıma büründüğümüzü ifade ettim. Ekibimizle ilk etabı başlattık, kemik iskeleti çıkardık. 8 sanduka içeresinde 1’inde 70 kadar omurga, diğer sandukada ise karmaşık şekilde kafataslarından oluşan 24 veya 32 cesede ait olduğu düşünülen bin 800 kadar kemik iskeleti çıkardık. Yaklaşık 4 gün süren bir çalışma, andropetrik çalışmalar sonucunda hangi kemiğin hangi iskelete ait olduğu tespit edildi. 7 ceset kalıtıcı özellikleri ile karşımıza çıktı. Bunlardan 2 tanesi 1. Mesut ve 2. Kılıçarslan Sultanlarının rahatsızlıklarıydı. Böylelikle kolayca tanıları konuldu. 2. etapta cesetlerin her birinin tomografileri çekilmiştir. Alınan numuneler İstanbul Adli Tıp Kurumuna götürüldü. Multidisipliner bir çalışma, birçok kişinin emeği oldu. Bu çalışmayı önemli kılan sultanlara ait kemik iskeletleri olmasıdır” şeklinde konuştu. "2017’de başlayan proje 6 aşamada tamamlandı"
Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay ise, proje çerçevesinde emeği geçenlere teşekkür ederek, “Türkiye Selçukluları Konya Hanedan Türbesindeki Naaşların Tanzimi Projesi çerçevesinde elde edilecek sonuçların paylaşılacağı bu panel şehrimizin tarihine ve kültürüne ışık tutacaktır. Bugün 2017’de başlayan ve 6 aşamada tamamlanan proje sonucu tarihimizde yepyeni bir sayfayı aralıyor oluşumuzu sizlerle paylaşmaktan mutluluk duyuyorum” diye konuştu. "Selçuklu Medeniyeti, Türk-İslam Medeniyetinin anlaşılması, gelecek nesillere aktarılması yönünde çok önemli bir çalışma"
Konya Valisi Vahdettin Özkan da, “Bu proje, memleketimiz, milletimiz açısından çok önemli bir husus. Selçuklu Medeniyeti, Türk-İslam Medeniyetinin anlaşılması, gelecek nesillere aktarılması yönünde çok önemli, derinlikli bir çalışmayı hep beraber müşahede ediyoruz. Bu vesileyle katkısı olan herkese teşekkür ederiz. Projenin başlangıcından şimdiye kadar hem devlet yetkililerimiz hem mahalli idarilerimiz hem akademik çevrelerin işbirliği ile bu güzel çalışmayı ortaya koymuş oldular” ifadelerini kullandı. "6 yıla yakın bir sürede tamamladık"
Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Nadir Alpaslan ise proje de emeği geçenlere teşekkür etti. Bakan Yardımcısı Alpaslan, “Bugün Anadolu’daki Türk tarihinin başlangıcı olan, başşehrimiz olan Konya’da Türkiye Selçukluları hanedanının tekrar naaşların tanzimi projesiyle bu çalışmaları değerlendirmek için bir aradayız. Toplantımızın, tarihimizin daha açık, daha doğru bilinmesi adına önemli bir program olduğunu ifade ederek hayırlara vesile olmasını diliyorum. Biz Türkler, Anadolu’daki maceramız bin yıla yaklaştı. Burada büyük bir medeniyet oluşturduk. Dünyanın en büyük imparatorluklarından birini kurduk. Tabii içinde bulunduğumuz dünyada değerlere ne kadar çok ihtiyaç duyduğumuzu büyük bir ihtiyaç ve inançla bu tarihi gerçekleştiren ecdadın torunları olarak ne kadar çok ihtiyacımız olduğunun da altını çizerek ecdadımıza Rabbimden rahmet niyaz ediyorum. Bilimsel anlamda ecdadımıza saygı açısından önemli bir projeyi burada çok katılımlı, çok taraflı, Türkiye Devleti’nin ve Türk Milleti’nin bir bileşimi olarak 6 yıla yakın bir sürede birleştirdik” dedi.