Sağlık

“Saç dökülmesinden varis yaralarına kadar pek çok sorunun çözümü: PRP”

Kardiyovasküler cerrah dr. Taner şaşırtan

“Saç dökülmesinden varis yaralarına kadar pek çok sorunun çözümü: PRP”
21-01-2023 11:53

Kardiyovasküler Cerrah Dr. Taner Şaşırtan, son yıllarda adı sıkça duyulan PRP tedavi yönteminin saç dökülmesinden cilt gençleştirmeye, diyabetten varise kadar pek çok hastalıkta tercih edildiğini söyledi. Dr. Şaşırtan, bu yöntemin hastanın kendi kanının plazmasının geri verilmesiyle uygulandığını belirterek bu işlemin yalnızca uzman doktorlar tarafından yapılması gerektiği konusunda uyarıda bulundu.


Acıbadem Eskişehir Hastanesi Kardiyovasküler Cerrahi Uzmanı Dr. Taner Şaşırtan, son zamanlarda yaygınlaşan PRP yani “Platelet Rich Plasma” tedavisiyle ilgili önemli bilgiler verdi. PRP’nin vücuttan alınan küçük bir miktar kanın özel bir işlem ile plazmasının yani serum kısmının ayrıştırılarak, vücuda geri verilmesi işlemi olduğunu ifade eden Dr. Şaşırtan elde edilen plazmanın, “platelet” yani trombosit denilen hücrelerden oldukça zengin olduğunu ve içerdikleri büyüme faktörleri sayesinde yara iyileşmesinde önemli rol oynadıklarını söyledi. PRP tedavisi ile kişinin kendi kanıyla vücudundaki bazı hastalıkları iyileştirmenin ve cildi gençleştirmenin mümkün olduğunu dile getiren Dr. Şaşırtan ilaç yerine kişinin kendi kanının kullanıldığı PRP tedavisinde özellikle çevresel ve genetik faktörlerle birlikte yavaşlayan hücre yenilenmesinin tekrar hızlandığını belirtti.


“Damar hastalıklarından cilt gençleştirmeye pek çok alanda kullanılıyor”


Dr. Şaşırtan PRP yönteminin saç dökülmesinden, cilt gençleştirmeye, ağrı tedavisinden, yara iyileşmesine ve ortopedik pek çok hastalığın tedavisinde tercih edildiğine değinerek “Damar hastalıklarına bağlı yaralarda, diyabet ve varise bağlı iyileşmeyen bacak yaralarında, tendon yaralanmaları ve tenisçi dirseği gibi tendinitlerde, diş implantlarından sonra yara iyileşmesi sürecini hızlandırmak için kullanılır. Özellikle uzun süredir tedaviye rağmen kapanmayan belli büyüklükteki yaralar PRP ile başarılı bir şekilde kapanıyor” dedi.


Yaş ve çevresel faktörler nedeniyle yaşlanan deride, gözle görülebilen birçok değişiklik olduğunu vurgulayan Dr. Şaşırtan “Yaşla birlikte derinin elastikiyeti azalır, kırışıklıklar artar ve deride sarkmalar meydana gelir. Tüm bunlardan; derideki kolajen, elastin liflerdeki azalma ve yapılarındaki bozulma sorumludur” diye konuştu.


“2-4 hafta aralıklarla uygulanır”


PRP işleminin uzman doktorlar tarafından uygulanması gereken bir tedavi yöntemi olduğunun altını çizen Dr. Şaşırtan şu detayları dile getirdi, “Öncelikle hastadan alınan kan steril şartlarda özel bir tüpün içine konulur. Sonra bu kan, içinde jel bulunan tüpe yerleştirilir. Santrifüje konulan tüpteki kanın içindeki maddeler 5-8 dakika içinde ayrıştırılır. Kanın trombositlerden ve büyüme faktörlerinden zengin plazma kısmı ayrıştırılmış olur. Elde edilen karışım enjeksiyon yöntemi ile ilgili alana uygulanır. PRP 2-4 hafta aralıklarla uygulanır. PRP kürü tamamlandıktan sonra yılda 1-2 kez enjeksiyonlarla işlemin devamı sağlanabilir.”


“Diyabete bağlı yaraları hızla iyileştirebilir”


Dünya çapında önemli kısmı bacak olmak üzere uzuv kayıplarının önde gelen nedeninin diyabetik ayak yaraları (ülser) olduğunu belirten Dr. Şaşırtan trombositten zengin plazmanın (PRP), yarayı daha erken kapatarak ve uzuv kesilmesi ihtiyacını azaltarak iyileşme sırasında bu sabit yaraları daha hızlı değiştirebildiğini ifade etti. Diyabetik ayak ülserinin yüzde 25 oranında ayak ve bacak kaybı ile sonuçlanan önemli bir sağlık sorunu olduğunu söyleyen Dr. Şaşırtan “İyileşme dokusunun oluşumunda gecikmeye ve yaranın gerilme mukavemetinde bir azalmaya yol açan uzun süreli bir iltihabi faz vardır. PRP, gerekli büyüme faktörlerini sağlayarak ve iltihabı azaltarak yara iyileşmesini sağlar. PRP, diyabetik ayak ülserlerini tedavi etmenin güvenli ve ucuz bir yoludur” dedi.


“Varis yaralarında da etkili oluyor”


Varis yaralarının da iyileşme süresinin oldukça uzun ve tekrar oluşma riskinin yüksek olduğunu söyleyen Dr. Şaşırtan, “Varis yaraları genellikle bileklerde, diz altı bölgede oluşur. Kahverengi, kırmızı ya da yeşil renkte olup genellikle akıntılıdır. Venöz ülser tedavisinde öncelikle altta yatan toplardamar hastalığı (varis ya da toplardamar pıhtısı) düzeltilmelidir. Kapak yetmezliği, darlık, tıkanıklık, tedavi edildiğinde venöz ülser de tedavi edilebilir. Venöz ülserin tekrar oluşmaması için öncelikle venöz ülserin, altta yatan toplardamar hastalığı tedavi edilmelidir. Yara tedavisinde çok yeni ve etkili olan PRP yöntemiyle kısa sürede çok başarılı sonuçlar elde ediliyor” diye konuştu.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER