At yetiştiriciliği hayalini gerçekleştirmek için minibüs şoförlüğünü bırakan ve İzmir Hipodromu’ndan aldığı bir atla işe başlayan Alaçatılı Haşim Tınas, aralarında çok sayıda derece kazanan 150 atla harasını büyüttü. Tınas’ın, güçlü orijini olan atlardan elde ettiği taylar, Türkiye’nin tüm hipodromlarında yarışırken, çok sayıda şampiyonluğa da imza attılar. 2005 yılında İzmir Hipodromu’ndan aldığı bir atla hayalini gerçekleştirmek için ilk adımı atan Haşim Tınas, Alaçatı otoyol girişine yakın bölgedeki harasında bugün 150 ata sahip. Tınas’ın yetiştirdiği yarış atları, 2005 yılından bugüne kadar hipodromlarda 1971 yarışta start alırken, 186 birincilik, 180 ikincilik, 211 üçüncülük ve 218 dördüncülük kazandı. Haşim Tınas’ın bugünlerde adından en çok söz ettiren yarış atı "Alaçatı Ağası" olurken, Türkiye’deki her hipodromda yarışan at, 14 defa birinci olmayı başardı. Tınas’ın yetiştirdiği New Alaçat, Çağdaş Alaçat, Yurt Başı, Cesi Affetmez, Büyük Tınas, Tınasoğlu ve Muslih Ağa da defalarca ilk 4’e girmeyi başaran yarış atları arasında yer aldı. "Türkiye’nin her hipodromunda atlarım yarışıyor ve yarış kazanıyor"
Haşim Tınas, at yetiştiriciliğine başlayışını şöyle anlattı: "Minibüs şoförlüğü yaparken, 2005 yılında, içimdeki merakla İzmir’deki hipodromdan bir at satın aldım. Atı alırken, ’Bu atı ne yapacaksın? Pulluk çekmez, araba çekmez’ dediler. Ben, at yetiştiriciliğine bir adım gibi düşündüm. 1-2 derken 3 kısrağım oldu. Yavru almaya başladık. Giderek at sayısı arttı. Hem minibüse hem de at yetiştiriciliğine vakit ayıramadığım için minibüsü bıraktım. 5 tay yetiştirdim. 4’ü yarış kazandı. Bu da şevkimi arttırdı. Kendimi geliştire geliştire atlarım çoğaldı. Şu anda 150 ata sahibim. Bu atlardan 30-40 tanesi her yıl start alıyor. Türkiye’nin her hipodromunda atlarım yarışıyor ve yarış kazanıyorlar" dedi. "Denizde çalıştırarak iyileştirdiğimiz birçok atımız yarış kazandı"
Sakatlık yaşayan atlarını denizde tedavi ettiğini söyleyen Tınas, "Hipodromda ufak tefek aksilik yaşayan ve sakatlanan atları geri alıyoruz ve denizde tedavi ediyoruz. İnsan yoğunluğundan uzak koylarda her sabah bu atları denize sokuyoruz. Bir yarış atı ortalama olarak 450-500 kilogram civarında. Jokey de binince yoğunluk daha da artıyor. Denizde atı çalıştırıp, kondüsyon yükleyince ata fazla yük binmemiş oluyor. Bu şekilde çalıştırdığımız zaman daha kısa zamanda iyileşiyorlar. Denizde çalıştırarak iyileştirdiğimiz birçok atımız yarış kazandı. Denizin haramıza çok yakın olması ve derin olmaması önemli bir avantaj oluyor" diye anlattı. "Son zamanlarda birçok yarış kazanan atımız, ’Alaçatı Ağası"
Atlarını evladı gibi gördüğünü belirten Tınas, "Hepsi bizim için çok değerli. Son zamanlarda birçok yarış kazanan atımız, ’Alaçatı Ağası’. Her hipodromda yarışan ’Alaçatı Ağası’nın 14 birinciliği var. Bize çok sayıda kupa sevinci yaşattı. ’At ismiyle yaşar’ derler. Biz de atlarımıza isim koyarken ’Alaçat’ adını ve kendi soyadımızı isim olarak koyuyoruz. Atlarımızın yarıştığı her yarış, bizim için ayrı bir heyecan" şeklinde konuştu. "Haramızda, güçlü orijini olan taylar üretiyoruz"
Hem bilgi olarak, hem de çevre olarak kendisini sürekli geliştirdiğini ifade eden Tınas, " Şu anda çok güçlü orijini olan atlarımız var. Haramızda, güçlü orijini olan taylar üretiyoruz. Taylarımız, önce binek eğitiminden, sonra da 100 metre, 200 metre, 400 metre gibi koşu eğitimlerinden geçiyor. Yaklaşık 6 ayda yarışlara hazır hale geliyorlar" diyerek sözlerini noktaladı.