Dr. Bülent Şık, Dünya Çocuk Hakları Günü çerçevesinde Selçuk Belediyesi tarafından, Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde düzenlenen “Çocuklar ve Gıda Güvenliği” konulu söyleşide konuştu. Dr. Şık, yerel yönetimlerin ihtiyaç sahibi kesimlere mutlaka acilen ulaşması gerektiğini vurguladı.
Dünya Çocuk Hakları Günü çerçevesinde Selçuk Belediyesi tarafından Efes Tarlası Yaşam Köyü’nde “Çocuklar ve Gıda Güvenliği” konulu söyleşi düzenlendi. Söyleşide konuşan Dr. Bülent Şık, 5 yaş altı çocuklardaki beslenme yetersizliğine bağlı sağlık sorunlarının önümüzdeki yıllarda çok ciddi bir artış göstereceğini düşündüğünü aktardı. Savaş ya da kıtlık dönemlerinden bağımsız olarak bir gıda krizi yaşandığını vurgulayan Şık, “Son bir yıl içinde gıda fiyatlarında 3 ile 4 kat aralığında bir artış oldu. Bu artış yoksul, gelir desteğinden yoksun, işsiz ve güvencesiz kesimlerin sağlıklı beslenmesi üzerine çok ciddi bir problem oluşturuyor. Ama bu problemin en çok mağdur ettiği kesimin de çocuklar olduğunu belirtmeliyim. Özellikle 5 yaş altı çocuklardaki beslenme yetersizliğine bağlı sağlık sorunlarının önümüzdeki yıllarda çok ciddi bir artış göstereceğini düşünüyorum. Okullarda beslenme yetersizliği ve açlık sorunu yaşayan çocuklarla ilgili çok sayıda haber kamuoyuna yansıyor. Ancak okula gitmeyen 5 yaş altı çocukların da sağlıklı beslenmeden mahrum olmasının çok ciddi sorunlar doğuracağını mutlak surette kamuoyunun bilmesi gerekiyor” dedi. "Gıda güvencesi olmayan aileler tespit edilmeli"
Türkiye’de okul öncesi çağda 6 milyon çocuk olduğunu belirten Şık, “Yapılan çalışmalar genellikle okullara yöneldiği için biz de oradaki çocuklara odaklanmış bulunmaktayız. Ama Türkiye’de okul öncesi 6 milyon çocuk var. Bu çocukların büyük çoğunluğu herhangi bir destekten yoksun. Hamilelik dönemi dair hayatın ilk birkaç yılında sağlıklı beslenme olağanüstü önem taşıyor. Dolayısıyla gıda güvencesi açısından sorun yaşayan ailelerin tespiti, bu ailelere nasıl destek sağlanacağına dair bir yaklaşımın oluşturulması, özellikle 1 yaş altı çocuklara mama desteği sağlanması, yapılacak desteğin süreklilik arz etmesi çok önemli. Yapılacak destek çalışmalarında sadece belediyeye başvuran aileler değil, bir şekilde temsil hakkından yoksun, kendisini ifade edemeyen, hak talebinde bulunmakta çekingen davranan kesimlere de yerel yönetimlerin mutlaka ulaşması gerekiyor” ifadelerini kullandı. "Yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor"
Gıda krizinden en çok etkilenen kesim olan çocukların sağlıklı ve yeterli beslenmesi için yerel yönetimlere önemli görevler düştüğünü belirten Bülent Şık, “Uygulanacak beslenme desteği programlarının odak noktasında çocuklar olmalı. Çocuklar yaşanacak gıda krizinin en önemli mağdurları. Hane bazında yapılacak çalışmalarla beslenme desteğine ihtiyaç duyan ailelerin tespit edilmesi gerekiyor. Özellikle hamilelik döneminde olan kadınlarla beş yaş altı çocuk sahibi aileler en kritik kesimi oluşturuyor. Hayatın ilk iki yılında ve sonrasına, beş yaşa kadar olan dönemde yeterli beslenmeden mahrum kalmak bütün bir hayatı etkileyecek, gerek fiziksel, gerek zihinsel çeşitli sağlık sorunlarına kapı aralıyor. Dolayısıyla yerel yönetimlerin ihtiyaç içindeki ailelere, çocuklara destek sağlayacak bütün programları acilen ve devamlılık arz edecek şekilde hayata geçirmesi gerekiyor. Devamlılık önemli çünkü mevcut gıda krizi muhtemelen önümüzdeki yıllarda da devam edecek. Ailelere yapılacak destek programı doğrudan gıda yardımı, gelir desteği sağlanması ya da dolaylı yardım şeklinde olabilir. İlla gıda veya beslenme yardımı olması gerekmiyor yani. Ailelerin mutfak tüpüne destek, elektrik tüketimine, su tüketimine destek sağlanabilir. Böylece gıda harcamalarına daha fazla pay ayırmaları sağlanabilir. Gıdaya gelirlerinden daha büyük pay ayırmalarını sağlayacak her türlü kamusal destek programı da son derece önemli" açıklamasında bulundu.