Soğuk ve rüzgarlı havalarda yüz felcine karşı uyaran Nöroloji Uzmanı Dr. Ayla Çulha Oktar, “Mevsim geçişlerinde, daha çok rüzgarlı, lodoslu havalarda ortaya çıkmasını bekliyoruz. Son dönemde hava durumundaki ani düşüşler, rüzgar etkisiyle hastaların başvurularında bir artış söz konusu. Birkaç hafta önce gelen bir hastamız taksi şoförüydü, cam açık bir yolculuk sonrası yüz felci tablosuyla başvurmuştu. Çok rüzgarlı havalarda belki kulak, ağız, burun çevresini atkı, bere bu tip örtülerle kapatmak iyi olabilir. Bu hastalar yüzde 85 oranında iyileşiyor, bazı hastalarda kalıcı hasar da kalabiliyor” dedi.
Son günlerde hava sıcaklıkları değişkenlik gösterirken özellikle doğu illerinde termometreler zaman zaman eksi dereceleri ölçüyor. Uzmanlar ise halk arasında yüz felci olarak bilinen yüz kaslarının bir kısmının veya tamamının hareket ettirilememesi durumuna karşı uyarıyor. Sultangazi Haseki Eğitim ve Araştırma Hastanesi Nöroloji Bölümü’nden Uzm. Dr. Ayla Çulha Oktar, soğuk havalarda vatandaşların yüz felcine karşı dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Kaslarda seğirme gibi istemsiz hareketler, etkilenen tarafta değişmiş tat duyusu, konuşma bozukluğu, aşırı salya üretimi, etkilenen taraftaki kulakta seslere aşırı duyarlılık gibi bulguların yüz felcinin belirtilerinden olduğunu aktaran Uzm. Dr. Oktar, soğuk havalarda yüz felcine karşı tavsiyelerde bulundu. “Hava durumundaki ani düşüşler, rüzgar etkisiyle başvurularda artış söz konusu”
Yüz felcini genellikle mevsim geçişleri, soğuk ve rüzgarlı havalarda beklediklerini anlatan Nöroloji Uzmanı Dr. Ayla Çulha Oktar, “Toplum arasında yüz felci olarak bilinen periferik fasiyal paralizi yüz kaslarını etkileyen, ani olarak ortaya çıkan ve genellikle tek taraflı olabilen felç halidir. Vücut direncinin düşük olduğu dönemlerde, stres durumlarında ortaya çıkabilen genellikle virüs kaynaklı olan bir sinir hasarıdır. Yüz kaslarına giden sinirin hasarı sonucu o yüz kaslarında bir hareket kusuru söz konudur. Genellikle mevsim geçişlerinde daha çok rüzgarlı, lodoslu havalarda ortaya çıkmasını bekliyoruz. Nadir de olsa kulak ve tükürük bezi tümörlerinde ortaya çıkabiliyor. Son dönemde hava durumundaki ani düşüşler, rüzgar etkisiyle hastaların başvurularında bir artış söz konusu. Yüz felcini daha çok 15-45 yaş arası bekliyoruz, gelen hastalar daha çok genç, erişkin hastalar. Etkilenen taraftaki göz kapağı hareket edemediği için göz kapatamama, ağız kenarında bir çekilme bekliyoruz. Bu kişiler ağzını tam oynatamadığı için sıvı gıdalarda dışarıya akma söz konusu olabiliyor. Tat değişiklikleri, yutma problemleri de beklediğimiz durumlar. Böyle bir kliniği olan hastaların en kısa zamanda doktora başvurması iyi olur” dedi. “Hastamız cam açık bir yolculuk sonrası yüz felci tablosuyla başvurmuştu”
Erken tanının önemi ve yüz felci durumlarında tedaviye yönelik bilgi veren Uzm. Dr. Oktar, sözlerine şöyle devam etti:
"Ne kadar erken tanı konup tedaviye başlanırsa düzelme oranı da o kadar yüksek oluyor. Bu tip hastaların muayenesinin iyi bir şekilde yapılması mutlaka gerekli, altta yatan bir enfeksiyon var mı bunun araştırılması lazım çünkü bunlar tedavi seçeneklerini etkileyen durumlar. Tedavide kortizonlu ilaçlar veriyoruz ama altta yatan bir enfeksiyon varsa mutlaka tedavi edilmesi lazım. Bir süre önce gelen hastamız bir taksi şoförüydü; tam bu hava değişikliği olduğu dönemde sigara da içen bir hasta olduğu için cam açık bir yolculuk sonrası yüz felci tablosuyla bize başvurmuştu. Erken dönemde geldiği için tedavisine başladık. Kontrole geldiğinde büyük oranda bir iyileşme söz konusuydu. Çok rüzgarlı havalarda belki kulak, ağız, burun çevresine atkı, bere olur, bu tip örtülerle kapatmak iyi olabilir. İş hayatı çok önemli, bahsettiğim hasta bir şofördü, soğuk havalarda çok rüzgarda kalmamaya özen göstermek gerekebilir. Kortizonlu ilaçlar ilk tedavi seçeneğimiz, bu ilaçları kullanırken göz kapatamadığı için hastalar göz kapama pedleriyle gözünü koruması lazım yoksa kuru göz, gözde batma, yanma gibi şikayetler ortaya çıkabiliyor. Yine kortizonlu tedavi alırken hastaların diyetine dikkat etmesi gerekiyor. Tuzsuz, şekersiz yemeleri gerekmekte. Onun dışında suni gözyaşı damlaları veriyoruz. Eğer bir enfeksiyon varsa onu tedavi etmemiz gerekiyor. 1 ay içinde yüzde 85 oranında iyileşme bekliyoruz eğer hiçbir klinik iyileşme yoksa bu defa EMG (sinirlerin sağlığını ve işlevini değerlendiren bir teşhis testi) incelemesiyle sinirde iyileşme var mı yok mu belirtisi olup olmadığına bakıyoruz. Onda da bir yanıt yok ise dekompresyon cerrahisi dediğimiz bir tedavi de bu hastalara uygulanabiliyor. İlaç tedavisinin yanı sıra yüz egzersizleri dediğimiz fizyoterapi hareketleri de öneriyoruz. Bu hastalar yüzde 85 oranında iyileşiyor, tabi koruyuculuk çok önemli. Rüzgarlı, soğuk havalarda kişinin kendini koruması çok mühim, enfeksiyon durumlarından biraz kendini koruması lazım. Kalıcı hasar olabiliyor, iyileşmenin yanlış olduğu, sinirin yanlış iyileştiği durumlarda yüzde istem dışı çekilmeler olabiliyor. Bu gibi durumlarda da botoks tedavisi öneriyoruz. Genelde tedavisi yüz güldürücü bir hastalık”