İsrail’in Gazze’de yüzlerce kişinin hayatını kaybettiği kanlı hastane saldırısının ardından yıkılan binaların altında kalan Filistinli çocuğun ekmek parçası kaldırdığı çizimini takipçileriyle paylaşan dijital yazar ve çocuk kitabı resmeden Ayşe Şeref, sosyal medya kullanıcılarının sesi oldu. Şeref, İsrail’e tepki gösterilen paylaşımlarda kullanılan çizimi için, “’Bu küçücük eli de mi görmüyorsunuz, bunu da mı yok sayıyorsunuz’ şeklinde hepimizin bir haykırışıydı” dedi.
İsrail’in Filistin’e yönelik devam eden saldırılarında binlerce kişi yaşamını yitirdi. 7 Ekim’den itibaren Filistin halkının yaşadığı zulmü sosyal medyadan da görenler, dünyanın farklı yerlerinde çeşitli protestolarla İsrail’e tepki göstermeye devam ediyor. Sosyal medya kullanıcıları aynı zamanda çeşitli görsellerle de tepkilerini ifade ediyor. Gazze’de binlerce kişinin katledildiği bombalı hastane saldırısının ardından ‘yıkılan binaların altında kalan Filistinli çocuğun ekmek parçası kaldırdığı’ çizimini paylaşan dijital çizer ve çocuk kitabı resmeden Ayşe Şeref, Türkiye’nin sesi oldu. Yaptığı çizimiyle kitlelere ulaşan Ayşe Şeref, duygularını ifade ederken gözyaşlarına hakim olamadı.
Çocuklar için uzun yıllardır resim yaptığını anlatan dijital çizer Ayşe Şeref, “Uzun yıllardır çocuklar için resim çalışmaları yapıyorum. Ressam İlhami Atalay ve Cemal Toy’un öğrenciliğini ve asistanlığını yaptım. Hem yurtdışında hem yurtiçinde birlikte birçok çocuk projesine imza attık. Özellikle yetim çocuklarla projeler yaptık. Bunları Türkiye getirerek sergi yaptık. Bununla beraber çocuklarla felsefe alanında da çalışmalar yürüttüm. Bu alanda çocuk kitaplarıyla çok fazla haşır neşir olmuş oldum. Bu da beni biraz dijital çizime de yönlendirdi. Son 3 yıldır da dijital çizim, çocuk kitabı resimleme ve illüstrasyon alanında çalışmalar yürütüyorum” ifadelerini kullandı. “’Bu küçücük eli de mi görmüyorsunuz, bunu da mı yok sayıyorsunuz’ şeklinde hepimizin bir haykırışıydı”
7 Ekim’den bu yana saldırıların sürdüğünü ve bu saldırılara hala sesini çıkarmayanların kendisini derinden etkilediğini söyleyen Şeref, "Özellikle hastanenin bombalandığı gün uyuyamadım, çok uzun süre haberleri takip ettim. Bir kız çocuğunun elinde tuttuğu ekmeği görünce onu hemen resmetmek istedim. Çünkü insanlara artık ‘bunu da mı görmüyorsunuz’ demek istedim. Sedyede öylece yatıyordu. Belki yaşamını yitirmişti. Ben bunu hemen çizmek istedim. Çünkü insanlara duyurmak istedim. Yani ‘bu küçücük eli de mi görmüyorsunuz, bunu da mı yok sayıyorsunuz’ şeklinde hepimizin bir haykırışıydı. Bunu bu şekilde yönlendirmek istedim. Ve evet o günden sonra sesler biraz daha arttı. İnsanların belki biraz daha dikkatini çekti. Fakat hala devam eden bir zulüm var. Bu yüzden hiçbirimizin durmaması gerektiğini düşünüyorum. Bir çizer olarak resmederek, belki bir müzisyen olarak sesine, müziğine yansıtmasını sağlayarak elimizden gelen her şeyin yapılması gerekiyor. Ya da bir yaza olarak şiirine veya yazısına eklemesini sağlamalıyız. Aynı zamanda o çocuğun elini görünce artık bir ekmeğe bile ihtiyacım yok duygusunu hissettim. Bir çocuğun en temel ihtiyacı karnını doyurmasını bile sağlayamamış olduk. Bu görülmemesi imkansız olan bir şey. Herkesin bu gerçeği ortaya çıkararak yaymasını ve artık bu zulme son verilmesi adına bir şeyler yapması gerektiğine inanıyorum. Hastane bombalanmasından sonra yaptığım o ekmek tutan küçük bebeğin resmi sosyal medyada bazı kitlelere ulaştı. Bu daha çok yayılabileceğini gösterdi. İnsanlar bazen paylaşım yapıyoruz ama bu neye yarıyor diye düşünebilir. Gerçeklik yayıldıkça bir değer kazanıyor. Şöyle bir durumla da karşılaştım. Filistin bayrağını ya da yazısını paylaştığımda sayfamda çok fazla engelleme yaşandı. Engellendi ve görülmedi. Bu da gerçekten yaptığımız şeyin aslında değerli olduğunu gösteriyor. Çıkardığımız bu sesin bir değeri var. Susturulmaya çalışıyorsak demek ki bir işlevi var” dedi. “2 bin, 3 bin, 4 bin diye gidiyor fakat bu sayılar arttıkça, o sayıların artık insanlığını yitirdiğini görüyoruz”
Filistin’de hayatını kaybedenlerin sayıdan ibaret olmadığının altını çizen Şeref, “Çizerler olarak kimimiz var olan durumları resmediyoruz. Kimimiz ise yaşamını yitiren çocukların, gençlerin hayatlarına odaklanmak istiyoruz. Çünkü sayı olarak temsil ediliyor evet 2 bin, 3 bin, 4 bin diye gidiyor fakat bu sayılar arttıkça, o sayıların artık insanlığını yitirdiğini görüyoruz. Ölenlerin sayısı artıyor ama her biri aslında bir insanı temsil ediyor. Tanımadığımız için yeteri kadar anlayamıyoruz. Belki benimseyemiyoruz. Yaşamını yitiren insanları tanımamız gerektiğini düşüyorum. Bu anlamda videolar paylaşılıyor biz de bunları kalıcı hale getirebiliriz diye düşündüm. Dün de böyle bir resim yapmak istedim. ‘Hala’ diye 13 yaşındaki çocuğumuzu resmettim. Onun şöyle bir hayali varmış. Şarkıcı olmak. Tiyatro alanında da bir yeteneği var. Bir de gönüllü çalışma yapıyormuş. İşitme engelli çocuklara işaret diliyle şarkıları çeviriyormuş. Ve gerçekten çok etkileyiciydi. Bu kadar hayat dolu, becerikli ve yetenekli bir gencin bir hava saldırısı nedeniyle evinde can verdiğini gördüm. Bunu bir sayıyla bahsedemeyiz. Bir ismi var. Bir hayatı, yaşantısı, hayalleri ve amaçları vardı. Bu şekilde yansıtılması gerektiğini düşündüm ve resim çalışması yaptım. Tüm çizerleri de bu konu da davet ediyorum. Herkes görebildiği kişileri bu şekilde duyurabilir. Çünkü biz tanımadığımız şeyi yeteri kadar anlamlandıramayız. Sadece sayı olarak baktığımız zaman bize gerçeği yansıtamaz. İnsanla tanıdıkça bağ kurarsın” şeklinde konuştu.