Halep operasyonunun etkileri sürüyor. Muhalif kaynaklar Esad rejim bölgesinden üst düzey komutan, sivil bürokrat ve siyasetçinin kendileri ile irtibat kurduğunu ve yakın dönemde büyük kopuşlar yaşanacağını kaydetti.
Suriyeli rejim milletvekili ise “Baas’ın ana kadrosu Şam’dan ayrıldı. Rejimin geleceğinden ümidi kestiler. Bütün seçenekler tartışılıyor. Ancak ümitsizlik her zamankinden daha fazla” dedi.
Suriyeli araştırmacı Bekir Atacan “Halep’in yeniden muhalifler tarafından ele geçirilmesi Suriye, hatta bütün Orta Doğu denklemini derinden etkiledi. Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak ve Beşar Esad ve Baas rejiminin düşüşü kaçınılmaz. Bu noktada Türkiye sahadaki askeri gelişmelerden daha ziyade siyasi alternatifler geliştirerek tüm Suriye’yi kuşatacak alternatif yönetim kadrolarını oluşturmalı” dedi.
ŞAM’A SIKIŞTI
Güvenlik sebebiyle isminin yazılmasını istemeyen Suriye Halk Meclisi üyesi “Gerçek manada Halep stratejik önem ve sahip olduğu ekonomik potansiyel sebebiyle Şam’dan çok daha önemli bir vilayetti. Şu an Esad ve Baas rejimi Şam’a sıkıştı. Şu an bu hezimetten çıkış yollarını arıyorlar. Halep gerçek manada domino etkisi yaptı. Çöküşün boyutları çok derin. Ordu, siyaset, bürokrasi kaynıyor. Esad’ı feda edip geçici bir hükûmetin kurulması gibi ihtimaller de değerlendiriliyor. Yine federasyon formülüne ek tek adam yapısının değiştirilmesi ve merkezi yönetimden vazgeçerek daha demokratik bir hükûmet kurma formülü de masada. Türkiye ile geçtiğimiz iki yılda masaya oturulmaması da ayrı bir pişmanlık sebebi. ‘Ankara’yı görüşmeye ikna edecek aracı kim olur’ tartışması da yapılıyor. Fakat iktidar sahipleri ve rejimin ana aktörlerinin ümidi çok zayıf. Çözülme devam ediyor. İdlib’i bütün gücümüzü kullandık alamadık. Halep artık hayal. Şayet Hama da düşerse Esad bu koltukta bir saat bile kalamaz. Daha fazla direnme yolunu seçerse de kendi içlerinde kan dökülür ve değişim çok kanlı olur. Baas bir köprüydü, şu an o köprü neredeyse çöktü” diye konuştu.
TÜRKİYE SİYASİ DEĞİŞİM İÇİN HAZIRLIKLI OLMALI
Suriyeli uzman Bekir Atacan “Halep’in tamamına muhaliflerin hâkim olması Esad için sonun başlangıcıydı. Baas ve Esad’ın düşüşü durdurulamaz. Şu an zaten Şam’ın Haseke, Rakka, Menbiç ve Deyrizor gibi doğu aksı ile irtibatı büyük oranda kesildi. Humus ve Hama bağlantısı zora girdi. Sadece Tartus ve Lazkiye kaldı ellerinde. Yaşanan bu değişimi mutlaka İsrail, ABD, PKK, Körfez ve diğer aktörler de mutlaka görüyor. Ona göre planlar yapıyorlar. Bu merkezlerden de oluşan statükoya göre hamleler gelecek. İşte tam bu noktada Türkiye’nin rolü hayati önem taşıyor. Tepeden tırnağa sahada her şey değişti. Ankara mutlaka siyasi inisiyatif almalı; Dürzi, İsmaili, Kürt, Türkmen, Nusayri, Ermeni, Arap ve hatta diğer azınlıkları da kapsayan bir hükûmet yapısı kurmalı. Esad düştüğü an uluslararası camiada herhangi bir tereddüde mahal bırakmadan ve yönetim krizi oluşmadan bu hükûmet Suriye’nin tamamını temsil eden bir nitelikle siyasi temsil niteliği kazanmak zorunda. Bütün Suriye’yi kucaklayıcı olmalı. Ordu ve siyaset dâhil çok ciddi bir bölünme yaşayan Şam’ın düşüşü PKK ve İsrail dahil farklı hesap yapan odaklara fırsat hâline dönmemeli. Aksi hâlde ülke trajik bir biçimde bölünür. İsrail’in kirli idealleri ve PKK terör koridoru gibi tehditlere karşı Türkiye’nin rolü belirleyici olur. Aksi hâlde İran yeniden belirleyici güç olmanın hesaplarını yapıyor. Hama için Irak’tan terörist taşımaya başladılar. Rusya ve birçok merkezi de harekete geçirmeye çalışıyorlar. Ankara’nın geç kalma lüksü yok” ifadelerini kullandı.
Kaynak: HABER7.COM