Dünya

Suriye’nin yeni nesli: Sürgünde bir milyondan fazla çocuk doğdu

2011 yılında Suriye’de çatışmaların başlamasının üzerinden 10 yıldan uzun bir süre geçmişken, Hadil isimli bir kadın, Ürdün’de Suriyeli mültecilerin yaşadığı Zaatari kampında üçüncü çocuğunun doğumunu bekliyor.

Suriye’nin yeni nesli: Sürgünde bir milyondan fazla çocuk doğdu
30-10-2022 18:50

2011 yılında Suriye’de çatışmaların başlamasının üzerinden 10 yıldan uzun bir süre geçmişken, Hadil isimli bir kadın, Ürdün’de Suriyeli mültecilerin yaşadığı Zaatari kampında üçüncü çocuğunun doğumunu bekliyor. Hadil’in doğacak çocuğu, krizin başlangıcından bu yana sürgünde doğan bir milyondan fazla Suriyeli çocuktan biri olacak.

25 yaşındaki Hadil (Takma ad) ailesi ile birlikte, 10 yıl önce rejim aleyhine başlayan Suriye devriminin ardından Dera’dan, bugün yarısı çocuk olmak üzere 80 bin mülteciyi barındıran kampa geldi. Hadil, kampta Suriyeli bir mülteciyle evlendi ve şimdi 6 ve 7 yaşlarında iki çocuğu var.

Periyodik kontroller için kamp içindeki bir kliniğe gelen 6 aylık hamile kadın Fransız haber ajansı AFP’ye “Evimde, ülkemde olmayı ummuştum ama kader burada olmama, burada evlenmeme ve burada ülkemden uzakta çocuklarımı doğurmama karar verdi” dedi.

Birleşmiş Milletler (BM) rakamlarına göre bugün Türkiye, Lübnan, Ürdün, Mısır ve Irak’ta 5,6 milyondan fazla Suriyeli mülteci bulunuyor. Bu mültecilerin 675 bini Ürdün’de yaşıyor. Ancak Ürdün makamları, ülkedeki gerçek mülteci sayısını 1,3 milyon olarak tahmin ediyor.

"SURİYE NEREDE?"

Siyah bir başörtüsü ve koyu kahverengi elbise giyen kadın, “Çocuklarım büyüdü ve Suriye'den bahsettiğimi duyunca ‘Anne, Suriye nerede? Biz neden burada yaşıyoruz?’ diye soruyorlar” dedi.

Kadın üzgün bir ses tonuyla “Onlara buranın bizim ülkemiz olmadığını, mülteci olduğumuzu, ülkemizin Suriye olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Ancak hala küçükler ve sözlerimi anlatmakta zorlanıyorlar” ifadelerini kullandı.

Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği’ne (UNHCR) göre, Ürdün’de mülteci olarak doğan Suriyeli çocukların sayısı 2014’ten bu yana 168 bin 500’e ulaştı. Sürgünde doğan bir milyondan fazla Suriyeli çocuk bulunuyor, birçoğu yoksulluk ve istikrarsızlığın hakim olduğu yaşam şartları ile yüzleşiyor. Mülteci çocuklar arasında, çocuk işçiliği ve erken yaşta evlilik yaygın bir olgu haline geliyor ayrıca eğitime erişimleri sağlanmıyor.

Zaatari’de, Suriye sınırına yaklaşık 20 kilometre uzaklıkta, eşek arabaları ve bisikletlerle dolu kalabalık bir çöl bölgesinde, çocuklar genellikle mobil evlerde (25 bin) zor sağlık koşullarında yaşıyor.

Hadil “Üç ay önce, kuzenim buradan bıkarak, Dera’ya dönmeye karar verdi. Karısını ve 5 çocuğunu kampta bırakarak oradaki durumu görmeye gitti. Bir aydan kısa bir süre sonra sadece öldürüldüğünü duyduk, sebebini bilmiyoruz” dedi.

Hadil “Güvenlik durumu, geri dönmeden önce binlerce kez düşünmemize neden oluyor” ifadelerini de sözlerine ekledi.

Birleşmiş Milletler Nüfus Fonu (UNFPA) tarafından işletilen ve duvarlarına kadınları emzirmeye teşvik eden pankartlar asılan kliniğin doğum bölümünde, 58 yaşındaki ebe Amon Mustafa, AFP’nin mekanı ziyaret ettiği gün, yeni doğum yapan 5 kadını kontrol etti.

2012 yılında kampın açılmasından bu yana bu klinikte çalışan Mustafa, “Her gün 5 ila 10 kadın doğum yapıyor. Bugünkü doğumlarla birlikte klinikte yapılan toplam doğum sayısı 15 bin 963’e ulaştı. Bakın, sayıyı avucumun içine yazdım” dedi.

Mustafa bir tebessüm ile “Kamptaki kadınların ve çocuklarının çoğunu tanıyorum. İçlerinden biri, bu kampta dördüncü çocuğunu doğurdu. Başka biri beşincisini ve bir diğeri de üçüncü doğumunda ikiz çocuklar doğurdu” dedi.

Klinikte 4 doktor, 21 ebe, 7 hemşire, bir laboratuvar uzmanı ve bir eczacı görev yapıyor. Kampta üç klinik daha bulunuyor. Klinikler, tedavi ve sağlık hizmetlerinin sunulmasının yanı sıra aile planlaması alanında farkındalık yaratmayı amaçlıyor.

ALLAH'IN BİR LÜTFU

Mustafa “Açıkçası, kadınlarla hamilelik önleyici yöntemler kullanmanın gerekliliği ve ailelerini planlamaları hakkında konuşmaya çalışıyoruz, onlara her şeyi ücretsiz sağlıyoruz ancak itiraz ederek ‘Hayatlarımızı kendimiz düzenliyoruz’ ya ‘Kocam çocukları seviyor’ ya da doğum kontrol hapı istemediğini söyleyenler oluyor” açıklamasında bulundu.

Kliniğin müdürü Gade es-Saad, 60 kişilik bir sağlık personelinin bulunduğu bu kliniğin ‘haftanın yedi günü, günde 24 saat boyunca çalıştığını’ söyledi.

Doğumhanede ise, 20 yaşındaki Nagam eş-Şekran derin bir uykuda olan yeni doğmuş bebeği Zeyd’in yanına oturuyordu.

Çok zayıf haldeki genç kadın, yumuşak bir sesle, “Bu benim ilk çocuğum. Kendimi mutlu aynı zamanda da sorumlu hissediyorum” dedi ve ailesinin kendi ülkelerinde yaşayamamasından duyduğu üzüntüyü dile getirdi.

9 yıldır kocası ve aileleriyle birlikte kampta yaşayan kadın “Önce tereddüt ettik, ancak sonra ilk çocuğumuza sahip olmaya karar verdik” dedi.

Bekleme salonunda bekleyen ve dördüncü çocuğuna hamile olan 28 yaşındaki Iman Rabi, “Çocuklar bir lütuf ama umarım bu benim son hamileliğim olur. Yapacak bir şeyim yok, kocam çocukları çok seviyor” dedi.

Ürdün, Suriyeli mültecileri topraklarında barındırmanın maliyetinin 12 milyar doları aştığını söylüyor.

2011 Mart ayında başlayan Suriye savaşı, yaklaşık yarım milyon insan hayatını kaybetmesine ve nüfusun yarısından fazlasının ülke içinde ve dışında yerinden edilmesine neden oldu.

Bordo bir başörtüsü ve kırmızı-mavi çiçeklerle işlenmiş uzun siyah bir elbise giyen Rabi, doktorunu beklerken AFP’ye “Buradan başka gidecek yerimiz yok, Dera’daki evimiz savaşta yıkıldı. Kamptan ayrılıp ülkemize geri dönmek zorunda kalırsak, ben son giden olacağım” dedi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER