Diyarbakır'da, oğlunun HDP'liler aracılığıyla dağa kaçırıldığını iddia eden anne Hacire Akar, HDP İl Başkanlığı binası önünde 22 Ağustos 2019'da oturma eylemi başlattı. Akar, oğlunu teröre kurban vermemek için başlattığı kararlı mücadele sayesinde 24 Ağustos 2019'da evladına kavuştu. Akar'ın kararlı eylemi ve yaktığı meşale, Türkiye'de birçok aileye cesaret ve umut oldu. Bu cesur duruşu gören aileler, 3 Eylül 2019'da HDP İl Başkanlığı önünde başlattığı evlat nöbeti 4'üncü yılına girdi.Evlatlarını terörün batağından kurtarmak isteyen ve Türkiye'nin dört bir yanından gelen diğer ailelerin de katılımıyla sayı her geçen gün artarak 304'e ulaştı. İlk günden itibaren evlatlarına kavuşmak için sürdürdükleri kararlı duruşlarıyla HDP il binası önünden ayrılmayan anne ve babalar, yazın sıcağında, kışın soğuğunda eylemlerine ara vermeden devam etti. Aileler, nöbet yerlerini boş bırakmamak için aileleriyle dönüşümlü eylemi sürdürdü. Aileler, tüm dünyayı etkisi altına alan Covid-19 salgını döneminde de gerekli tedbirleri alıp eylemlerinden vazgeçmedi. Geride kalan 3 yılda annelerinin kucağındaki çocuklar, ağabeyleri ve ablaları için yeni yaşlarına eylem çadırında girdi.Kararlı duruş 37 evladı ailesine kavuşturduEylemle 37 aile, terörün pençesinden kurtardıkları evlatlarına kavuşmanın sevincini yaşadı. Anne ve babalarının "geri dön" çağrısına kayıtsız kalmayıp örgütten kaçarak güvenlik güçlerine teslim olan çocukları gören diğer aileler, eylemlerinde daha kararlı hale geldi. Annelerin kararlı duruşu, HDP'ye kepenk kapattırdı. Ailelerin haykırışlarını duymak istemeyen HDP'liler, çareyi bir süre kepenklerini kapatmakta buldu. Ailelerin kararlı duruşundan sonra HDP, il binasında yaptığı faaliyetlerini ilçe binalarına taşıdı. İddialara göre, bu süreçte terör örgütü PKK yandaşları, ailelere tehditlerde bulundu, onları yıldırmaya çalıştı. Teslim olan gençler, ifadelerinde yaşadıkları her şeyin zorla yaptırıldığını öne sürdü.Ailelerin duruşu, Türkiye sınırlarını aşarak Almanya'ya kadar ulaştıAilelerin duruşu, Türkiye'ye ile sınırlı kalmadı. Almanya'ya kadar ulaştı. Berlin'de yaşayan ve terör örgütü PKK yandaşlarınca kaçırılan Nilüfer T'nin annesi Maide T, 12 Kasım 2019'dan beri haber alamadığı kızını bulmak için 29 Şubat 2020'de terör örgütüne müzahir bir derneğin önünde oturma eylemi başlattı. Maide T., daha sonra eylemini Başbakanlık binası önünde sürdürdü. Ailelerin gür sesi, İzmir, Van, Hakkari, Şırnak ve Muş'ta karşılık bularak buralarda eylem başlatıldı. Bu haykırışlara Sivil Toplum Kuruluşları, dernekler ve insanlar duyarsız kalmayarak ailelere destek ziyaretlerinde bulundu. Destek ziyaretleri, bunlarla sınırlı kalmadı. Yerli ve yabancı diplomat ve bürokratlardan sanatçı, spor camiasına kadar buldu.Türkiye'de ve Diyarbakır'da temaslarda bulunan Avrupa Parlamentosu üyesi Tomas Zdechovsky 7 Kasım 2019'da, Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi Denetim Komisyonu Türkiye eş raportörleri Jakob Wienen ve Yoomi Renström 3 Ekim 2019'da, Ukrayna'nın Ankara Büyükelçisi Andrii Sybiha, İngiltere'nin Ankara Büyükelçisi Dominick John Chilcott ve Hindistan'ın Ankara Büyükelçisi Sanjay Bhattacharyya'nın da yer aldığı 9 ülkenin büyükelçisinin bulunduğu heyet 8 Aralık 2019'da ziyaret etti. Almanya, Fransa, Belçika, Hollanda, İsviçre ve Avusturya'dan gelen gurbetçiler de annelerle görüştü.“40 senede geçse eyleme devam edeceğiz”Oğlu Engin için oturma eylemini sürdüren anne Kamile Küçükdağ, üçüncü yılın bittiğini, 3 Eylül'de dördüncü yıla gireceklerini söyledi. Çocuklarını almayana kadar, ayakta olana kadar, 40 senede geçse eyleme devam edeceklerini vurgulayan Küçükdağ, “Çocuklarımızı almadan buradan gitmeyeceğiz. Korona virüs demedik, kar, kış demedik, yaz demedik, sürekli buradayız. Hiçbir şey istemiyoruz. Yalnız çocuklarımızı istiyoruz. Orası Allah yolu değildir; Allah yolu olsaydı derdim Allah yoludur kalsın. Onları kandırıyorlar. 37 kişi teslim oldu. Ceza var diyorlar. Ceza yok” dedi.“Eylem, Diyarbakır ile sınırlı kalmadı”Süleyman Çetinkaya'nın ablası Zekiye Bozdağ, Hacire Akar'dan sonra HDP önüne gelen ikinci aile olduklarını hatırlattı. Kardeşi Süleyman'ın 30 Ağustos 2019 yılında HDP Gençlik Kolları tarafından kandırılarak dağa gönderildiğini öne süren Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:“3 Eylül 2019'dan beri burada nöbetteyiz. Üçüncü yılımız bitiyor, dördüncü yıla giriyoruz. Bütün Türkiye'yi desteğe bekliyoruz. Eylem Diyarbakır ile kalmayıp Türkiye'nin birçok yerinde eylem yapan aileler oldu. Buradan da çocuklara sesleniyorum. Anne ve babalar sizleri almayana kadar kesinlikle vazgeçmiyoruz.”
Zafer Aydın'ın annesi Sabire Aydın ise Samsun'dan geldiğini, oğlunun 2017 yılında HDP'liler tarafından kandırılarak dağa gönderildiğini ileri sürdü.Mücadelelerinin üçüncü yıl bittiğini, dördüncü yıla gireceklerini aktaran Aydın, “Burada dört yıl değil, kırk yılda geçse mücadelemiz devam edecek, burada evlatlarımızı bekliyoruz anne ve babalar olarak. Buradan evladıma da çağrıda bulunmak istiyorum. Oğlum Zafer, ne olur dön gel. Beş yıldır özleminle, hasretinle ölüyoruz” diye konuştu.“Medya olmasaydı kimse sesimizi duymazdı”Yusuf Begdaş'ın babası Celil Begdaş da 5 Mayıs 2019'dan beri HDP'nin kapısında olduğunu kaydetti. 3 sene 3 ay önce oğlunun HDP'nin binasından gittiğini iddia eden Begdaş, “Burada oturma eylemine başlarken bu kadar evladımızı beklemiyorduk. 37 evladımızı getirdik. Hepsi anne ve babasına kavuştu. Medyanın da gücü vardı. Medya olmasaydı kimse sesimizi duymazdı. Bütün medyaya teşekkür ederiz. Bu binayı devlet kapatamadı, anne ve babalar kapattı. Çünkü bu HDP, hırsızdır. Bu çocuklar bu binadan gitti” şeklinde konuştu.“Bu ülke sokakta kurulmuş bir ülke değildir”Gülcan Biçer'in babası Necmettin Biçer, kızının 2015 yılında terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP tarafından Adana'da kaçırılıp bir şekilde terör örgütüne teslim edildiğini iddia etti.HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde anne ve babalar olarak üç yılı tamamlayacaklarını dile getiren Biçer, şu ifadelerde bulundu:“Türkiye'nin her bir yanından gelen aileler olarak eylemimizi sürdürmekte kararlıyız. En son çocuğumuz dağdan ininceye kadar kesinlikle buradan ayrılmayacağız. Herkes böyle bilsin. HDP'lil bilsinler ki, bu ülke hepimizin. Yanlış yolda olduklarını daha fark etmemişler. Bu ülke sokakta kurulmuş bir ülke değildir. Onların ensesinden ayrılmayacağız. Buraya geldik bir sene dolmadan kilit vurup kapattılar. Suçlu oldukları için bizden kaçtılar.”Rıdvan Kılıç
Zafer Aydın'ın annesi Sabire Aydın ise Samsun'dan geldiğini, oğlunun 2017 yılında HDP'liler tarafından kandırılarak dağa gönderildiğini ileri sürdü.Mücadelelerinin üçüncü yıl bittiğini, dördüncü yıla gireceklerini aktaran Aydın, “Burada dört yıl değil, kırk yılda geçse mücadelemiz devam edecek, burada evlatlarımızı bekliyoruz anne ve babalar olarak. Buradan evladıma da çağrıda bulunmak istiyorum. Oğlum Zafer, ne olur dön gel. Beş yıldır özleminle, hasretinle ölüyoruz” diye konuştu.“Medya olmasaydı kimse sesimizi duymazdı”Yusuf Begdaş'ın babası Celil Begdaş da 5 Mayıs 2019'dan beri HDP'nin kapısında olduğunu kaydetti. 3 sene 3 ay önce oğlunun HDP'nin binasından gittiğini iddia eden Begdaş, “Burada oturma eylemine başlarken bu kadar evladımızı beklemiyorduk. 37 evladımızı getirdik. Hepsi anne ve babasına kavuştu. Medyanın da gücü vardı. Medya olmasaydı kimse sesimizi duymazdı. Bütün medyaya teşekkür ederiz. Bu binayı devlet kapatamadı, anne ve babalar kapattı. Çünkü bu HDP, hırsızdır. Bu çocuklar bu binadan gitti” şeklinde konuştu.“Bu ülke sokakta kurulmuş bir ülke değildir”Gülcan Biçer'in babası Necmettin Biçer, kızının 2015 yılında terör örgütü PKK'nın siyasi kolu HDP tarafından Adana'da kaçırılıp bir şekilde terör örgütüne teslim edildiğini iddia etti.HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde anne ve babalar olarak üç yılı tamamlayacaklarını dile getiren Biçer, şu ifadelerde bulundu:“Türkiye'nin her bir yanından gelen aileler olarak eylemimizi sürdürmekte kararlıyız. En son çocuğumuz dağdan ininceye kadar kesinlikle buradan ayrılmayacağız. Herkes böyle bilsin. HDP'lil bilsinler ki, bu ülke hepimizin. Yanlış yolda olduklarını daha fark etmemişler. Bu ülke sokakta kurulmuş bir ülke değildir. Onların ensesinden ayrılmayacağız. Buraya geldik bir sene dolmadan kilit vurup kapattılar. Suçlu oldukları için bizden kaçtılar.”Rıdvan Kılıç