Turkcell, kurulumunu tamamladığı Mobil Ses Dönüşüm Programı’yla ses hizmetinde önemli yeniliklere imza attı. Geniş kapasitesiyle acil durumlara daha hazır ve esnek servis altyapısı sunan dönüşüm programıyla operatör, Avrupa’daki en kapsamlı ve sanallaştırılmış mobil şebekelerden biri haline geldi. Güçlü şebeke altyapısı ve yenilikçi servisleriyle Turkcell, uzun zaman önce başladığı dijitalleşme yolculuğuna data, ses ve erişim şebekesinde yaptığı kritik teknolojik dönüşüm çalışmalarıyla devam ediyor. Geleceğin dijital dünyasına yönelik her alanda stratejik yatırımlar yapan operatör, hayata geçirdiği Mobil Ses Dönüşüm Programı’yla daha geniş kapasiteli, yoğun kullanımlara daha hazır ve esnek ses servisi altyapısı sunabilir konuma geldi. Dönüştürdüğü yeni şebeke ve uygulamaya koyduğu otomasyon yöntemleri sayesinde Turkcell’in ses ve sinyalleşme kapasitesi çok kısa sürede genişleyebilecek yeteneğe ulaştı. Mevcut ses şebekesinin 10 katı hacminde olan yeni sanallaştırılmış şebekenin kurulumu ise bir yıldan kısa sürede tamamlandı. Bu dönüşümle birlikte temel şebekenin pek çok kritik servisi (HSS, DRA, IMS, PCRF vb) sanallaştırılarak, dünyadaki ilk uygulamalar arasına girdi. “Olağan dışı durumlara karşı daha hazır ve güvenli bir ses servisi altyapısı hedefledik”
Mobil ses dönüşüm çalışmalarıyla sektöre geleceğe dönük farklı bir boyut kazandırdıklarını belirten Turkcell Şebeke Teknolojilerinden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Gediz Sezgin, “Mobil Ses Dönüşüm Programı’nın altyapımıza kazandırdığı daha geniş kapasiteli ve esnek teknolojik imkanlar sayesinde, veri trafiğinin arttığı olağan dışı durumlara karşı daha hazır ve güvenli bir ses servisi altyapısı hedefledik. Bu girişimle Avrupa bölgesindeki en kapsamlı ve dijital mobil şebekelerden biri konumuna geldik. Kısa sürede mevcut ses şebekesi kapasitesini 10 katı hacimde yeni bir sanallaştırılmış şebekenin kurulumunu yaparak, müşterilerin trafik etkisi olmadan yeni şebekeden servis alır hale gelmesini sağladık. Bu sayede artık Turkcell VoLTE müşterilerinin yüzde 100’ü, milyonlarca dakikalık ses görüşmesini Avrupa ve Orta Doğu’nun en büyük sanal altyapılarından yaparak iletişim kurabiliyor. Ayrıca diğer operatörlerle yapılan ara bağlantı görüşmelerinin tamamı da sanal ses sistemlerinden hizmet alabiliyor” diye konuştu. Bu dönüşüm programıyla iletişim teknolojileri alanındaki yerli ve uluslararası ekosisteme de katkı sağladıklarını belirten Sezgin, “Her alanda dijitalleşme ihtiyaçlarının arttığı önümüzdeki yıllara yönelik bu stratejik dönüşümde, sektörde birçok ulusal ve uluslararası firma da çözüm ortağımız oldu. Ayrıca bu dönüşüm projesiyle farklı alandaki global ödül organizasyonlarına, konferanslara ve uluslararası çalışma gruplarına katılarak bilgi paylaşımlarıyla sektöre katkı sunuyoruz” dedi. Erişim şebekeleri alanında da sanallaşma, yapay zeka ve otomasyon çalışmaları sürüyor
Dönüştürülen mobil ses şebekesinin, operatörün mevcuttaki dijital hizmetleri ve önümüzdeki yıllara yönelik yeni nesil servislerin altyapısına da büyük katkı sağlayacağını vurgulayan Gediz Sezgin, şöyle devam etti: “Dijitalleşme yolculuğumuzun erişim şebekesi ayağında sanallaşma, yapay zeka ve otomasyon çalışmalarımız hızla devam ediyor. Avrupa’nın da sayılı büyük şebekelerinden birini yöneten bir teknoloji şirketi olarak, dijitalleşme ve sürdürülebilirlik odaklı çalışmalarımızdan ‘Zero Touch’ dönüşüm projemizle insan, iş süreçleri ve teknoloji odağında şebekemizdeki operasyonel verimliliği artırmayı ve tekrarlanan süreçlerin tam otomatik yürütülmesini amaçlıyoruz. Mobil şebekede sürdürülebilir müşteri deneyimini kalıcı kılmayı ve şebeke operasyonlarını otomatikleştirerek dijitalleştirmeyi hedefliyoruz. Yeni nesil teknolojilerimizi, yapay zeka ve otomasyonla birleştirip gerçek bir dijital şebeke kuruyoruz. Bu güçlü kaslarımızla dijitalleşme kapsamındaki yenilikçi çalışmalarımızı, kurum içi çalışanlardan müşterilerimize kadar tüm paydaşlar için fayda üretme hedefiyle sürdürüyoruz.”