Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi’nin (DAGEM) düzenleyeceği “Türkiye Arı Elçilerini Arıyor” projesiyle arı sevgisinin ön plana çıkarılması, arı ürünlerinin çocuklar tarafından tüketiminin arttırılması, arıcılık mesleğinin tanıtılması, çocuklarda arı-çevre farkındalığı oluşturulmasına katkı sağlanacak.
Polinasyon ve çevresel sürdürülebilirlikte büyük paya sahip bal arılarını çocuklara tüm yönleriyle tanıtmak, onları bilgilendirerek, arıları sevdirmek ve arı-çevre farkındalığı oluşturmayı hedefleyen projeyle çocuklar ve gençler ön planda tutuluyor. İlk arı elçileri Düzce’nin farklı ilçelerindeki lise öğrencilerinden gelen gönüllü başvurular arasından seçilmiş olup, ilk eğitimlerini 13 Mayıs 2022 tarihinde DAGEM’de düzenlenecek organizasyon ile tamamlayacaklar. “Arılar, hem beslenme hem çevre için büyük öneme sahip”
Proje ile ilgili bilgiler veren DAGEM Müdürü Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, “Bal arıları farmakolojik ve besleyicilik yönünden önem arz eden farklı ürünlerin üretimi nedeniyle oldukça önemli bir yere sahiptir. Bu ürünler bal, polen, bal mumu, propolis, arı sütü, apilarnil, perga ve arı zehrinden oluşmaktadır. Bunlar besin kaynağı olarak kullanılmalarının yanı sıra geleneksel ve tamamlayıcı tıp, eczacılık ve kozmetik sektöründe de kullanılmaktadır. Ancak farmakolojik değerleri çok yüksek olan bu ürünleri üreten bal arısının bunlardan daha önemli olan görevi bitkilerdeki tozlaşmayı gerçekleştirerek ürünün nicelik ve nitelik yönünden üstün olmasını sağlamaktadır. Bal arısı dışında yaban arıları ve diğer böceklerde doğal tozlaşmada rol almaktadır. Ancak günümüz tarımında yapılan yoğun kültürel işlemler özellikle pestisidlerin kullanımı sonucunda yabani polinatörlerin sayısı önemli ölçüde azaldığından, bu eksikliği giderecek olan yegane tozlayıcı bal arılarıdır. Bal arıları büyük kolonilere sahip olmaları, kolayca taşınabilmesi ve yönetilebilmesi nedeniyle birinci derecede tozlaştırıcı olarak kabul edilirler. Dünya genelinde insan gıdasının yüzde 90’nın 82 bitki türünden elde edilmektedir ve bunlardan 63 (yüzde 77) türün tozlayıcısı arılardır. Özellikle 39 bitki türü için arı tozlaşması mutlaka gereklidir. İnsan gıdasının 1/3’ü doğrudan veya dolaylı olarak arı tozlaşmasına ihtiyaç duyan bitkilerden oluşur. Bu nedenle yeterli düzeyde tozlaşmayı sağlamak için çiçeklenme dönemlerinde arı kolonilerine ihtiyaç duyulmaktadır” dedi. “Arılar, dünyadaki en önemli tozlayıcı böcek”
Ormanlar ve arılar arasında karşılıklı bir yarar söz konusu olduğunu vurgulayan Kekeçoğlu, arıların dünyadaki en önemli tozlayıcı böcek olduğunu, tozlaşmayı sağlayarak toprağı koruyan otsu ve odunsu bitkilerin yayılmasında da önemli rol üstlendiğini ifade etti.
Arılar biyolojik çeşitliliğin devamını sağlarken, erozyonun önlenmesi gibi, özellikle ülkemiz için hayati önem arz eden bir işlevi çok kez insanoğlunun haberi olmadan yerine getirdiğini vurgulayan Meral Kekeçoğlu, “Bal üretiminin yüzde 85’i orman içi ve kenarlarındaki boşluklarda, yüzde 15’i tarım alanlarında gerçekleştirilmektedir. Netice olarak; arıcılık ormanların ve ormancılığın en önemli çıktılarından biridir. Dünya genelinde arı tozlaşması ile elde edilen ürünün o yıl üretilen balın değerinin 50 katından fazla olduğunu kaydetmektedir” ifadelerini kullandı. “Sürdürülebilir kalkınmanın temeli eğitim ve çevre bilincine dayanır”
Sürdürülebilir kalkınmayı; “Gelecek kuşakların kendi ihtiyaçlarını karşılayabilmelerini tehlikeye sokmaksızın bugünkü kuşakların ihtiyaçlarını karşılayabilmektir” şeklinde tanımlayan DAGEM Müdürü Kekeçoğlu, “Dolayısıyla sürdürülebilir kalkınmanın temeli eğitim ve çevre bilincine dayanır. Bu proje yeni neslin arıcılık ile ilgili bilgilendirilmesi ve bilinçlendirilmesi hedeflenmektedir. Projenin en önemli hedefi ise sürdürülebilir çevre ve gıda güvenliği için polinizasyonun önemi ve arıların tozlaşmadaki (polinizasyon) rolünü vurgulamaktır. Bilimsel temelli doğa eğitimi ile çevresel yok oluşun en önemli indikatörü olan bal arısı hakkında farkındalık oluşturacaktır. İnsanlar tüketim toplumu iken arılar üretim toplumudur. Diğer bir hedefimiz de katılımcıların kendisine arıyı rol model almasını sağlayarak tüketici bireyler olmaktan çıkıp üretici bireyler olmalarına katkıda bulunmaktır” şeklinde açıklamasını sonlandırdı.