Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Bakan Akar, Moskova'daki üçlü toplantı, Ege ve Doğu Akdeniz, SMO'lar, kara harekatı ve bedelli askerlikle ilgili önemli açıklamalar yaptı.
Bakan Akar ayrıca provokasyonlarını sürdüren Yunanistan'a uyarılarda bulundu.
BAKAN AKAR'IN AÇIKLAMALARI ŞU ŞEKİLDE;
DÜNYADA GÜNDEM OLAN ÜÇLÜ TOPLANTI
Türkiye, Rusya ve Suriye savunma bakanları ve istihbarat başkanları olarak Moskova'da bir araya geldik. Taraflar görüşlerini, fikirlerini, hassasiyetlerini açık bir şekilde dile getirdiler. Bizim toplantıda dile getirdiğimiz en önemli hususlardan biri terörle mücadele oldu. Başta Suriye ve Irak olmak üzere tüm komşularımızın toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılı olduğumuzu, tek amacımızın terörle mücadele olduğunu, başka bir amacımızın bulunmadığını vurguladık.
Suriye için de tehdit oluşturan PKK/YPG, DEAŞ gibi tüm terör örgütü üyelerini etkisiz hale getirmeyi amaçladığımızı ifade ettik. PKK'nın YPG'den farkı olmadığını vurguladık. Ayrıca terör örgütlerinin neredeyse Suriye'nin üçte birini kontrol ettiğini de dile getirdik. Ülkemizin, milletimizin ve hudutlarımızın güvenliğini sağlamak için gayret gösterdiğimizi söyledik. Ayrıca yapacağımız bu çalışmalar çerçevesinde Suriye’den Türkiye’ye daha fazla göçün olmaması için gayret gösterdiğimizi dile getirdik. Suriye sorununun BMGK 2254 sayılı kararı çerçevesinde tüm unsurları kapsayıcı ve bütüncül şekilde çözülmesi gerektiğini vurguladık. Temasların sürdürülmesi konusunda da mutabık kaldık. Rusya'ya da yaptıkları ev sahipliğinden dolayı teşekkür ettik.
GÖRÜŞME İÇİN 'NEDEN BU KADAR BEKLENDİ' SÖYLEMLERİ
Bunun geç olması çok doğal. Bunlar 'Hadi' deyince bir anda olacak şeyler değil. Bir sürü faktör, aktör var. Bunların makul mantıklı bir çizgide buluşmasıyla buluşma gerçekleşti.
-Bu görüşmeler hep üçlü olarak mı devam edecek? İhtilaf konuları biliniyor. Bu konularda görüşmede gelişme oldu mu?
11 yıl sonra yapılan ilk karşılaşma. Bu toplantıda her şeyin bir anda çözülmesi beklenemez. Taraflar orada görüşlerini söylediler. Açık ve net şekilde bizim toprak bütünlüğüne, egemenlik haklarına saygılı olduğumuzu, işgal gibi niyetimizin olmadığını fakat 2011’den sonraki gelişmeler çerçevesinde sınırdaki yerleşim yerlerinde sıkıntıların olduğunu, insanların sokağa çıkamaz hale geldiğini belirttik. Afrin teröristler için kurtarılmış bölge oldu, DEAŞ her yeri işgal etti. Biz terör koridorunu engelleyerek bir anlamda sizin savunmanıza ve toprak bütünlüğünüze katkı sağladık dedik. Bunu anladıklarını değerlendiriyorum.
SURİYELİLERİN GERİ DÖNÜŞÜ
Suriyelilerin evlerine dönmeleri konusunda en önemli konu güven. Biz şeffaf, net bir şekilde pozisyonumuzu ortaya koyduk. Sonunda gelinen noktada görüşelim, konuşalım, devam edelim, yol ve yöntemler bulalım konusunda mutabık kalındı.
-Yeni bir görüşmenin tarihi konuşuldu mu? Bu görüşme sınırda veya daha yakın bir noktada gerçekleşir mi?
Tarih konuşulmadı. Yerde ve tarihte bir kayıt yok. Akılla, mantıkla makul olan ne ise yapılır. Zaten Rus ve Türk general arazide zaman zaman taktik durumu konuşuyor
-Görüşmenin ardından Türkiye’nin olası kara operasyonuna planında bir değişiklik var mı?
Operasyon planımızla ilgili Cumhurbaşkanımız da biz de kendimizi bağlayıcı bir ifade kullanmıyoruz. Hak ve menfaatlerimizi korumak ve kollamak, güvenliğimizi ve savunmamızı sağlamak için ne gerekirse yaptık, yaparız, biz bunu diyoruz.
-Bu konuda birlikte bir hareket olur mu?
Bu görüşmeler sonunda savunma ve güvenlik ile ilgili sorunlarımızı giderebilirsek, ihtiyaçlarımızı karşılayabilirsek gayet tabii…
SMO'LARIN BU GÖRÜŞMELER KONUSUNDAKİ DEĞERLENDİRMELERİ NEDİR?
Biz bölgemizde barış, huzur ve istikrarın temini ve sürdürülmesi için bugüne kadar üzerimize düşeni yaptık. Bundan sonra da yapmaya devam edeceğiz. Şunu özellikle ifade etmek isterim ki bizim Türkiye'de ve Suriye'de yaşayan Suriyeli kardeşlerimizin aleyhine bir şey yapmamız hiçbir şekilde söz konusu değildir. Onları zora sokacak bir davranış içinde hiçbir zaman bulunmadık, bulunmayız. Bunu herkes bu şekilde bilmeli ve ona göre davranmalıdır. Biz uhuletle, sühuletle sorunun çözülmesi için çalışıyoruz.
-Bundan sonra bu süreç güçlenerek sürer mi?
Sürebilir. Çünkü taraflarda bu isteği gördük. Hem Suriye Savunma Bakanı’nda hem de ekibinden görüşmekten yana olduklarını izhar ettiler. Olumlu, istekli olduklarını gördük.
Yeni askerlik sistemi ve bedelli askerlik
Askeralma Kanunu’nda gerçekleştirilen reform niteliğindeki değişiklikle askerlik sisteminde önemli bir değişiklik yapıldı. Üniversitelerle, asker, sivil makamlarla uzun süren ciddi çalışmaların ardından öngörülebilir bir sistem ortaya çıktı. Çalışma sonucu bedelli askerlik ücreti 6 asteğmen maaşı olarak belirlendi. Dövizli askerlik ücreti de bununla ilişkilendirildi. Bakaya ve asker kaçaklarına ilişkin de uygulama yapıldı. Ne kadar geç geliniyorsa ona göre bir ilave ücret ödeniyor. Başarılı bir sistemin hayata geçirilmesi sonucu kimse artık bu konuda olumsuz bir şey söylemiyor.
-“Bedelli askerliği başvuruların azaldığı iddiası
Bu konuda bazı söylemler ortaya atılıyor. 2021 yılında 112 bin 592 kişi para ödeyip başvuruda bulunmuş, Bu sene ise bu rakam 207 bin 330 oldu. Bedelli askerliğin ücreti 80 bin 64 lira. Asteğmen maaşı arttıkça bedelli ücreti de yükseliyor. Dövizli askerlik için geçen sene 8 bin 527 kişi müracaat ederken bu sene 9 bin 237 kişi başvurdu.
-Paris’te kültür merkezine saldırı sonrası Türkiye aleyhine söylemler
Bazı kesimler bilinçli, ısrarlı bir şekilde olayı Türkiye ile ilişkilendirmeye çalışıyor. Saldırının “Türkiye tarafından yapıldığı” iddiasıyla ilgili tivitler yoğun şekilde İsveç ve Finlandiya’dan atıldığını gözlemledik. Bunu da ilgili tüm kurumlarla paylaştık. Terör örgütü yanlıları gerçekleştirdikleri kampanyayla saldırıları Türkiye’ye yıkmak istiyor.
HEPSİ BAŞLARINA YIKILDI
Teröre mücadele (Pençe Kilit Harekatı)
Pençe Kilit ile Zap bölgesi terörden temizleniyor. 17 Nisan’da başlatılan Pençe Kilit Harekatı ile kilit kapatılıyor ve böylece Irak hududumuzun tamamının ileriden güvenlik ve kontrolü sağlanıyor. Zap arazisi Irak tarafındaki en zor en sarp arazi. Derin vadiler, dik yamaçlar çok sayıda mağaralar var. Orası bir anlamda PKK’nın konfor alanı haline getirilmiş. Savaş ağaları, terör örgütünün sözde elebaşları yerleşmiş. Bölgenin her tarafını EYP ve mayın ile donatmışlar. Bunların hepsi başlarına yıkıldı. 2 bin civarında mayın, 600’e yakın mağara, sığınak imha edildi. Bu mücadele ihtisas gerektiriyor. Bununla ilgili eğitim merkezlerimize suni mağaralar yaptık, bununla ilgili özel eğitimler yaptık.
Mehmetçiğin karşısına çıkamayan ve kış üslenmesine giremeyen PKK elebaşları teröristleri yer altına yönlendirmekte ve masum insanları hedef göstermektedir. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi ine, hangi yılan deliğine girerlerse girsinler o inleri başlarına yıkmakta kararlıyız. Teröristler için hiçbir yer güvenli değil. Mehmetçiğin nefesi, teröristlerin ensesinde. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar da ‘terör bitti’ demiyoruz. Mücadelemizi sonuna kadar sürdürecek ve en son teröristi etkisiz hale getirerek mücadelemizi bitireceğiz.
Öte yandan Suriye hudutlarından bu sene terör örgütü tarafından bine yakın taciz gerçekleştirildi. Gerekli karşılıkları verdik. Hiçbir zaman karşılıksız bırakmıyoruz. Bölgeyi istikrarsızlığa, huzursuzluğa, kaosa sürükleyen ülkeler başta olmak üzere hiç kimse bizden sınırımızın dibinde yuvalanan terör unsurlarına karşı müsamaha göstermemizi beklemesin.
Pençe Kılıç Harekatı sonrasında ABD ve Rusya’nın tutumunda değişiklik oldu mu?
Harekatla terör örgütüne büyük bir darbe vuruldu. “Kara harekatı yapın veya yapmayın” diye konuşulurken herkes Türkiye’nin güvenlik ihtiyaçlarının karşılanması gerektiğini gördü. O bakımdan da herkes kendine çeki düzen vermeye başladı. Bizim için esas olan ülkemizin, milletimizin, hudutlarımızın güvenliği, vatandaşlarımızın selameti. Bu manada gerekli olan yerde ve zamanda dün olduğu gibi bugün de yapılması gereken neyse yaparız. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde proaktif tedbirlerle ülkemizin hak ve hukukunu korumak için gayret gösteriyor, kişilikli ve kimlikli politikalar yürütüyoruz. Bunun uzlaşmazlık ve saldırganlık anlamına gelmediğinin bilinmesi lazım.
Hudut güvenliği
Hudutlarımızda sınır fiziki güvenlik sistemine dayalı tel örgü, hendek, duvar ve gözetleme sistemlerinden meydana gelen dünya standartlarında, yüksek teknolojiye sahip araç, gereç ve teçhizat kullanılmaktadır. Hudutlarımız, her geçen gün alınan yeni ilave tedbirlerle de güçlendirilmektedir. Nitekim bu durum, Milli Savunma Komisyonu üyesi milletvekillerimizin ziyareti sırasında da yerinde görülmüş ve takdirle karşılanmıştır.
Ege ve Doğu Akdeniz
Tüm komşularımızın sınırlarına, hakkına, hukukuna saygılı olduğumuzu, tüm ilişkilerimizde barış, dostluk, diyalog, iyi komşuluk ve iş birliği beklediğimizi her zaman ifade ettik, ediyoruz.
Tüm iyi niyetli, gerçekçi ve samimi yaklaşımlarımıza rağmen Yunanistan gerginliği tırmandırıcı tahriklere, saldırgan eylem ve söylemler ile hukuk tanımaz tutumuna devam etmektedir.
YUNANİSTAN'IN KÜSTAHLIĞINI GÖSTERMEKTEDİR
Yunanistan, planlı NATO Tatbikatı’nda görev yapan uçaklarımızı, önceden tüm müttefiklere bildirilmesine rağmen, iki kez taciz etmiştir. Uçaklarımız her zamanki gibi gerekli karşılığı vermiş ve görevlerini başarıyla tamamlamıştır. Bu düşmanca tavır, Yunanistan’ın NATO’nun temel ilkelerini ve değerlerini hiçe sayacak boyutta küstahlaştığını göstermektedir.
NATO’nun da bu şımarıklığa artık dur demesinin zamanı gelmiştir. Yunanistan’ın yaptığı her türlü haksız, hukuksuz eyleme diplomatik alanda ve sahada gerekli karşılık bugüne kadar verilmiştir, bundan sonra da verilecektir.
Ülkesinin kaynaklarını ve halkının refahını başka ülkelerin çıkarlarına feda edenler, siyasi varlığını Türkiye düşmanlığı üzerine kuranlar, provokatif eylem ve söylemler ile yine sahnede. Komşumuz Yunan halkı da biz de onları yakından tanıyoruz.
TÜM ZENGİNLİKLER ADİL BİR ŞEKİLDE PAYLAŞILMALIDIR
Beklentimiz, bu Yunan siyasilerin ve askerî şahısların iç politik amaçlarla uzlaşmaz ve kışkırtıcı tavırlarından derhâl vazgeçmeleri, problemlerin diyalog yoluyla çözümüne odaklanmaları ve tarihten özellikle de 9 Eylül 1922’de yaşananlardan ders almalarıdır. Yarınlarının iyi olmasını isteyenler, dünün ve bugünün yanlışlarından dönmelidirler. Samimi temennimiz; Ege ve Akdeniz’in dostluk denizi olması, tüm zenginliklerin adil bir şekilde paylaşılmasıdır.
Yunanistan’da göçmenlere yönelik skandallar, dinleme skandalları, yolsuzluk iddiaları var. Bunları gölgelemek, örtbas etmek için Türkiye karşıtı söylemlerde bulunuyor, ‘Türkler gelecek’ diyorlar. Türkiye tehdit değil güçlü, güvenilir, etkin bir müttefik.
-Yunanistan'ın karasularını genişletmeye çalıştığına yönelik iddialar
Herhangi bir genişletmeyi asla kabul etmiyoruz. 1800 kilometreden fazla kıyısı olan bir Türkiye'den bahsediyorsun ve Türkiye uluslararası sulara sizden izin alarak çıkacak. Bunu hangi akıl kabul eder? Yunanistan’a bu konuda “ Yanlış hesap Ankara’dan döner” diyoruz.
-ABD'nin Doğu Akdeniz'de artan faaliyetleri ve Yunanistan'daki üsleri
ABD'nin eskiden 5 idi şimdi 4 daha eklendi, 9 üssü var Yunanistan’da. Dedeağaç ile ilgili LNG ve lojistik merkezi olarak planlandığı belirtiliyor. Anlatılan bu. Ancak savunma ve güvenlik meselesi aynı zamanda takip ve tedbir meselesi. İzah edilen, söylenen şey bu. Başka şekilde kullanılabilir mi? Kullanılabilir. O zaman takip edip, tedbirini alacaksınız. Tekrarı ve telafisi mümkün olmayan bir alandır savunma ve güvenlik.
A400M uçaklarının yurda dönüşü
Havacılık büyük bir kurallar bütünü. İnsani yardım götürmek ve Türk vatandaşlarını tahliye etmek için gittiği Ukrayna'da hava sahasının kapatılması nedeniyle Borispol Havaalanı'nda kaldı uçaklarımız. Sürekli taraflarla istişare ederek ve koordinasyon içinde uçaklarımızın yurda dönmesi için gerekli bütün şartların oluşması için görüştük, çalıştık. En uygun şartlar oluşur oluşmaz da harekete geçtik. En uygun şartlar derken yerden müdahale olmaması için araziyi kontrol altına aldılar, güvenlik sağlandı ve uçaklar saat 17.01’da kalktı, diğeri saat 17.06’da kalktı.
Uçaklar yerde bekleseler bile bakıma ihtiyaç duyar. Bu süre zarfında uçaklarımızın bakımları ekiplerimiz tarafından yapıldı. Uçaklarımız sağ-salim yurda döndü ve bu hikaye sorunsuz bir şekilde tamamlandı.
-SSİK sonrası açıklamada Hisar, Siper seri üretimi süpersonik füze vurguları yapıldı. Bu sistemlerin kabiliyetleri nedir? Hava savunmamızı kendimizi koruyacak seviyeye geldi mi?
Bir ülkenin hava savunması bir; hava savunma sistemleri ile iki; uçaklarla olur. Mevcutları en etkin şekilde kullanmaya çalışıyoruz. Hem tedarikle ilgili çalışıyor hem de yerli ve milli imkanlarla üretmeye çalışıyoruz.