Türkiye’nin tanıtımı için farklı disiplinler Türkiye’nin Tanıtım Stratejileri Zirvesi’nde bir araya geldi. Türkiye markasının akademik anlamda birçok farklı şekilde ele alındığı zirvede, ülkenin tanıtımına dair genel bir çerçeve çizilmesi hedeflendi.
Dışişleri Bakanlığı, Diploması Vakfı ve İstanbul Gelişim Üniversitesinin birlikte düzenlediği “Türkiye’nin Tanıtımı Stratejileri Zirvesi” ile farklı disiplinler bir araya geldi. “Türkiye’nin tanıtımı nasıl olmalı, Türkiye denilince dünyada nasıl bir algı ortaya çıkıyor, bu algıyı inşa eden çeşitli tarihsel, toplumsal ve siyasal dinamikler nelerdir” gibi konuların ele alındığı zirvede, Türk markasının nasıl inşa edileceğine dair genel bir akademik çerçeve çizilmesi hedeflendi. Türkiye’nin tanıtımı konusunda ilk ayak olan zirvenin bir diğer ayağını ise yeni basılacak bir kitap oluşturacak. Aynı zamanda bu zirvede sunulan bildirimlerin ise pek çok şekilde ve yerde paylaşılması hedefleniyor. “Bilimsel çıktılar, dünyada ülkelerin tanıtımı için çok önemli”
Böyle bir etkinliğe ev sahipliği yaptıkları için gurur duyduklarını aktaran İstanbul Gelişim Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Bahri Şahin, tanıtım konusunda üniversitelerin de bilimsel anlamda etkin rol oynadığını söyledi. Prof. Dr. Bahri Şahin, “Türkiye’nin tanıtımı dediğimizde bütün kurumlara bu tanıtım aşamasında görev düşüyor. Bu yüzden üniversitelerin de en büyük görevi; bilimsel çıktıları, araştırma- geliştirme ve sosyal inovasyon faaliyetleri ile eğitim öğretimde üst basamaklarda Türkiye’yi temsil etme noktasında önemli katkılar sunmak. Son 20 yıldır Türk üniversiteleri önemli bir mesafe katetti. Dünya sıralamalarında ilk 500’ü hedeflerken, üniversitelerimizin daha da iyi dereceler almasından gurur duyuyoruz. Biz de üniversite olarak bilimsel anlamda Türkiye’nin tanıtımına katkı sunmak istiyoruz. Bugünkü zirvede her ne kadar kamu ve kültürel diplomasi gibi konular işlenecek olsa da, biz de bilimsel diplomasi gibi konuları ele alıp, bir paydaş olarak katkı sunacağımıza inanıyorum. Sonuçta bilimsel çıktılar dünyada ülkelerin tanıtımı için çok önemli. Dolayısıyla üniversitelerin bu konuda gayret etmesi gerekiyor” şeklinde konuştu. “Türkiye kendi bölgesinde merkez olmaya doğru gidiyor”
Son zamanlarda Türkiye’nin birçok alanda atağa kalktığını belirten Türk Alman Üniversitesi, Kültür ve Sosyal Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Burhanettin Aykut Arıkan ise “Türkiye’nin hem tanıtım alanında hem de dünyada kendi belirleyici noktasını yeniden tanımlamak anlamında ciddi bir atağı var. Eskiden Türkiye’ye doğu ile batı, kuzey ile güney arsında köprü görevi verilirdi. Bu köprü görevi biraz faaliyet değiştiriyor. Türkiye kendi bölgesinde merkez olmaya doğru gidiyor. Bunu eğitim, kültürel diplomasi, kamu diplomasisi üzerinden yapıyor ve bunu ‘yumuşak güç’ üzerinden kültürel iş birlikleri kurarak gerçekleştiriyor. Artık bilim, sanat ve kültür üreten bir Türk profiliyle karşılaşmaya başladık. Böylece özellikle kamu diplomasisinde çok farklı yüzümüz ortaya çıkmaya başladı. Nitekim bilim sanat ve kültür alanlarında elçilerimizi daha fazla tanımlamamız ve iletişimimizi bu alanlarda kurmamız gerekiyor” dedi. “Ayrıca Türkiye’nin marka gücünü de ele alacağız”
Zirve paydaşlarından Diplomasi Vakfı Direktörü Doç. Dr. Oğuzhan Bilgin ise böyle bir etkinlikle önemli bir boşluğu doldurduklarını söyleyerek, “Aslında bu etkinlik, Türkiye’nin tanıtım stratejilerini ele alacak bir akademik etkinlik. Türkiye’nin tanıtımı nasıl olmalı, Türkiye denilince dünyada nasıl bir algı ortaya çıkıyor, bu algıyı inşa eden çeşitli tarihsel, toplumsal ve siyasal dinamikler nelerdir gibi konuları tartışacağız. Ayrıca Türkiye’nin marka gücünü de ele alacağız. Türkiye markası büyük bir marka ve tarihsel anlamda büyük bir mirasın üzerine kurulu büyük bir devlet. Dünyada da küresel siyasette ağırlıklı bir imaj sergiliyoruz. Bu yüzden Türkiye’nin stratejileri, tanıtımı aynı zamanda Türkiye’nin kendisini tanımlaması anlamına geliyor. Türkiye’nin kendisini nasıl tanımlaması gerektiği, dünyada nasıl tanımlandığı, Türkiye’nin özne olarak artık kendisini başkalarına göre değil, kendini bizzat tanımlaması aslında bütün bu etkinliğin temelini oluşturuyor. Uluslararası, iletişim, sosyoloji ve siyaset gibi çeşitli disiplinlerden akademisyenlerin yer aldığı ve Türkiye markasını, Türkiye’nin nasıl tanımlanmasını ve Türkiye’nin kimliğini tartışacağız. Bu konuda da neler yapabileceğimizi ele alacağız. Böylelikle önemli bir boşluğu doldurmaya talibiz” dedi.