Star.com.tr yazarı Faruk Önalan, bugünkü köşesinde 2023 Savunma Sanayi hedefleri başlıklı bir yazı kaleme aldı. Yazısında Türkiye'nin savunma sanayiinde altın çağını yaşadığı ifade eden Önalan, "2016 yılında dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde iki Türk firması varken bugün aynı listede yedi firma bulunuyor" bilgilerini paylaştı.
750'den fazla projenin devam ettiğini ve sektörde yerlilik oranının yüzde 80'lere çıktığını ifade eden Önalan, "Bu rakipleri kıskandıracak seviyede çarpıcı bir gelişme. Şüphesiz bu oran ihracat rakamlarına da yüksek katkı sağlamıştır. 2022 yılı savunma sanayii ihracat miktarı 4,4 milyar dolar olarak gerçekleşirken bu rakamın 2023 yılı sonunda 6 milyar doları aşması bekleniyor" dedi.
İşte Faruk Önalan'ın o yazısı:
Yaklaşık iki yıl süren ağır pandemi koşullarının getirdiği tedarik sorunu ve başta NATO müttefikleri tarafından uygulanan haksız yaptırımlara rağmen Türkiye'de savunma sanayii altın çağını yaşıyor, devler liginde boy gösteriyor. 2016 yılında dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde iki Türk firması varken bugün aynı listede yedi firma bulunuyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet'in ikinci yüzyılına ilişkin yeni program ve hedeflerin yer aldığı 'Türkiye Yüzyılı' vizyonunu geçtiğimiz aylarda kamuoyuyla paylaşmıştı. Geniş yankı uyandıran tanıtım programının öne çıkan başlıklarından biri de, Milli Teknoloji Hamlesi kapsamında her geçen gün daha ileriye giden Savunma Sanayii olmuştur. Sektördeki millilik oranının yüzde yirmiden yüzde seksenlere çıkarılması, rakipleri kıskandıracak seviyede çarpıcı bir gelişmedir. Şüphesiz bu oran ihracat rakamlarına da yüksek katkı sağlamıştır. 2022 yılı savunma sanayii ihracat miktarı 4,4 milyar dolar olarak gerçekleşirken bu rakamın 2023 yılı sonunda 6 milyar doları aşması beklenmektedir. Bugün yaklaşık iki bin firma 750'den fazla proje kapsamında faaliyetlerini başarıyla yürütmektedir. Terörle mücadelede, savaşlarda kendisini ispat etmiş silahların modernize edilmesinin yanında daha üst modellerin sırayla sahaya çıkması dikkat çekicidir. Bu doğrultuda yeni dönemde, tüm dünyada ses getirecek hedefler belirlenmiştir.
STRATEJİK TAARRUZ
İki bin mühendisin, bin teknisyenin büyük bir özveri ile üzerinde çalıştığı 5'inci nesil çok rollü savaş uçağı olan "Milli Muharip Uçak" (MMU) 18 Mart 2023 tarihinde hangardan çıkacak (erkene de alınabilir). İlk uçuşun 2026 yılı içinde olması bekleniyordu ancak daha sonra bu tarih 2025'e ardından 2023 yılı sonuna çekildi. Akıllı mühimmatların kullanılabildiği, her türlü hava-hava ve hava-yer hedeflerine stratejik taarruz imkânı sağlayabilecek kapasitede olan MMU'nun, -mevcut şartlarda- radar görünürlüğü de son derece düşüktür.
Yüksek/süpersonik hızda dahili silah yuvalarından hassas ve isabetli ateşleme ile yüzlerce kilometre uzaklıktan hava ve yer hedeflerine kitlenerek onları imha edebilme kabiliyetine sahiptir. Bunun yanında dost unsurlarla güvenli veri paylaşımı da sağlanabilmektedir. Bu muhteşem teknoloji harikasının önümüzdeki yıllarda F-16'ların yerini alması öngörülmektedir.
2025 yılında envantere girmesi beklenen, tek motorlu ve tandem kokpitli "Jet Eğitim ve Hafif Taarruz Uçağı" HÜRJET, 21 Mart 2023 tarihindeki ilk uçuşuna hazırlanmaktadır. Birçok görev tanımı ve üstün faydalı yük kapasitesi ile silahlı HÜRJET, muharebe meydanlarında önemli bir güç unsuru olarak ön plana çıkmaktadır. İlk etapta 16 adet uçağın Türk Hava Kuvvetlerine teslim edilmesi planlanmaktadır. Diğer yandan, 18 hafif taarruz uçağı ihalesi için de Malezya'ya teklif verilmiştir.
AESA'NIN, AKINCI TİHA'YA ENTEGRASYONU
Gelecek yıllarda hava, kara hatta deniz muharebelerinin insansız jetler, insansız araçlarla gerçekleştirileceği öngörüsü uzak bir ihtimal değildir. Bayraktar KIZILELMA Muharip İnsansız Uçak Sistemi (MİUS) bu doğrultuda tasarlanmıştır. İlk uçuşu planlanandan daha erken olarak 2022 yılı sonunda gerçekleştirilen Kızılelma MİUS'un manevra testleri, muhtelif silah, füze ve sistemlerin uçağa entegrasyonu, atış testlerinin yapılması gibi faaliyetlerin de bu yıl devreye sokulması beklenmektedir. 6 ton kalkış ağırlığı, 1,5 ton faydalı yük kapasitesi, düşüş görünürlük, 35.000 feet operasyonel irtifa ve yüksek manevra kabiliyeti ile MİUS birçok rakibine oranla çok daha ileri seviyededir. İlk kez AKINCI TİHA ve F-16'lara entegre edilecek olan AESA (Aktif Faz Dizinli Radar) burun radarı MİUS'da da kullanılacak. Aselsan'ın geliştirdiği AESA radar sistemi son derece stratejik bir hamledir. Böylelikle, Türk F-16 uçakları artık Amerikan AESA ile değil yerli ve milli AESA burun radarı ile görevlerini icra edebileceklerdir. Ayrıca AESA'nın, Akıncı TİHA'ya entegrasyonu ile insansız hava aracında bu kabiliyete sahip ilk ülke Türkiye olacaktır. Daha da geliştirilecek olan bu yeni radar sisteminin getireceği maksimum faydalar önümüzdeki dönemde çok daha fazla gündemde yer alacaktır. Diğer taraftan 80'li yılların sonunda TSK envanterine dahil olan F-16'lar (35 adet) ÖZGÜR PROJESİ kapsamında, aviyonik (elektronik sistemler) modernizasyonları tamamlanarak Türk Hava Kuvvetleri'ne teslim edilecek. AESA teknolojisini kullanan, taşınabilir Erken İhbar Radar Sistemi ERALP ve Alçak İrtifa Radar Sistemi ALP kısa bir zaman dilimi içinde envantere dahil olacak. 450 km menzilli ÇAFRAD sisteminde de (Çok Amaçlı Faz Dizinli Radar) son aşamaya gelinmiş durumdadır. Bu yıl kullanıma alınacak olan ve seyir füzesine dönüştürülmüş hâliyle Şimşek Hedef Uçağı ilk başarılı atışını ÇAFRAD ile gerçekleştirmiştir.
KISA MENZİLLİ TANKSAVAR SİLAHI KARAOK
GÖKTUĞ PROJESİ kapsamında geliştirilen, Görüş İçi Hava-Hava Füzesi BOZDOĞAN ve Görüş Ötesi Hava-Hava Füzesi GÖKDOĞAN'ın ilk teslimatları 2023 yılı içinde yapılacaktır. 35 mm Parçacıklı Mühimmat (ATOM) ile birlikte, üzerinde konuşlu bulunduğu gemiyi hedef alan anti-gemi füzelerini imha edebilen GÖKDENİZ Yakın Hava Savunma Sistemi'nin gemilere entegresine başlanacaktır. SOM Seyir Füzesi ile ATMACA Gemisavar Füzesi'ne yönelik geliştirilen Türkiye'nin ilk Turbojet motoru KTJ-3200'ün füzelere entegrasyonunun yapılması beklenmektedir. Yakın zamanda Sinop'ta gerçekleştirilen test atışında, ilk defa 100 kilometre menzildeki hedefi başarıyla imha eden SİPER Uzun Menzilli Hava Savunma Sistemi, bu yıl içinde hizmete sunulacak. Kızılötesi görüntüleyici başlık sayesinde gece/gündüz görev yapabilecek, portatif bir füze sistemi olan kısa menzilli tanksavar silahı KARAOK ilk defa envantere girecek.
Askeri görevler, yangınla mücadele, hava ambulansı, ulaşım, nakliye, kıyı ötesi operasyonları, arama-kurtarma ve VIP gibi hizmetlerde kullanılabilecek olan GÖKBEY Genel Maksat Helikopterlerinin ilk teslimatları yılın ilk çeyreğinde Jandarma Genel Komutanlığı'na gerçekleştirilecek. Türünün en iyisi olmaya aday Ağır Sınıf Taarruz Helikopteri ATAK-2'nin önümüzdeki aylarda göklerde olması beklenmektedir.
Türkiye'nin en büyük savaş gemisi, dünyanın ise ilk SİHA gemisi olma özelliğine sahip TCG ANADOLU'nun 2023 yılı içerisinde Deniz Kuvvetleri'ne teslim edilmesiyle göreve başlaması planlanmaktadır. Gemiden gemiye inip kalkma kabiliyetine sahip olacak şekilde tasarlanan BAYRAKTAR TB3, TCG Anadolu'ya konuşlu olarak ilk uçuşunu gerçekleştirecek. Mavi Vatan'da keşif, gözetleme ve denizaltı savunma vazifelerini havadan yapmak üzere başlatılan MELTEM-3 PROJESİ, 6'ncı ve son ATR-72/600 (P-72) Deniz Karakol Uçağı teslimatıyla tamamlanacak. Açık denizde görev yapan gemilerin, görev grubu unsurlarının desteklenmesi kapsamında; en az 4 adet gemiye denizde ikmal gerçekleştirebilme, "Komuta-Kontrol Gemisi" görevini icra etme gibi misyonları yerine getirecek Denizde İkmal Muharebe Destek Gemisi (DİMDEG) DERYA hizmete alınacak. MİLGEM Ada Sınıfı korvetlerin 2. faz devamı niteliğinde olan MİLGEM istif (i) sınıfı firkateyn projesinin ilk gemisi olan TCG İSTANBUL (F-515) Deniz Kuvvetleri'ne teslimi gerçekleştirilecek. TCG İSTANBUL Türk mühendisleri tarafından tasarlanan ilk Türk firkateynidir. Üzerinde taşıyacağı silah sistemleri de büyük oranla yerli üretimlerden oluşmaktadır. 3 Ocak itibarıyla deniz kabul testlerine başlayan, yüksek dayanıklılık ve batarya teknolojisi ile dikkat çeken ilk Reis Sınıfı Denizaltısı TCG PİRİ REİS yakın zamanda göreve başlayacak. Bu yıl içinde seri üretimi yapılacak olan ve yüksek hız, uzun menzil, aktif/pasif sonar başlığı, dahili ve fiber optik kablo üzerinden harici güdüm özelliklerine sahip AKYA Denizaltı torpidosu da PİRİ Reis'e entegre edilecek. Bir amfibi çıkarma operasyonu esnasında gemi ile sahil arasındaki mesafeyi en hızlı şekilde alma kabiliyetine sahip olan Zırhlı Amfibi Hücum Aracı ZAHA'nın ilk teslimatını gerçekleştirecek.
ALTAY TANKLARI SERİ ÜRETİME BAŞLAYACAK
Üretimi tamamlanan ve Mayıs ayında içinde testlere tabi tutulacak olan ALTAY tanklarının 2025 yılından itibaren, proje ortaklarıyla birlikte seri üretimine başlanılacak. Üretimin yapıldığı ve çoğu zaman haksız ithamlara maruz kalan Sakarya Arifiye'de bulunan fabrikada Altay tanklarının yanı sıra, Fırtına obüsleri, Altuğ 8x8 zırhlı personel taşıyıcıların üretimi ve ihracatı, TSK envanterindeki Leopard 2A4 tanklarının modernizasyonu da gerçekleştirilmektedir.
Milli ve yerli üretim küp uydu platformu ve yazılımları kullanıldığı KILIÇSAT Küp Uydusu uzaya fırlatılıyor. KILIÇSAT, gemilerin AIS (Otomatik Tanımlama Sistemi) verilerini (konum ve rota) toplayarak Türk Hava Kurumu Üniversitesinde kurulu olan yer istasyonuna iletecek. Öte yandan elektro-optik kamerası ile metre-altı çözünürlüklü görüntüler elde edebilme kapasitesine sahip İMECE yer gözlem uydusu da bu yıl içinde uzaya fırlatılacak.
GÜVEN, AZİM, GAYRET
Yukarıda kısmen bahsedilen ve etki gücü açısından yüksek seviyede fayda sağlayan yerli ve milli ürünler, yurt içi ve yurt dışındaki harekâtların icrasında kullanılmasının yanında dost ve müttefik ülkelere de büyük katkı sunmaktadır. Yaklaşık iki yıl süren ağır pandemi koşullarının getirdiği tedarik sorunu ve -başta NATO müttefikleri tarafından- uygulanan haksız yaptırımlara rağmen savunma sanayii altın çağını yaşamakta, devler liginde boy göstermektedir. 2016 yılında dünyanın ilk 100 savunma şirketi listesinde 2 Türk firması varken bugün aynı listede 7 firma bulunmaktadır. Yirmi yıl önce savunma sanayi sektöründe sadece 56 firma faaliyet gösterirken, bugün bu sayı 2 bini aşmış durumdadır. Proje bütçeleri ise 75 milyar doları bulmuştur. 10 yıl öncesine kadar, -parasıyla dahi- akıllı mühimmat, İHA/SİHA ithalatı yapılamamış bahane olarak da Kongre kararları öne sürülmüştür. Sınır ötesinde terör örgütlerine karşı yürütülen operasyonlara tepki olarak Kahramanmaraş, Adana, Gaziantep'teki Patriot hava savunma sistemleri (sonrasında Kahramanmaraş'taki SAMP-T'ler de dahil) teker teker sökülmüştür.
Sonuç olarak yapılan onca engellemeler, beraberinde bir de fayda getirmiştir; yaptırımlar Türk savunma sanayisinin yalnızca kendi potansiyeline güvenmesi gerektiği gerçeğini ortaya çıkarmıştır. Ortaya çıkan bu güven duygusu, azim ve gayret, BİLGE LİDERLİK anlayışı ile birleşince tüm ambargolar başarıyla aşılmıştır.