Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, “Şekerde yüzde 120 yeterliliğimiz bulunuyor. Bu nedenle bir şeker ihracatçısı olan ülkemizin, 2022 yılında ithalata başvurması düşündürücüdür. Dolayısıyla şeker pancarı üretimine ve üreticisine önem vermeli, desteklemeliyiz” açıklamasında bulundu.
TZOB Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, hasadı başlayan pamuk ve şeker pancarı hakkında değerlendirmelerde bulundu. Türkiye’de pamuk hasadının bazı bölgelerde iklim şartlarının etkisiyle gecikmeli olsa da başladığını belirten Bayraktar, pamuk üretiminin sadece tarımsal üretim olarak değil, Türkiye’de ihracatı ve istihdamı gerçekleştiren çok önemli bir sektörün hammaddesi olduğunun altını çizdi. Pamuğu stratejik bir ürün olarak değerlendirerek, bu bakış açısıyla politika üretilmesi gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, “Ülkemizdeki pamuk fiyatları, uluslararası fiyatlardaki gelişmelerden fazlasıyla etkilendi. Pamukta uygulanan gümrük vergisi ise yüzde sıfırdır. Üretim sezonunun başından günümüze kadar başta gübre, mazot, sulama ve sulamada kullanılan elektrik olmak üzere, girdi fiyatlarında yüzde 300’lere varan artışlar gerçekleşti” ifadelerine yer verdi. Önceki sezon piyasa fiyatının arz-talep etkisi ve dünya pamuk piyasasında fiyatların yükselişi nedeniyle tarım satış kooperatiflerinin açıklamış olduğu pamuk alım fiyatlarının üzerine çıktığını hatırlatan Bayraktar, bu yıl da tarım satış kooperatiflerinin, maliyetlerdeki artışı ve çiftçi refah payını gözeterek önceki sezon serbest piyasada oluşan fiyatın üzerinde bir fiyat açıklamasını beklediklerini dile getirdi.
“Üretici örgütlerinin zayıflaması, pamuk üretiminin azalışı ve istikrarsızlığında önemli bir etkendir” diyen Bayraktar, pamuğun endüstri bitkileri içinde hem lif hem de yağ bitkilerinin arasında bulunduğunu ifade etti. "Ülkemizdeki bu dalgalanma stratejik öneme sahip pamukta akılcı ve kalıcı politikalar sergilememiz gerektiğini gösteriyor"
Birçok sanayi dalının temel ham maddesinin pamuktan karşılandığını not düşen TZOB Genel Başkanı Bayraktar, şöyle devam etti:
“Dünya lifli pamuk üretimi son 5 yılda azalırken ülkemizde üretim dalgalı bir yapı gösteriyor. Ülkemizde 2017-2018 döneminde 882 bin ton olan lifli pamuk üretimi, bir sonraki dönemde 977 bin tona yükseldi. Daha sonraki dönemlerde 656 bin tona kadar gerileyen lifli pamuk üretimi geçen sezon ise tekrar artış göstererek 833 bin tona çıktı. Ülkemizdeki bu dalgalanma stratejik öneme sahip pamukta akılcı ve kalıcı politikalar sergilememiz gerektiğini gösteriyor. Ülkemizde 2021 yılında 4 milyon 322 bin dekar alanda 832 bin 500 tonda lifli pamuk üretimi gerçekleşti. Lifli pamuk üretiminde 330 bin 373 ton üretimle Şanlıurfa ilk sırada yer alıyor. Şanlıurfa’yı 114 bin 413 ton ile Diyarbakır, 97 bin 931 ton ile Aydın, 77 bin 738 ton ile Hatay, 55 bin 731 ton ile İzmir takip ediyor.”
Açıklamasında belirttiği 5 ilin üretim miktarının Türkiye’nin toplam pamuk üretim miktarının yüzde 81,2’sine karşılık geldiğini belirten Bayraktar, ABD ve Çin gibi pamuk üretiminde başı çeken ülkelerin rekabette Türkiye’nin önünde bulunduğunu söyledi. "Üreticilerimiz korunmalıdır"
“Ülkemizde de girdi fiyatlarındaki yüksek artışlar gözetilerek prim ve destekler artırılmalı ve üreticilerimiz korunmalıdır” diyerek üreticilerin korunması gerektiği mesajın veren Bayraktar, “Laboratuvar ortamında standartların belirlenmesi, kalitenin kullanıma kadar korunması, lisanslı depoculuğun yaygınlaştırılması gibi çiftçilerimizin teşvik edilmesine yönelik alınan tedbirler önemlidir” dedi. Şeker pancarında fiyat beklentisi
Hasadına başlanan şeker pancarı konusuna da değinen Bayraktar, şeker pancarı ve şeker üretiminin Türkiye için vazgeçilmez olduğuna dikkati çekerek şunları aktardı:
“Pancar ve şeker üretimi, yüksek katma değer yaratması, yüksek istihdam imkanı sağlaması, hayvancılığın gelişmesindeki rolü ile tüm dünyada stratejik önemi olan bir üründür. Türkiye, dünya pancar şekeri üretiminde yüzde 6,6’lık pay ile pancardan şeker üreten ülkeler arasında önemli bir konuma sahiptir. Tarım topraklarımızın 2,9 milyon dekarını şeker pancarı üretimi için ayırıyoruz. 2020-2021 sezonu verilerine göre, 23 milyon tona kadar yükselen üretimle şeker pancarında tam yeterliliğimiz yüzde 100’dür. Diğer yandan şekerde yüzde 120 yeterliliğimiz bulunuyor. Bu nedenle bir şeker ihracatçısı olan ülkemizin, 2022 yılında ithalata başvurması düşündürücüdür. Dolayısıyla şeker pancarı üretimine ve üreticisine önem vermeli, desteklemeliyiz.”
Özellikle gübre ve mazottaki artışların göz önünde bulundurulması gerektiğine vurgu yapan Bayraktar, “Maliyetleri yükselen şeker pancarı üreticilerinin üretimlerini sürdürebilmesi ve ihtiyaç duyduğumuz şeker üretimini karşılaması için maliyetlerin üzerinde ve çiftçi karını da gözeten bir fiyat açıklanmasını bekliyoruz” diye konuştu.
Bayraktar, üreticilerin alın terinin karşılığını aldığı bir sezon olması temennisinde bulundu.