YKS üniversite yerleştirme sonuçları sonrası henüz bir üniversiteye yerleşemeyen veya herhangi bir tercihte bulunmayan öğrenciler için ek tercih işlemleri başladı. İstanbul Aydın Üniversitesi Genel Sekreteri Sebahattin Kutlu, toplamda 19 bin programda 160 bin ek kontenjanın üniversite hayali kuranlar için büyük bir şans olduğunu söyledi.
Hayalindeki üniversiteye yerleşmek isteyenler için son basamak olan ve 17 Eylül’e kadar sürecek olan ek yerleştirme başvuruları hakkında bilgilendirme ve önerilerde bulunan İstanbul Aydın Üniversitesi Genel Sekreteri Sebahattin Kutlu, “Yaklaşık 19 bin programda yine öğrenci adaylarımız için üniversiteye yerleşme, istedikleri bölümlere girme şansı var. Ek tercih bu anlamda çok büyük şanstır.” dedi. “Ek tercih diye küçümsememek lazım, ilk tercih kadar büyük bir fırsat”
Ek tercihlerin de ilk tercih gibi üniversite için büyük bir fırsat olduğunu aktaran Sebahattin Kutlu, “İlk tercihte yerleşememiş olan öğrenci arkadaşlarımız toplamda 160 bin kontenjana başvuru hakkına sahipler. Bu 160 binin 10 bin tanesi bu yıl ilk defa uygulanacak olan şehit, gazi yakını, 34 yaş üstü veya depremzede öğrencilerimiz için ayrıldı. Geriye kalan 150 bin kontenjan genel kontenjan. Bunun karşılığı da 19 bin program. Zaten ilk tercihleri biz 21 bin program üzerinden yapmıştık. Küçümsememek lazım. Sonuçta 150 bin kontenjan var. Sadece ağustos ayında değil eylül ayında yerleşmiş olacaksınız. Üniversitelerin açılış tarihi olan 2 Ekim günü ilk ve ek tercihte yerleşenler hep birlikte okula başlayacaklar” dedi.
Bu ek yerleştirme için nelere dikkat etmemiz gerekiyor? Taban puana dikkat!
İlk tercihte yerleşip kayıt yaptıramayan öğrencilerin ek yerleştirmeden yararlanamayacağının altını çizen Sebahattin Kutlu, bu tercih için nelere dikkat edilmesi gerektiği konusunda sözlerini şöyle sürdürdü:
“Bir üniversiteye yerleşip kayıt yaptırmayanlar ek yerleştirmeden yararlanamaz. Hiçbir programa yerleşememiş arkadaşlarımız bu bölümlere ve boş kontenjanlara başvurabilirler. İlk tercihte ben puanımın 5-10 puan üzeri bir yer yazabiliyordum. Ama bu tercihte yazamam. Ek tercihteki kural, yazacak olduğum bölümün bir taban puanı oluşmuş ise en az o kadar puanım olması gerekiyor. Eğer tercih edecek olduğum bölümün taban puanı oluşmamış ise puanı hesaplanmış tüm adaylar tercih yapabilir. Taban puanı yetse bile ancak yazacak olduğunuz yerin kaç kontenjanı olduğuna da dikkat etmek gerekiyor. Eğer birkaç kontenjan gibi az sayıda boş kontenjan varsa dikkatli olmalıyız. Çünkü puanımın yetiyor olması oraya kesin girecek olduğum anlamına gelmiyor. Yine orayı tercih eden adaylar içerisindeki puan sıralamasına göre yerleştirilecek. Kontenjan sayısı ne kadar yüksekse oraya girme şansları o kadar fazladır. Başarı sıralama şartı da aynen devam ediyor. Mühendislik yazacaksam ilk 300 binde olmalıyım, tıp yazacaksam ilk 50 binde olmalıyım gibi.”
“Gerçek bir istek listesi yapmalılar”
Tercih kılavuzunun da iyi incelenmesinin, gidilecek olan üniversitenin imkanları hakkında da araştırılma yapılması gerektiğinin altını çizen Kutlu, “Kılavuzu da iyi inceleyin. Bu inceleme sizi 1 yıl daha hazırlık stresinden kurtarabilir. Sizi daha bugünden istediğiniz üniversiteye yerleştirebilir. İlk tercihte doğru bir sıralama yapmamış olabilir yeterince araştırma yapmamış olabilirsiniz. Ek tercihte buna zaman ayırarak aslında hayal ettiğiniz yere girebilirsiniz. Gitmek istedikleri bölümü bulmaları ve puanlarına, kontenjanlarına bakmalı ve gerçek bir istek listesi yapmalılar. Üniversiteyi iyi araştırmalılar, tüm imkanlarını gözden geçirmeliler. Puanlarımıza bakacağız, isteklerimizi örtüştüreceğiz, sizi hangi mesleğe taşıyacağına bakacaksınız. Bunların hepsini yaptıktan sonra ek tercihle üniversiteli olmak mümkün. Başarı sıralamasına bakacak mıyız diye de merak edenler oluyor, hayır bu sefer sadece puanlara bakacağız. Bunun için muhakkak destek alsınlar. Bizim kampüsümüzde de aynı ilk tercihteki gibi tercih merkezimiz çalışıyor durumda. İstedikleri gibi onlara yardımcı olacak profesyonel arkadaşlarımız onları bekliyor olacak” dedi. “DGS fırsatı değerlendirilmeli”
1 yıl daha sınav stresi çekmemek için öğrencilerin DGS seçeneğini de değerlendirmesini tavsiye eden Kutlu, “DGS yani bir ön lisans programını okuyarak daha sonra ilgili bir lisans programına geçme, çok büyük bir fırsattır. Çünkü öğrenci arkadaşlarımızın bazıları aslında belli programlarda gerçekten son derece mesleki anlamda da başarılı oluyorlar ve bunu ön lisans programlarında gösteriyorlar. Ama lisans programına geçişte eğer üniversite sınavlarından doğrudan girmek istediğinizde karşınıza Mat-2, Fen-2 ya da benzeri testler çıkarken ve bunlarda arkadaşlar zorlanırken DGS’de çok daha temel matematik ve Türkçe sınavı ile kendi alanında 4 yıllık bir lisans programına devam şansı buluyorlar. Dolayısıyla biz her zaman için ön lisans programını tercih eden adaylarımızın DGS yolunu kullanarak 4 yıllık programlara devam etmelerini doğru buluyoruz” şeklinde konuştu.
Kutlu son olarak, “Arkadaşlarımıza onlara sunulmuş olan bu fırsatı doğru bir şekilde analiz edip iyi bir şekilde değerlendirmelerini tavsiye ediyoruz. Bir yıl daha bu stres, çalışma ve sınavlar yerine bu fırsatı değerlendirip olmuyorsa diğer seçeneği tercih etmek gerekiyor” diyerek sözlerini sonlandırdı.