Kahramanmaraş'ta aynı gün içerisinde meydana gelen iki bağımsız depremin akabinde on binlerce bina, binlerce bağımsız birim, 40 binin üzerinde vatandaşımıza mezar oldu. Uzmanların 'asrın felaketi' diye yorumladığı iki büyük afetin akabinde 70 vilayette yaşayan milyonlar, olası bir deprem felaketinden önce ne gibi önlemler alınması gerektiğini araştırıyor.
İstanbul Teknik Üniversitesi Afet Yönetim Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, Haber 7'den Gamze Türk'le yaptığı röportajda dikkat edilmesi gereken noktaları bir bir sıraladı. Açıklaması boyunca 'binanın sağlamlığına' vurgu yapan Kadıoğlu, kentsel dönüşümün ne denli önemli olduğundan bahsetti. İşte, Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu'nun Haber 7'ye özel olarak yaptığı açıklamaları:
Yurt genelinde yaşayan milyonların olası bir deprem felaketine hazırlıklı bulunmasının ne denli önemli olabileceğini anlatan Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, deprem öncesinde ve sonrasında izlenilmesi gereken hayati önemdeki maddeleri şu sözlerle sıraladı:
"Deprem öncesi hazırlık demek bina sağlam olacak demek oluyor.
Birinci şart binanın sağlam olması. Bina depremde zarar görebilir, çatlar, patlar ama hiçbir zaman tamamen çökmeyecek.
İkinci hazırlık konusu, eşyaların sabitlenmiş olması gerekiyor. Üstümüze devrilecek, dökülecek eşyalardan korunmamız lazım. Onları sabitlemek gerekiyor.
Üçüncüsü, bir aile afet planı yapmamız gerekiyor. Bazı temel gıda ve ilk yardım malzemesiyle yangın söndürücümüzü bulundurmak ve onları kullanmayı öğrenmiş olmamız gerekir.
Dördüncü hazırlık ise binamıza sigorta yaptırmış olmamız lazım. Çünkü depremden sonra evini yapmak için tek para verecek olan sigorta.
Bina sağlam olduktan sonra deprem anında ilk B dalgasını hissettikten sonra (B dalgası küt diye alta duruyor) hemen uygun bir köşede pencereye sırtımızı dönerekten çök-kapan-tutun yapmamız lazım. Çök-kapan-tutun hareketini yapıp bir sıra-masa altında, herhangi bir köşede cam, pencere ve devrilecek şeylerden uzak depremin bitmesini beklememiz lazım."
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, deprem sırasında kişinin ev içerisindeki hangi eşyalardan uzakta bulunması gerektiğine dair, "Çök-kapan-tutunda büfeler gibi üstünüze dökülecek camlar ve eşyalar olmayan güvenli bir köşe olması gerekiyor. Pencerelerden uzak olmada fayda var çünkü pencereler de patlayabiliyor. Onların camları bir şarapnel gibi gelip sizi etkileyebiliyor. Yani dökülecek eşyalardan, patlayacak camlardan uzakta bir köşe bulunmalıyız" diye konuştu.
"ÇÜRÜK OLAN BİNADA KURTULMA DİYE BİR ŞEY YOK"
Açıklamasının devam eden bölümünde, 'çürük binaların' depremde 'mezara' dönüşebileceğinin altını çizen Kadıoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bina çürükse yapacak hiçbir şey yok. Çürük bina için bir yaşama kuralı yok. Yani çanta falan sizi korumayacaktır. Bina çökerse nerede yakalanacağınız ve nereden çıkacağınız belli olmaz. Çünkü bina yan yatacaktır, durduğunuz döşeme çökecektir. Çürük binada hiçbir zaman durduğunuz noktada kalamayabilirsiniz. O yüzden birinci şart bina sağlam olacak. Çürük olan binada kurtulma diye bir şey yok. Depremden sonra iki, üç dakika kendinizi kontrol etmeniz gerekmektedir. Etrafınızı kontrol etmeniz lazım. Cam kesiği var mı, herhangi bir küçük yangın çıkmış mı? O anda insanların birbirine yardım etmesi gerekiyor. İlk yardımda kanı durdurmak, yangın varsa küçüklerini söndürmek ilk anda yapılacak işler. Bunlarda ilk dakikalarda otomatik olarak yapılıyor vatandaş tarafından."
TAHLİYE YOLLARINI KONTROL ETMENİN ÖNEMİ
Deprem sonrası binadan veya bağımsız birimden ayrılmadan evvel tahliye yapılacak yerlerin mutlaka kontrol edilmesi gerektiğini söyleyen akademisyen, "Binayı deprem sonrası hemen boşaltmak doğru bir şey değil. Otomatik tahliye yanlış şey. Binayı mutlak tahliye etmeden önce çıkış yolları ve merdivenlerin kontrol edilmesi lazım. Bina hasarlıysa merdiven ve benzeri yerleri kontrol ederek çıkmak lazım. Yoksa merdivenler de bastığınızda üstünüze düşebilir veya kaçış yolunuzda üstünüze düşecek başka eşyalar olabilir. O yüzden otomatik tahliye yapmadan tahliye yollarını önce bir kontrol etmek gerekiyor" dedi.
Kadıoğlu, "Elektrik, su ve gaz kesilmemişse kapatmakta fayda var. Ya da hiç ellememek gerekiyor. Eğer gaz kaçağı veya koku varsa hiçbir şeyi ellememek lazım. Yoksa kıvılcımla gazı ateşleyebilirsiniz" derken, sırt çantasında mutlaka olması gereken eşyaları şu şekilde sıraladı:
"Binanız hasarlı değilse problem yok ama binanız hasarlıysa sırt çantanıza en az 3 günlük ilaçlarınızı, Powerbank, kışlık giyecek, biraz su ve klor tableti gibi bazı şeyleri almanızda fayda var. Eğer barınma alanına gidecekseniz kendi kişisel eşyalarınızı da almanızda fayda var."
"BU İŞİN SONU İYİ DEĞİL"
Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, açıklamasının son bölümünde kentsel dönüşümün öneminin altını çizerek 'Bu işin sonu iyi değil' vurgusunda bulundu:
"İstanbul depreme hazır olacaksa İstanbul'daki herkes hazır olduğunda olacaktır. Afetlere hazırlık evden başlar. Öncelikle kendi evinizde depreme hazırlığınızı dikkate alın. Önce ilk birkaç gün için kendinizi hazırlamaya çalışın. Sonra devletten yardım bekleyin. Kendinizi nasıl hazırlayacağınız için de gidin belediyeden yardım isteyin. Size ilk yardım ve yangın söndürme eğitimi versinler. Binanıza baksınlar. Binanız çürükse hakkınıza razı olun. Lütfen kentsel dönüşümle at pazarlığı yapmayın. Bu işin sonu iyi değil."