Boş vakitlerini değerlendirmek ve aile bütçesine katkı sağlamak için harekete geçen Havva Özata, 2016'da 6 kadınla Sungurlu Kadın Girişimi Üretim ve İşletme Kooperatifini kurdu.
Sungurlu Sanayi Sitesi'nde bir dükkan kiralayan kadınlar, esnaftan veresiye un tedarik ederek baklava ve börek yapmaya başladı.
Ürettiklerini önce ilçeye, ardından katıldıkları fuarlarda sağladıkları bağlantılarla Türkiye'nin dört bir yanına satan kadınlar, devlet desteğiyle makine ve ekipmanlarını geliştirerek 6 yılda üretim kapasitesini artırdı, 13 kadına da istihdam sağladı.
Kooperatif başkanı Havva Özata, girişimci kadınlar olarak hayallerini gerçekleştirmenin mutluluğunu yaşadıklarını söyledi.
Kooperatifi kurduklarında un alacak paraları olmadığına işaret eden Özata, "Sağ olsun, bir esnaf arkadaşımıza gittik, ricada bulunduk. Dedik, 'Bize güvenirseniz, inanırsanız böyle şeyler yapmak istiyoruz'. Borçla 4-5 torba un rica ettik." dedi.
BİR PAKETLEME MAKİNESİ VE FIRINLA BAŞLADILAR
Daha sonra kiraladıkları dükkanı temizleyip üretime uygun hale getirdiklerini anlatan Özata, "Biz bu hayale 5 tahta, 5 oklava ile başladık. Bu da bizim sloganımız oldu. Bayram öncesiydi. Üç ay boyunca baklava, börek yaptık." diye konuştu.
Üretimi yoluna koyduktan sonra pazar arayışına girdiklerini dile getiren Özata, fuarlara katılmaya karar verdiklerini belirterek, "Kadınlar olarak zaten sanayide çalışıyoruz, alışkın olmadığımız işleri yapıyoruz, fuarı araştıralım' dedik. Bir tarım fuarına başvurduk. 'Size bir stant verebiliriz' dediler. Ürünlerimizi önce insanlara tattıralım, 'Ürünümüz bu' diyelim diye düşündük. Çorbamızı yaptık, tarhanamızı ve mantımızı pişirdik, eriştelerimize başladık, tereyağı aldık üzerine." ifadelerini kullandı.
Fuarlarda kurumsal firmalarla, diğer kooperatiflerle iş bağlantıları yaptıklarına dikkati çeken Özata, şunları kaydetti:
"Günde 300-500 kilogram üretmek bizim için çok büyük bir şeydi, çok sevinç yaşıyorduk. Üretimimiz daha da arttı, şükürler olsun. Aylık 50 ton mantı, 25 ton çorbalık, 25 ton erişte üretiyoruz. 20 bayanın sofrasında ekmek, çocuğunun cebinde harçlık olduk. Üretimimiz devletten aldığımız bir paketleme makinesi ve fırınla başlamıştı. Öz kaynaklarımızla artık makinelerimizi almaya başladık. Devletin eli her zaman başımızın üzerindeydi çünkü o olmadığı sürece büyümemiz mümkün değil."
