Kulak Burun Boğaz Hekimi Prof. Dr. Ülkü Tuncer, vertigonun bir hastalık değil semptom olduğunu söyledi.
Acıbadem Adana Hastanesi KBB Hekimi Prof. Dr. Ülkü Tuncer, halk arasında yaygın görülen vertigoyla ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Tuncer, bazen bir hastalık olduğu zannedilen vertigonun aslında bir semptom olduğuna dikkat çekerek, “Latince ‘dönmek’ anlamına gelen vertigo bir hastalık değil, bir semptom yani hastalık bulgusudur. Vertigoda hasta dönmediği halde kendisinin veya bulunduğu ortamdaki her şeyin döndüğünü hisseder. Baş dönmesine genellikle bulantı ve kusma eşlik eder, terleme, çarpıntı görülebilir. Denge kaybı, sersemlik hissi, başta ağırlık olması veya yerin ayaklar altından kayması hissi, göz kararması, baygınlık hissi gibi durumlar vertigo değildir ve vertigoya göre tedavisi farklılık gösterir. Dolayısı ile baş dönmesi yakınması gerçek vertigo olabileceği gibi kardiyovasküler hastalıklar, metabolik bozukluklar veya ilaç yan etkilerine bağlı bir durum da olabilir” ifadelerini kullandı.
“Santral denge bozuklukları daha acil ve hayatidir”
Hareket ederken veya hareketsiz dururken dengede kalmanın beynin gözlerden, iç kulaktaki denge merkezlerinden, kas, eklem ve tendonlardan gelen derin duyu bilgilerini işlemleyerek koordine etmesiyle mümkün olduğuna işaret eden Prof. Dr. Tuncer daha sonra şunları söyledi:
“Baş dönmesi ve denge kaybı olan hastada öncelikle patolojinin kaynağının belirlenmesi gerek. Baş dönmesinin genellikle iç kulaktaki denge merkezlerinin hastalıkları ile ilgili. Daha az oranda da beyin ve beyinsapı problemleri sonucunda ortaya çıkıyor. İç kulaktaki denge sistemleri ile ilgili vertigoya işitme kaybı, çınlama, kulaklarda basınç hissi gibi belirtiler eşlik ediyor. En sık görülen periferik vertigo nedeni halk arasında ‘kulak kristallerinin yer değiştirmesi’ olarak benign paroksismal pozisyonel vertigodur. Genç ve orta yaş grubunda daha yaygın görülen bu hastalık; iç kulak kristallerinin normalde bulunması gereken bölgeden içi sıvı dolu yarım daire kanallarının içine yer değiştirmeleri sonucu ortaya çıkar. Hastalığın etkeni tam olarak bilinmemekle birlikte; viral enfeksiyonların, D vitamini yetmezliğinin, yaşlanmaya bağlı kemik erimesinin, kafa travmalarının, ameliyatlardan sonra uzun süre yatmak zorunda kalmanın neden olabileceği düşünülür. Hastalar hareketsizken hiçbir sorun yoktur, yataktan kalkma veya yatakta dönme esnasında, şiddetli baş dönmesi atakları olur. Baş dönmesi atakları genellikle saniyeler sürer ve bir dakikayı geçmez. Bulantı eşlik edebilir. Ataklar arasında hastalar rahattır.”
“Meniere hastalığı ataklarında vertigo olur”
İç kulak sıvısının bilinmeyen bir nedenle basıncının artması sonucu ataklar halinde seyreden Meniere hastalığının da bir sebep olduğuna değinen Prof. Dr. Tuncer, ataklar sırasında en az 20 dakika süren şiddetli baş dönmesi, bulantı kusma, kulakta basınç hissi ve işitme kaybı yaşandığını, şiddetli baş dönmesi geçtikten sonra hastada 2-3 gün daha sersemlik halinin devam ettiğini söyledi.
İki atak arasında bazen aylar, yıllar bazen de haftalar olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tuncer, Meniere hastalarında tedavinin ataklar sırasında baş dönmesi, bulantı ve kusmayı iyileştirmek, sonrasında atakların sayısını ve şiddetini azaltmayı hedeflediğini ifade etti.
“Baş dönmeleri migren kaynaklı da olabilir”
Prof. Dr. Tuncer dengeyi kontrol eden vestibüler sinire yayılan enfeksiyon sonucu oluşan vestibüler nöronit hastalığına işaret ederek, “Bu tip vertigo aniden başlar ve şiddetli bulantı ve kusmaya neden olabilir. Bu durum genellikle soğuk algınlığı veya grip gibi viral bir enfeksiyonu takip eder. Belirtiler şiddetli ve rahatsız edici olduğundan kişinin hastaneye yatırılması ve tedavi edilmesi gerekebilir. En şiddetli tablo 2-3 gün sürdükten sonra 2-3 ay kadar hafif dengesizlik, baş dönmesi hissi devam edebilir” dedi.
Uzun süren ciddi baş ağrısı atakları ve baş dönmesinin birlikte izlendiği vestibüler migren hastalığından bahseden Prof. Dr. Tuncer şunları söyledi:
“Sıklıkla orta yaşlı kadınlarda görülür. Vestibüler migrenli kişilerde, baş dönmesi, denge kaybı ve kulak çınlaması, kulakta dolgunluk hissi gibi belirtiler, migren baş ağrısı ile birlikte veya ayrı ayrı görülebilir. Meniere hastalığından farklı olarak işitme kaybı görülmez. Taşıt tutması olan kişilerde daha sık görülür. Vestibüler migren tanısı olan hastaların nöroloji uzmanları tarafından tedavisi ve takibi gerekir.”