Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk, aramızdan ayrılışının 85. yılında Yaşar Üniversitesinde düzenlenen törenle anıldı. Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, “Atatürk demek; özgürlük, aydınlık, vatanseverlik ve çağdaşlık demektir. Cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız şu günlerde, birlik ve beraberliğimizi Atamızın bizlere çizdiği yolda korumalı ve devam ettirmeliyiz” dedi.
Selçuk Yaşar Kampüsünde düzenlenen anma töreni, Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefat ettiği saat 09.05’te çalan siren sesiyle başladı. Bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşının ardından Yaşar Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Levent Kandiller, Atatürk büstüne çelenk bıraktı. Anma törenine üniversite çalışanları ve öğrenciler katıldı.
Rektör Prof. Dr. Levent Kandiller, “Mustafa Kemal Atatürk’ün idealistliği, yüksek vasıf ve özelliklerine inandığı milletinin hürriyet ve bağımsızlık aşkından geliyordu. Atatürk, toplumun her kesimini kucaklayan bir halk adamıydı. Atatürk gençliğe ve eğitime çok değer verirdi. ‘Gençliği yetiştiriniz. Onlara bilim ve kültürün olumlu fikirlerini veriniz. Geleceğin aydınlığına onlarla kavuşacaksınız’ sözü her zaman yol göstericimiz oldu. Biz eğitimcilere verdiği bu öğütün en iyi şekilde yerine getirildiği Yaşar Üniversitesinin bir parçası olmaktan gurur duyuyorum. Atatürk demek; bağımsızlık, demokrasi, özgürlük, aydınlık, vatanseverlik ve çağdaşlık demektir. Bizlere miras bıraktığı pırıl pırıl cumhuriyetimizin 100. yılını kutladığımız şu günlerde, atamıza olan bağlılığımızı en belirgin şekilde göstermeli, birlik ve beraberliğimizi bizlere çizdiği yolda korumalı ve devam ettirmeliyiz” dedi. "İlk mecliste yaşı 40’tan küçük olanların oranı yaklaşık yüzde 40"
Anma töreni kapsamında, Yaşar Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Uluslararası ilişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Gökay Özerim “Gençlik Vizyonu ile Atatürk’ü Anmak” başlıklı bir konferans verdi. Atatürk’ün, gençleri cumhuriyetin önemli bir aktörü ve öznesi olarak konumlandırdığına dikkat çeken Prof. Dr. Gökay Özerim, “Milli mücadele ruhunun fikri önderleri, aydınları, destekçileri gençlerden oluşuyor. 20-30 yaş arası gençler. İlk mecliste yaşı 40’tan küçük olanların oranı yaklaşık yüzde 40. İlk kurulan meclisimiz yaş açısından o dönem Batı Avrupa meclislerindeki milletvekillerinden 10 yaş daha genç, Osmanlı Mebusan Meclisinden ise 15-20 yaş daha gençti. Bundan da önemlisi, Mustafa Kemal Atatürk’ün görevlendirdiği bütün; büyükelçiler, valiler, askeri ateşeler tecrübesiz ve gençti; ama her zaman onları korudu ve destek çıktı” dedi.
Atatürk’ün gençlere her zaman kapsayıcı yaklaştığından bahseden Prof. Dr. Özerim, “Cumhuriyetin ilk yılları hem Atatürk hem de o dönemde devrimi korumak isteyenler için çok zor dönemlerdi. 1924-1938 yılları arasında, 14 yılda 20 adet ayaklanma gerçekleşti. Atatürk gençlere büyük önem veren bir liderdi; ama bu önemin ardında sadece bir romantizm yoktu. Çok akılcı, vizyoner bir lider olarak, kurmuş olduğu cumhuriyetin nüfus yapısına ve sosyal dinamiklerine çok hakimdi. Cumhuriyeti gençliğe emanet etmenin, aynı zamanda siyasi, kültürel ve ekonomik katılım için en büyük teşvik olacağını ve asla Türk gençliğinin bir tehdide dönüşmeyeceğini fark etmişti. Bu da bize Atatürk’ün vizyonunun ne kadar geniş kapsamlı olduğunu gösteriyor; çünkü biz bugün hala kapsayıcı liderlik veya barış liderliğinin nasıl olabileceğini tartışıyoruz” diye konuştu.
Törenin son bölümünde ise “Son Balo Vals & Zeybek” isimli film gösterimi yapıldı. Ardından Yaşar Üniversitesi öğrencileri, gençliğin Atatürk’e cevabını hep bir ağızdan okudu.