Gündem

Yeni dünya düzeninde Avrupa'nın kaderi Türkiye'ye bağlı

Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay, 'Avrupa Birliği eğer ileride ABD ve Çin arasında bir kutupsal güç olarak sivrilecekse bunun ancak Türkiye ile yapacağı işbirliğiyle olabileceğini çok net bir şekilde söylüyorum' dedi.

Yeni dünya düzeninde Avrupa'nın kaderi Türkiye'ye bağlı
26-12-2023 22:48

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları Vakfı (SETA) tarafından Ankara'da "Türkiye- AB İlişkilerini Yeniden İşler Kılmak" başlıklı panel gerçekleştirildi.

Panelin "Türkiye-AB ilişkilerinde Fırsat Alanlarını Yeniden Ele Almak" oturumu öncesi, Dışişleri Bakan Yardımcısı Mehmet Kemal Bozay ve SETA Genel Koordinatörü Prof. Dr. Burhanettin Duran açılış konuşması yaptı.

Bozay, Avrupa'nın sadece Avrupa Birliğinden (AB) ibaret olmadığını, Türkiye'nin de içinde yer aldığı büyük bir kıta olduğunu dile getirerek "Avrupa Birliği eğer ileride ABD ve Çin arasında bir kutupsal güç olarak sivrilecekse bunun ancak Türkiye ile yapacağı işbirliğiyle olabileceğini çok net bir şekilde söylüyorum." dedi.

AB-Türkiye ilişkilerinin uzun bir geçmişi olduğunu hatırlatan Bozay, "Bu, ortak coğrafyamızın güvenliği, istikrarı, refahı açısından da önem taşıyor. Türkiye'nin çok taraflı politikasında Avrupa Birliğinin yeri büyük ama bunun stratejik hedef olduğunu en üst düzeyde de söylüyoruz." diye konuştu.

Bozay, AB'nin Türkiye'nin üyelik sürecinin uzun sürmesinin sebebinin stratejik bakış açısındaki eksiklik olduğunu aktararak, Avrupa'nın dönüm noktalarında gereken adımı atmadığında bambaşka bir yere gidildiğini söyledi.

AB'de genişleme stratejisi Türkiye raporunun yakın zamanda gündemde olduğunu belirten Bozay, "Burada da ülkemizle ilgili olumlu, ifadeler olsa da sonuçta böyle bir ilerleme sağlayamadılar." diye konuştu.

Bozay, 15 temmuz 2019'da AB'nin bazı önlemler aldığına değinerek, bu önlemlerin Libya, Suriye ve Akdeniz ile bağlantılı olduğunu vurguladı.

"Bu üç konuda da gelişmeler, Türkiye'nin haklılığını ve bu konudaki politikalarındaki doğruluğunu gösteren nitelikte oldu." diyen Bozay, bunun yanı sıra, AB'de yön eksikliği olduğunun altını çizdi.

Bozay, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron'un, "NATO beyin ölümü yaşamaktadır" ifadesini hatırlatarak, daha sonra stratejik pusula hazırlandığını ancak bu pusula gerçekleştirilecekken Ukrayna'da yaşananların NATO'nun halen ölmediğini gösterdiğini söyledi.

Söz konusu pusulada Türkiye'ye gerekli özenin gösterilmediğini kaydeden Bozay, Türkiye'ye gereken özenin sağlanması gerektiğini vurguladı.

TÜRKİYE İLE AB İLİŞKİLERİNDE AMAÇ REKABET DEĞİL, BİRLİKTE KAZANMA OLMALI

Seta Genel Koordinatörü Prof. Dr. Duran da Pençe-Kilit operasyonu kapsamında, PKK terörüne karşı mücadele ederken şehit olan askerlere Allah'tan rahmet ve yakınlarına başsağlığı diledi.

Türkiye'nin AB üyelik serüveninin, uzun yıllar öncesine dayandığını belirten Duran, sürecin 1959'da Türkiye'nin Avrupa Ekonomik Topluluğuna (AET) yaptığı ortaklık başvurusu ile başladığını anımsattı.

Duran, bu sürecin Türkiye'nin kararlılığıyla bu noktaya geldiğini, süreç içerisinde farklı aşamalardan geçildiğini kaydederek "Türkiye'nin AET ile başlayan ve AB olarak yeni haliyle devam eden bu arayışı, tam üyelik arayışıdır." diye konuştu.

"Türkiye stratejik olarak tam üyelik hedefini devam ettirmiştir. Türkiye AB ilişkilerinin inişli çıkışlı ve belirsizlikler içerisinde olduğu dönemlere rağmen, zaman zaman yaşanan türbülanslara rağmen, bu perspektifin korunmasını değerli buluyorum." diyen Duran, son 10 yılda Türkiye'nin PKK, PKK/YPG, DEAŞ ve FETÖ gibi terör örgütlerine karşı yürüttüğü mücadelenin AB içerisinde anlaşılamadığının görüldüğünü aktardı.

Duran, bazı Avrupa başkentlerinin Türkiye'ye karşı ve Türkiye'ye zarar veren bir tavır takındığına değinerek, şunları kaydetti:

"Kovid-19 küresel salgını ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi olumsuz gelişmelerle birlikte düşündüğümüzde, iki taraf içinde üyelik gündeminin ikinci plana itilmiş olduğu ve Ankara-Brüksel ilişkilerinin durma noktasına geldiği gözlemlenmektedir. Şunu belirtelim ki, AB ile üyelik perspektifinin olmadığı bir işbirliği türünün Türkiye açısından pek de getirisi olmayacaktır, maliyetlerinin de yüksek olduğu değerlendirilebilir.

Üyelik perspektifinin netleşmediği bir ortamda, ne Türkiye-AB ilişkilerinde motivasyonu muhafaza edebilir ne de AB çözülmeyi bekleyen birçok konuda Türkiye'yi olması gerektiği gibi kendi yanında bulabilir."

Duran, Türkiye ile AB ilişkilerinde rekabet değil birlikte kazanmanın amaç olması gerektiğini söyleyerek, AB'nin küresel sorunlarla baş etmede beklenen liderliği gösteremediğini ve kendi içerisinde sorunlar yaşandığına dikkati çekti.

"Yeni meydan okumalar, önümüzdeki dünyanın gerçekliğidir." ifadesini kullanan Duran, Türkiye'nin yükselen bölgesel bir güç olduğunu dile getirdi.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
TÜRKİYE GÜNDEMİ
BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR
ÇOK OKUNAN HABERLER