Ortopedik yürüme engelli Türkiye’nin ilk yumurta kabuğu oyma sanatçısı Hamit Hayran, hazırladığı ürünlerle görenlerin ilgisini çekiyor.
Kırşehir’de doğan 66 yaşındaki yumurta kabuğu oyma sanatçısı Hamit Hayran, yıllar önce geçirdiği elektrik kazasının ardından ortopedik yürüme engelli olarak hayatına devam etmek zorunda kaldı. Bir gün sofrada otururken yumurta kabuğunu değerlendirmeye karar veren Hayran, böylelikle yumurta kabuğu oyma sanatıyla tanıştı. Yaklaşık 32 yıldır Hint bülbülünden deve kuşu yumurtasına kadar farklı yumurta kabuklarına iğne yardımıyla şekiller veren Hayran, icra ettiği yumurta oyma sanatı Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın bünyesine girdikten sonra ilk ustalık belgesini alan kişi oldu. Eskişehir’de Yunus Emre’nin vefatının 701’inci yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen tören alanında stant kuran Hayran, yumurta kabuğundan hazırladığı ürünlerle ziyaretçilerin ilgisini çekti.
“En çok kullandığımız da deve kuşu yumurtası oluyor”
Sanatını icra ederken kullandığı yumurta çeşitlerinden bahseden Hayran, “1988 yılındaki bir elektrik kazası geçirdim. Ortopedi yürüme engelliyim. Bir gün sofrada otururken, hiç bilmediğim bir sanatla karşılaştım. Aslında baba mesleği marangozluk, ağaç işleri ve ağaç oymacılığıdır. Ben hayatı kazanmak zorundaydım. Engelliydim ama direnmeden yolumu almak zorundaydım. Bir gün dedim ki ‘bu yumurta kabuğundan ne yapabilirim?’ Bu güzel sanata başladıktan sonra deneme yanılma yoluyla başardık. 32 yıl geçti. Şimdi ise bu güzel sanatı Osmanlı’dan sonra getiren ilk kişi olduğumuzu öğrendik. Yasa gereği yumurta kullanıyoruz. Hint bülbülünden deve kuşu yumurtasına kadar kullanıyoruz. En çok kullandığımız da deve kuşu yumurtası oluyor” dedi.
“İlk ustalık belgesini alan benim”
Türkiye’de ilk ustalık belgesini alan kişi olduğunu vurgulayan Hayran, konuyla ilgili olarak şunları söyledi:
“Yumurtanın üzerine isim yazarsak yarım saatten, deve kuşu yumurtasını çalışırsak 2 ayı bulur. 32 yıl sonra Kültür Bakanlığımızın bünyesine girdi. İlk ustalık belgesini alan benim. Hedefim buydu ve başardım. İkinci hedefim ise insan eseriydi ve bunu da başardık. 300’e yakın öğrenci kitlemiz var. Herkes yumurta diye bakıyor ama çok kırılgan ve geri dönüşü olmayan bir sanatla yolumuza devam ediyoruz. İnsanlar bir yumurtadan bu olabilir mi diye hayret içinde kalıyor. Aslında dünyada her şey geri dönüşümdür. Akıl, güven ve aşk ile yola çıkarsan başaramayacağımız bir şey yoktur.”