8 yıl önce Ankara’da dünyaya gelen ve kalp kapaklarında sorun olduğu öğrenilen Arda Yavaş’ı yaşama ihtimalinin az olması ve çok riskli olduğu için kimse ameliyat etmek istemedi. Ailenin büyük özveriyle araştırıp irtibata geçtiği Kalp ve Damar Cerrahi Prof. Dr. Murat Başaran ise “yüzde 1 ihtimali bile olsa denemeliyiz” diyerek ameliyat için Arda’yı hava ambulansı ile İstanbul’a getirtti. Minik Arda, ilk büyük ameliyatı sonrası sıkıntılı süreçlerden geçse de 2 yaşından itibaren 8 yaşına kadar doktoru tarafından sürekli takip edilerek rutin hayatına devam etti. En başından itibaren ikinci bir ameliyat daha olması gerektiği bilinen Arda’nın ailesi yine oğulları için İstanbul’a geldi. Beykent Üniversitesi Hastanesi’nde Prof. Dr. Murat Başaran ve Prof. Dr. Tuğçin Bora Polat tarafından gerçekleştirilen ve ilk ameliyattan daha riskli bir ameliyatı atlatan Arda yine hayata tutunmayı seçerek sağlıklı bir şekilde taburcu oldu.
Babasından şiddet gören 3 aylık Cihan bebek taburcu oldu
ANNE KARNINDA İKEN ÖĞRENDİK
Nadir görülen Di George sendromuna da sahip olan Arda için annesi Selvi Yavaş yaşamış olduğu tüm süreçlerde ailece çok korktuklarını ama asla vazgeçmediklerini söyleyerek Ankara’da ilk ameliyat için kimsenin cesaret edemediği süreci şu şekilde anlattı: “Oğlumuzun kalp hastası olduğunu 7 buçuk aylıkken anne karnında doğum öncesi öğrendik. Ne gibi süreçler bizi bekliyor neler yapılması gerekiyor diye doktor arayışına girdik. Çünkü doğum sonrasında ameliyat olması gerektiğini fakat yaşama ihtimalinin yüzde 1 olduğunu, ameliyat esnasında ya da sonrasında yaşayamayacağını söylediler. Bir ailenin vasıtasıyla İstanbul’dan Murat doktorumuza ulaştık. Kendisi ‘yüzde 1 şans bile olsa her insanın bu ihtimali değerlendirmeye hakkı vardır’ dedi ve oğlumuzu ameliyat etmeyi kabul etti. Eğer ameliyat olmasaydı yaşama ihtimali zaten yoktu. Sonrasında yine Murat Bey’in vasıtasıyla hava ambulansı ile İstanbul’a geldik. Çok zor bir ameliyat ve süreç atlattık. İlk başta yoğun bakımda yaşadığı akciğerlerle ilgili sıkıntıdan dolayı trakeostomi açılması gerekti ve iki sene boyunca bu şekilde kalmak durumunda kaldı. İyi bir tedavi ve doktorlarımızın ilgi ve alası ile o süreci de atlattık.”
İKİNCİ AMELİYATI DA OLMASAYDI YAŞAYAMACAKTI
İkinci ameliyat için yine en başından itibaren yanlarında olan Prof. Dr. Murat Başaran’ı tercih ettiklerini dile getiren Yavaş, “En baştan itibaren doktorumuz bize zaten İkinci bir ameliyat gerektiğini söylemişti.8 sene boyunca Murat Bey bizi hep takip etti ve ikinci ameliyat için tekrar yine kendisine geldik. Muayene sonucunda bize çok riskli ve zor bir ameliyat olduğunu söyleyince çok korktuk ama zaten çocuğumuzun bu ameliyatı da olmazsa yaşayamayacağını öğrenince yapacak bir şey kalmadı. Murat ve Tuğçin Hocalarımız sayesinde çok başarılı bir ameliyat geçirdik. Hastanedeki temizlik personelinden tutun da doktorlarımıza kadar herkesin büyük özverisi ve ilgisi ile kısa zamanda oğlumuz ayağa kalktı ve tekrar yaşama şansı kazandı. Bu yüzden herkese çok teşekkür ediyoruz” şeklinde konuştu.
ASLA PES ETMESİNLER
Bir anne olarak çocukları için mücadele eden diğer ailelere de asla pes etmemeleri gerektiğini hatırlatan Yavaş, “Bize çocuğumuz için ‘asla yaşama şansı yok’ dediler. Sonucunda elbet ne olacağını bilemiyorsunuz. Fakat bir şeyler yapmadan da pes etmemek gerekiyor her zaman bir ümit vardır” diyerek sözlerini sonlandırdı.
YÜZDE 1 BİLE OLSA ELİMİZDEN GELENİ YAPMALIYIZ
Çok riskli olduğu için kimsenin cesaret edemediği ameliyatı kabul eden ve “yüzde 1 bile olsa biz elimizden gelene yapmalıyız” diyerek Arda’nın kahramanı olan Prof. Dr. Başaran ise, “Arda ile ilk tanışmamız 8 sene önce oldu. Ankara’da dünyaya gelmişti ve çok ağır bir rahatsızlığa sahipti. Bu rahatsızlık da genelde yaşamla bağdaştırabileceğimiz bir rahatsızlık değil. Ailesi ile irtibata geçtikten sonra İstanbul’da ameliyatı gerçekleştirdik. İlk ameliyatından sonra bizi biraz yordu ama toparladı ve normal hayatına devam etti. Yalnız bu rahatsızlıklardan sonra yapılan ameliyatlar genelde tekrar ameliyat gerektirebiliyor. Arda’nın gerek kendi kalp kapağı gerek bizim ilk ameliyatta koyduğumuz suni kapakta yavaş yavaş fonksiyon bozuklukları olmaya başladı. O yüzden tekrar ameliyat etmeye karar verdik. Oldukça büyük bir ameliyata kalkıştık. Bu ameliyat da çok başarılı geçti” dedi.
ELİMİZDEN GELENİ YAPTIK
Böyle durumlarda ve vakalarda tüm ihtimallerin değerlendirilmesi gerektiğini de aktaran Başaran, “Arda’nın ilk ameliyatını yapmasaydık bugün 8 yaşına gelemeyecekti. İkinci ameliyat da ilk ameliyatı kadar zor bir ameliyattı. Yaşının büyük olması avantaj ama teknik olarak daha zordu. Yine de elimizden geleni yaptık ve sonuçtan mutluyuz” diye konuştu.
ÇOK RİSKLİ VE CİDDİ BİR AMELİYATTI
İkinci ameliyat ile ilgili bilgilendirmelerde bulunan Prof. Dr. Tuğçin Bora Polat da Arda’nın beklenenden daha hızlı bir iyileşme süreci yaşadığını söyleyerek, “Arda’nın en az 4 ana kapağından ikisi bir şekilde doğum döneminden itibaren sorunlu. Bu kapaklar zamanında cerrahi anlamda değerlendirilmiş ve riskli bir süreçten sonra hayatına devam etmiş. Bu son yapılan işlemde de bu iki kapak aort pozisyonunda olan trunkus ve pulmoner dediğimiz akciğer damarı değişim sürecine girdi.( Homogreft ile aortik kök replasmanı+sağ ventrikül kondüit değişimi) Bu çok ciddi ve riskli bir ameliyattır. Fakat bu süreci 1 hafta gibi kısa bir zamanda yoğun bakım ekibimizle sonuçlandırdık. Neredeyse 7-8 gününde hastayı evine yollayabiliyoruz. Burada en önemli nokta bu tür patolojilere ve hastalıklara hakim olabilmek ve süreci Arda’nın yaşamla bağdaşır süreciyle birleştirebilmek. Almış olduğumuz sonuç bizim için çok mutluluk verici oldu” ifadelerini kullandı.