Manavgat Demirciler Mahallesi'nde zeytin ağaçlarının kesilmesi yüzünden aralarında çıkan tartışmada ağabeyi Hüseyin Baran'ı (64) tüfekle öldürdüğü gerekçesiyle tutuklanan Mustafa Baran'ın (62) yargılanmasına Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesinde devam edildi.
Edinilen bilgiye göre, Demirciler Mahallesi Külcüler Sokak Kayabaşı mevki'inde mülkiyeti hazineye ait araziye bir süre önce 5 kardeş tarafından zeytin ağacı dikildi.
16 Martta araziye gelen Hüseyin Baran ile kardeşi Mustafa Baran arasında zeytin ağaçlarının kesilmesi nedeniyle tartışma yaşandı. Tartışma sırasında Mustafa Baran, ağabeyi Hüseyin'i av tüfeğiyle vurmak suretiyle öldürdükten sonra otomobiliyle olay yerinden kaçtı.
Jandarma tarafından Sanayi Mahallesindeki evinde yakalanan Mustafa Baran, işlemlerinin ardından sevk edildiği sulh ceza hakimliğince 'kasten öldürme' suçundan tutuklandı.
Cinayete ilişkin hazırlanan iddianame, Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde kabul edildi. İddianamede, olaya konu arazinin kullanımından kaynaklı taraflar arasında sorunlar bulunduğu belirtilerek, cinayetin tasarlanarak işlendiğine dair delil elde edilemediği kaydedildi.
Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen davanın bir önceki duruşmasında esas hakkındaki görüşünü açıklayan cumhuriyet savcısı, cinayetin haksız tahrik altında işlendiğini belirterek sanık Mustafa Baran'ın 18 yıldan 24 yıla kadar cezalandırılmasını talep etti.
Mahkemenin Salı günü yapılan karar duruşmasına ise sanık Mustafa Baran, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla Alanya cezaevinden katılırken, hayatını kaybeden Hüseyin Baran'ın kızı Damla Gül Yıldırım, tarafların yakınları ile avukatları duruşma salonunda hazır bulundu. Savcılığın esas hakkındaki görüşünde belirtilen haksız tahrik hükümlerine katılmadıklarını ifade eden şikayetçilerin avukatı Kenan Erdoğan, sanığın bilerek ve isteyerek planlı bir şekilde cinayeti işlediğini, kanunda da kardeşe yönelik bu eylemin nitelikli hal olarak kabul edildiğine işaret etti. Erdoğan, tahrik hükümlerinin uygulanmasının uygun olmayacağını savunarak, sanığın en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti.
“Babam katledilmiştir”
Hüseyin Baran'ın kızı Damla Gül Yıldırım'da, “Babam katledilmiştir. Sanığın kesilen bir ağacı yoktur aksine babamın ağaçları kesilmiştir. Sanığın hiçbir hastalığı da yoktur. Babamın 10 yıldır kullandığı kalp rahatsızlığına ilişkin ilaçları vardır, sanık isteseydi olay yerinden çok rahatlıkla ayrılabilirdi” diyerek, sanığın babasını kasten öldürdüğünü söyledi.
“Tanık tehdit edildi”
Savcılığın esas hakkındaki görüşünün kabul etmediklerini ifade eden sanık avukatı Yusuf Pakır, sanığın tehdit edildiği için duruşmada gerçekleri anlatmadığını ileri sürerek, “Tehdit edildiğini de açıkça söyledi. Olayda müvekkilimize yönelik maktul tarafından baltayla aniden gerçekleştirilen bir saldırı bulunmaktadır, müvekkil araç etrafında dolanarak kaçmaya çalışmıştır. Olayda müvekkil ile maktul karşı karşıya gelmişler, müvekkilim kendisini savunmak durumunda kalmıştır” dedi.
Sanık: “Keşke ben ölseydim”
Mahkeme Başkanının son sözünü sorduğu sanık Mustafa Baran ise, “Beni arabanın etrafında kovaladı, yorgun ve bitkin düştüm, mecbur kaldım. Ya, o beni öldürecekti ya da ben onu. Keşke ben ölseydim. Başka da bir diyeceğim yoktur” ifadelerini kullanarak pişman olduğunu dile getirdi.
Mahkemeye verilen aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, oy çokluğuyla, sanık Mustafa Baran'a önce ‘kardeşi kasten öldürme' suçundan ağırlaştırılmış ömür boyu hapis cezası verdi. Sanığın eylemi haksız tahrik altına işlediğine dikkat çeken mahkeme heyeti cezayı önce 21 yıl, ardından ‘sanığın suçtan pişmanlık duyması' ve ‘verilecek cezanın sanığın geleceği üzerindeki olası etkisi' nedeniyle 6'da 1 oranında indirim yapılarak 17 yıl 6 aya indirdi.
“Tahliyesine karar verilmesi kanaatindeyim”
Oy çokluğuyla alınan karara Manavgat 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı katılmadı. Mahkeme başkanı karşı oy yazısında, “Sanık Mustafa Baran'ın maktul Hüseyin Baran'a yönelik kasten öldürme eylemini, meşru savunmada sınırın mazur görülebilecek bir heyecan, korku ve telaştan ileri gelmek suretiyle aşıldığı, bu nedenle sanığa ceza verilmesine yer olmadığını ve tahliyesine karar verilmesi kanaatinde olduğumdan çoğunluğun sanığın cezalandırılması yönündeki görüşüne iştirak etmiyorum” dedi.
Arif Kaplan