Suriye Türkmenler olarak, 55 yılı aşkın bir süredir düşmüş bir rejimin baskısı altında yaşadık. Bu süreçte, özgürlük ve adalet mücadelesinde pek çok zorluğa göğüs gerdik. Suriye'nin her karışını etkileyen büyük devrim hareketinin bir parçası olarak, milletimizin haklarını savunmak ve vatanımızın bağımsızlığı için elimizden gelenin fazlasını yaptık. Bu uğurda ağır bedeller ödedik, ama hiçbir zaman mücadelemizden geri durmadık.
Bizler, geçmişte olduğu gibi bugün de, vatanımızın kalkınması ve halkımızın refahı için üzerimize düşen tüm sorumlulukları yerine getirme azim ve kararlılığındayız. Yalnızca geçmişin hatıralarına değil, geleceğin umutlarına da sahip çıkmak bizim görevimizdir. Türkmen toplumu, tarih boyunca vatan sevgisini her şeyin üzerinde tutmuş; gerektiğinde en ağır fedakarlıkları bile bir şeref vesilesi olarak görmüştür. Bugün bu mirası geleceğe taşımak, hem kendimize hem de bizden sonraki nesillere karşı en büyük borcumuzdur.
Bundan sonra da vatanımızın bağımsızlığı, halkımızın birliği ve kalkınması için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz. Bu sadece bir görev değil, bizim için bir onur meselesidir. Bizim mücadelemiz yalnızca bugünün şartlarıyla sınırlı değildir; yarını daha iyi bir hale getirmek için geçmişte olduğu gibi bugün de elimizden gelen her türlü fedakarlığı yapmaya hazırız.
Tarih boyunca üstlendiğimiz roller, yaptığımız fedakarlıklar ve ödediğimiz bedeller, bizim için bir onur kaynağıdır. Bugün bizlere düşen görev, bu onurlu mücadeleyi daha güçlü bir gelecekle taçlandırmaktır. Suriye’nin geleceğinde Türkmenler olarak yerimizi almaktan, halkımızın refahı için çalışmaktan ve her türlü sorumluluğu üstlenmekten asla geri durmayacağız. Geçmişimizden aldığımız güçle, geleceğimizi inşa etmek için tüm toplumu birlikte hareket etmeye davet ediyoruz.