“Önümüzde zor günler var” deniliyor.
Bu zor günlerden milli birlik ve bütünlüğümüzü koruyarak nasıl çıkabileceğimizi bilmiyoruz.
Ekonomik ferah, milli birlik içinde olmamızı istemeyen devletlerin var olduğunu biliyoruz.
Onlar bu faaliyetleri ülkemizde yönetiyorlar. Ona göre siyasetçiler, ona göre sanatçılar ona göre sivil toplum kuruluşları ile faaliyetlerini sürdürüyorlar. Hal böyle iken milli güvenliğimizi bağımsızlığımızı nasıl donatacağız!
9. yargı paketinde yer alan “etki ajanlığı yasası” bu noktada önem kazanmaktadır. Bu yasa ile Türkiye'yi kontrol altına alma çabalarına karşı bir önlem alınması hedeflenmektedir. Yasa taslağına göre, yabancı devletler veya kuruluşlar adına faaliyet gösteren ve bunlardan maddi destek alan kişilerin ve kuruluşların faaliyetleri düzenlenmektedir.
Güvenlik her ülke için farklılık gözetmekte. Amerika için barınmak ve karnını doyurabilmekken iken, bazı ülkeler için askeri, bizim ülkemiz için askeriyeden, ekonomiye, cevreden, göçe, sivil toplum kuruluşlarından birçok boyuta evrilmiş durumda.
Özellikle sivil toplum ayağında 2011 Nisan ayında acık kapı politikasıyla bölgemize gelmeye başlayan Suriyeliler ile uluslararası STK lar da geldi. Esat rejiminde kimliği dahi olmayan, sivil toplum nedir bilmeyen Suriyelileri yurtdışından gelen STK temsilcileri tarafından eğitildi. Sivil toplum kuruluşları kurduruldu, yönetici oldular. Artık meyvelerini de vermeye çoktan başladılar bile. Yine bölgemizde uluslararası yabancı tüm STK ların temsilcilikleri açıldı. Gaziantep başkentleri oldu. Bulundukları derneklerde ilerici güç niteliği taşıyan, özel izinlerle yabancı çalışanlar yurtdışından geldiler. Önce yardımcı olacağız diye geldiler sonra raportör olarak devam ettiler. Birçok raporlar düzenlediler. Etki ajanları olarak çalışan birçok STK lar, vakıflar var. Bunların içinde en iyi bildiğimiz ABD fonları kullanan Soros. Peki, soros bunu niye yapıyor! Egemen olmak istediği politikaları ülkemizde niye gerçekleştirmek istiyor! Bu etki ajanları birtakım görevleri olduğu muhakkak. Sadece gayri resmi kanallarla desteklerle bilgi almak olmayıp, sahte raporlar yayımlamak ve dezenformasyon vasıtasıyla bunu ortaya koymak veya yalanı siyasette yaymak gibi boyutları da var.
Yargı paketinde yer alan bu kavram etki ajanları Amerika da, Rusya da farklı ifadelerle kullanıyorlar. Bizde Ahtapot ajanları diye de ifade ediliyor. Bildiğiniz gibi ahtapot 8 kolu, 3 kalbi, 9 beyni vardır. Etki ajanların çalışması ahtapotun çalışmasına benzetiliyor. Tek bir alan değil bütün kolları ile harekete geçtiğidir. Amerika da “ kilit etkileyici” adı veriliyor. Amerika da ki tüm fonlama faaliyetleri NED kuruluşu tarafından geçekleştirilmekte. Hedef ülkelerinde ki basını, sendikayı, siyasi partileri, üniversiteleri, STK ları fonlarla besleyerek kontrol eder. Bugün NED sivil toplum kuruluşu gibi gösterilmeye çalışılsa da ABD nin resmi devlet ajanıdır. 90 dan fazla ülkede faaliyet gösteriyor. Tıpkı bölgemizde çok aktif yer alan Alman Devletinin GIZ stk sı gibi. Bunlar gizli bilgiler değil herkesin ulaşabileceği bilgilerdir. Hele ki Gaziantep de saha da çalışan STK iseniz mutlaka bir takım platformlarda denk gelmişsinizdir. Saha da çalışan uluslararası STK lar bu ve benzeri kuruluşlar hangi ülkelerde müdahaleler yapılacağını hangi kuruluşların fonlanacağını belirtir. Tıpkı soros vakfı gibi. Bu fonlar bir hibe değil. Hizmet sözleşmesi karşılığında verilir. Neyi yapmaları isteniyorsa onun karşılığında verilir. Gençlik örgütleri, Lgbt ler, siyasi partiler, cemaatler, vakıflar, siyasi partiler işbirliği yapmak amacıyla fonlanırlar. Bu fonlama sadece Amerika, Avrupa üzerinden gerçekleşmiyor. Ortadoğu ülkelerinin de cemaat vakıflarını bölgemizde fonlamakta olduğu da bilinmektedir. Amerika ve Avrupa da ki bu kuruluşlar 2021 yılından itibaren artık kimi fonladıklarını yayınlanmamaktadır. Hatta Amerika hükümeti bu fonları kripto paralarla yapacağını ifade ediyor. Bu da denetim zafiyetini oluşturacaktır. Devlette mutlaka çok daha iyi bilgiler yer almaktadır. Ülkemizde başka devletten fon almak suç değil. Hangi derneklere ne kadar fon verildiği kamuoyuna açıklanması gerekir. En son, Gürcistan'da çıkarılan "Yabancı Etkisinin Şeffaflığı" yasası bu konuda dikkat çekicidir. Bu yasada, kaynaklarının %20'sinden fazlasını yabancı fonlardan alan kuruluşlar "yabancı ajan" olarak tanımlanmaktadır. Etki ajanlığın yıkıcı faaliyetlerine izin verilemez. Ofisleri kapatılmalı yetkilileri sınır dışı edilmelidir. Yabancı etki ajanlığı yasası çıkartılarak sadece Amerika değil Avrupa, Ortadoğu ülkelerinin Türkiye de ki sivil toplumun cemaatlerin, vakıfların para yardımı altında fonlanarak STK ların yönlendirilmesi engellenmelidir. Yabancı etki ajanlığına karşı mücadele Türk milleti ve STK ları için görev haline gelmiştir. Bu konuda sivil toplum kuruluşları, akademisyenler, siyasiler, hukukçular kamuoyu yaratma faaliyeti yürütmelidir.
Bu veriler ışığında, yabancı fonlarla desteklenen sivil toplum kuruluşlarının ülkemizdeki faaliyetlerinin millî güvenlik açısından dikkatle incelenmesi gerektiği anlaşılmaktadır. "Etki ajanlığı yasası", bu tür faaliyetlerin şeffaflığını artırmayı ve olası dış müdahalelerin önüne geçmeyi hedeflemektedir. Diğer ülkelerdeki benzer uygulamalar göz önüne alındığında, Türkiye'nin de kendi millî çıkarlarını korumak adına bu tür yasal düzenlemelere ihtiyaç duyduğu görülmektedir.