Evvela adının nereden geldiğini merak ettiğim Kütahya ile alakalı öğrendiklerimi yazayım.
-Eski kaynaklara, sikke ve yazıtlara göre Kütahya'nın antik dönemdeki adı "Kotiaeion"muş.
Ünlü Antik Çağ Coğrafyacısı Strabon bu adın, "Kotys'in Kenti" anlamına geldiğini belirtmiş.
Kotys, Trakya'da yaşayan Odrisler'den olup, Romalılar'ın M.S. 38'de Anadolu'ya gönderdiği bir komutanın adıymış. Kütahya Müzesi'nde bulunan bir sikkede bu ad "Koti" olarak geçiyormuş.
Kütahya adı, eskisine benzetilerek biz Türkler tarafından verilmiş vakti zamanında.
Ya Dumlupınar? Onun adının anlamı nedir?..
Dumlupınar, Kurtuluş Savaşına ait büyük bir öneme sahiptir.
Burada Başkumandanlık Meydan Muharebesi yapılmış. Dumlupınar'ın tarihçesi eski uygarlıklara kadar sürmüş. Dumlupınar kelimesi Eski Türkçedir. Dumlu kelimesi “soğuk” anlamına geliyormuş. Pınar ise büyük su birikintisi demekmiş. Yani Soğukpınar.
Büyük zaferin 100. yılında Kütahya’da olmak ve kutlamak nasip oldu.
Kütahya Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Erkan Sağlam ve yönetimine ev sahipliğinden dolayı Kütahya Valisi Ali Çelik ile Kütahya Belediye Başkanı Prof.Dr. Alim Işık ve Dumlupınar Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Kazım Uysal’a muhabbet ve samimiyetlerinden dolayı teşekkür ediyorum.
Tulu porselen koordinatörü Soner Sulamaz ile Yoncalı Termal Otel Sahibi Trabzonlu Ferhat Tak’a misafirperverliğinden dolayı ayrıca teşekkür ediyorum.
Türkiye Gazateciler Konfederasyonu Genel Başkanı Nuri Kolaylı liderliğinde 25. Başkanlar Kurulu toplantımızı Kütahya’da gerçekleştirdik.
Türkiye’nin en büyük medya yapılanmasını ayakta tutarak, hedeflerinden ve ideallerinden taviz vermeden yoluna devam eden Başkan Nuri Kolaylı’nın önderliğinde yerel medyanın sorunlarının daha iyi anlaşılması, şartlarının düzelmesi için çalışmaya devam edeceğiz.
Kütahya’nın farklı bir yer olduğunu gitmeden tahmin eden, duyduklarımla hayrete düşen biri olarak geri döndüm.
Anlamakta güçlük çektim açıkçası.
Kütahya,
Türk'ün esareti süngülediği, prangalarını kırdığı ve şanlı Büyük Taarruz'un başladığı Dumlupınar'ın olduğu yer.
-Çanakkale kadar kıymetli!..
600 bin nüfusu var.
Göç veren bir şehir olan Kütahya, En yaşlı ve en fakir il olarak söylenir ve bilinirmiş yakın zamana kadar.
Yerel yöneticiler ikamet kart projesi yaparak, 35 bin kart dağıtmış.
Göç kısmen durmuş.
2019’da 5500 göç verirken, 11.000 öğrenci Kütahya’da kalarak Sürdürülebilir genç nüfus oranını artırmışlar.
250 bin ve üzeri şehirler grubuna dahil olarak sınıf atlamışlar. Milli gelirden aldıkları pay artmış bundan dolayı.
Yenilik yapmakta büyük sorunlar yaşayan Kütahya,
Milli değerlerine bağlı bir şehir.
Polis bir düdüğüyle vatandaşı toplar. Bu topraklarda herkes söz konusu vatan olunca canını ortaya koyar.
Lafta değil tabi…
Malazgirt Zaferi'nin ardından XI. yüzyılın sonunda Türk uygarlıklarıyla tanışan Kütahya, Germiyanoğlu Beyliği'ne başkentlik yapmış, Osmanlı Devleti bu topraklar üzerinde kurulmuş.
Ne mutlu sana Kütahya.
Ayrıca Kütahya "Türk ve dünya askerlik tarihi" nin en büyük zaferinin kazanıldığı yer olarak zengin bir kültürel mirasa sahip.
Zengin tarihi ve kültürel birikiminin yanı sıra Termel kaynakları, doğal güzellikleri ve çinileriyle görülmeye değer şehirlerden biri Kütahya.
Çinicilikte Türkiye’nin merkezi olan Kütahya’nın porselenleri de meşhur. Naif Güral müzesinde sergilenen çiniler ve birbirinden güzel eserler görülmeye değer.
Sanat değeri yüksek kaliteli seramikleriyle ünlü Hititlerin, barışçı bir toplum oldukları, müzisyen ve sanatçıları korudukları bilinen Friglerin, heykeltraşlıklarıyla ünlü Roma ve Bizanslıların, anıtsal mimaride ileri gitmiş, edebi, şairi, mutasavvıfı bol Selçuklu, Germiyanlı ve Osmanlıların birikimini yansıtan Kütahya, tarihinin her devresinde önemli bir ilim ve kültür merkezi olagelmiş. Antik kaynakların, masalcı Ezop''un doğum yeri olarak gösterdiği Kütahya, Germiyanoğulları Devletinin başkenti, Anadolu Beylerbeyliğinin merkezi ve şehzadelerin valilik yaptığı kent olarak Osmanlı tahtının staj yerlerinden birisiymiş.
Ünlü gezgin ve edebiyatçı Evliya Çelebi''nin de memleketi olan Kütahya, Osmanlı sarayına gelin verdiği Devlet Hatun''un sürekli himayesini görmüş, Kütahya''dan yetişen çok sayıda bilim adamı ve sanatkar şehzadelere öğretmenlik yapmış.
Geçmişi dolu dolu, yaz yaz bitmeyen Kütahya’nın bu günü o kadar zengin değil.
Kıymetinden birşey kaybetmeyen Kütahya, yaşayan nüfusuna avantajlar sunamadığı için göç veren şehir olmuş bir zaman. Göçü engellemek ve tutmak için Kütahya Belediye Başkanı gitmeleri engellemek için ikamet kart uygulamasını başlatmış.
Kartın ve sunduklarının hatırına kalanlar var Kütahya’da.
Kütahya sahip olduğu yeraltı kaynaklarının hem tür olarak çeşitliliği hem de rezerv olarak zenginliği ile Türkiye’nin en önde gelen illeri arasında yer alıyor.
Varlıkları çok uzun zamandır beri bilinen ve işletilen bu madenler her zaman ilin sosyal ve iktisadi gelişmesinin itici gücü olmuş.
Kütahya’da bulunan belli başlı madenler Linyit, Borasit (Kolemanit), Alümit (Şap), Manyezit, Krom, Demir ve Gümüştür.
Madencilik sektörü, tarım sektörü hariç tutulursa, ilde imalat sektörü ile birlikte en fazla istihdam imkanı oluşturan sektörmüş.
Azot Fabrikası, Şeker Fabrikası ve diğerleri ile devletin en fazla yatırım yaptığı iller arasında yer alıyor Kütahya.
Madenlerin efendisi Toryum madeninin de bulunduğunu söylediler şehirde.
Yerin altı zengin madenleri ile dolu Kütahya’da yerin üstündekilerinin bir an evvel harekete geçmesi gerekiyor belkide.
Termal otelde konakladık Kütahya’da.
Sıcak termal havuzları ile meşhur Yoncalı’da Yoncalı Termal Otel’de iki gece geçirdik.
Dönüş günü otelin Sahibi Trabzonlu Ferhat Tak ile tanıştık.
Bizim Trabzon Cemiyet Başkanımız Ersen Küçük kardeşimle yanına vardık.
O anlattı biz dinledik.
40 yıl olmuş Trabzon’dan Kütahya’ya geleli.
İnşaat işiyle uğraşıyor. Canlı, heyecanlı, iddialı pozitif bir insan.
“Eğer bu termal su Trabzon’da olaydı, Cennetin suyu diye satardım” diyor.
Buradakiler kıymetini bilmiyor demeye getiriyor.
Yeterince sağlık turizmini geliştiremediklerini ifade ediyor.
Suyun kalitesi konusunda Türkiye’de benzeri olmadığını iddia ederek, sağlık açısından yararlı olduğunu söylüyor.
Söylemiyor iddia ediyor.
Aksini ispat edene Yoncalı Termal otelin tapusunu vereceğim diyerek hodri meydan diyor.
Ve ekiliyor;
Ilıca Sefa
Yoncalı Şifa demektir.
Yer altı zenginliğine ve Termal suyuna bu kadar inanan bir şehir var orada.
Yerin üstündekilere duyurulur….
Kalın Sağlıcakla…
Arif Kurt
1 Eylül 2022 | Kütahya