Son günlerin popüler konusu en geç 18 Haziran 2023 tarihinde yapılması gereken genel seçimler. Daha erken tarihte olabilir mi? Türkiye'de mevzu bahis olan siyaset ise her şeyin mümkün olabileceği göz önüne alınarak Sonbaharın sonlarına doğru yapılması da öngörülebilir. Ekonomik gelişmeler seçim beklentisini yüksek tutuyor. Bugün içerisinde bulunduğumuz atmosferi biraz tahlil etmek ve vatandaşın hem iktidar hem muhalefete bakışını farklı bir şekilde tanımlamak istiyorum.
Çoğu yazımda olduğu gibi yine hayal gücünüze ihtiyacım var.
Büyük bir bulvar düşünelim.
Büyüklü küçüklü onlarca restoran bulunan büyük bir bulvar...
Bu bulvarda popüler bir restoran var. Son sonuca göre bulvarda bulunanların yarısından biraz fazlası bu restoranı tercih ediyor. 20 yıldır buranın müdavimi olanlar var. Gelenlerin isteklerine cevap vermekte zorlanınca kendisine bir ortak bularak misafirlerine hizmet vermeye devam ediyor. Hemen karşıda ise kendi kapasitesi kadar olmasa da kendisine rakip olabilecek bir başka restoran var. Oda kendisine çeşitli ortaklar bularak hizmet ağını yükseltti. Bulvardaki en büyük restoranın önüne geçerek bulvarı domine edebilmesi için kendi misafirleri yetmiyor. O nedenle 20 yıldır karşı restorana gidenleri ağırlamaya ihtiyacı var.
20 yıldır hep aynı restorana giderek aynı şefin elinden çıkmış yemeği tüketenler son bir kaç yıldır şikayetçi olmaya başladı. Her gitmelerinde yemeğin artık eski lezzetinde olmadığını fark ediyorlar. Bir gitmelerinde tuzu eksik geliyor, bir başka seferde servisi beğenmiyorlar, daha başka bir seferde kendisi gibi orada oturanların hal ve hareketleri hoşlarına gitmiyor. Yavaş yavaş homurdanmaya başlıyorlar. Eskiden şiddetle tavsiye ettikleri restoranda işlerin yolunda olmadığını fark ediyor fakat düzelir umuduyla bekledikçe işlerin daha kötüye gittiğini üzülerek izliyorlar. Son gelinen noktada ise artık 20 yıldır aynı restorana gidip masadan aç kalkmaya başladıklarını fark ediyorlar. Servisin yavaşlığı, yemeğin tatsız tuzsuz olması bir yere kadar diyerek masadan tok kalkmak istediklerini ifade etmeye başlıyorlar. Diğer masalara göz attıklarında yemeğin eşit bir şekilde dağıtılmadığını kimi misafirlere porsiyonların daha büyük servis edildiğini üzülerek gözlemliyorlar.
20 yıldır önünden geçtikleri fakat dönüp bakmadıkları diğer restoranlar zamanla ilgilerini çekiyor. Her zaman gittikleri restoranın en yakın rakibine acaba denesek mi? gözüyle bakmaya başlıyorlar. Ana yemek olmasa da kahvaltı denenebilir diyerek ( Yerel seçimler ) günün ilk seçimini karşı tarafta kullanıyorlar. Bir yandan kahvaltı ederken diğer taraftan her zaman gittikleri restoranı takip etmeye başlıyorlar. Acaba yemek düzelmiş midir? Aşçılarda ve servis elemanlarında sık sık değişiklik oluyor ama menüde ciddi bir değişiklik olacak mı? Vitrin ( Ehliyet) yenilecek mi? dekor (Liyakat) düzenlenecek mi?, her şeyden önemlisi masadan artık eskiden olduğu gibi tok kalkabilecek miyiz? Beklentisi devam ediyor.
20 yıldır karşının misafirlerini ağırlayan işyeri ve ortakları ise son durumdan oldukça mutlu. Ana yemek için hazırlıklarını sürdürmeye devam ediyorlar. Tek sorun şu, 20 yıldır durmadan karşı tarafı yemekleri kötü, garsonları beceriksiz, patronun yüzü asık, mutfağı pis diyerek kötülemekten bir türlü kendi ana yemeklerine odaklanamamışlar. Şimdi son ana yemeği karşıda, son kahvaltıyı kendilerinde edip bulvarın ortasında bekleyerek bir sonraki ana yemek için tercih yapmayı bekleyen misafirleri ikna etmeleri gerekiyor. Mutfaklarındaki aşçılardan birinin şef olması gerekiyor. Bulvarın ortasından mutfaklarını izleyenler, menüyü inceleyenler, dekora bakanlar, diğer misafirlerin kimler olduğunu merak edenler için titiz bir çalışma yapmaları gerekiyor.
Ana yemeğe geçilmek üzere, iki tarafta birbirinin menüsünü kötülemek yerine kendi menülerine yoğunlaşmalı. İhtiyaç duyulan malzemeyi en iyi yerlerden tedarik edip, mutfakta usta isimleri buluşturup, temiz isimlerle servis yaptıran ve geniş salonda herkesi eşit bir şekilde masaya oturtup, eşit porsiyonlarla karnını doyurmayı kendisine ilke edinen bu seçimin galibi olacak.
Şahsım adına beklentim;
Yeterince yemek müziği dinledik, menüyü görelim beyler!
Kalın sağlıcakla..
A. Haşim Özyurt