Deveye sormuşlar neren eğri...
Deve cevap vermiş: Nerem doğru ki...
Gaziantep FK'nin ki de tam böyle bir durum. Neresinden tutsan elde kalıyor. Doğrusu yok, her tarafı eğri, her tarafı yanlış...
En tepeden en alta kadar...
Konu Gaziantep FK olunca yazacak o kadar çok şey, söyleyecek o kadar çok söz var ki, neresinden başlayacağımı bilemiyorum...
Şu oldu, bu oldu demek yerine, en iyisi madde madde gidelim...
1-Takımın borcu meselesi... Konuşulan rakamlar devasa boyutta. 550-600 milyon TL arası borçtan bahsediliyor. Bunun 170'inin vergi borcu olduğu ve bu rakamın da en az yarısının 22 Aralık'a kadar ödenmemesi halinde esas sorunların başlayacağı söyleniyor. İnşallah doğru değildir diyeceğim de, görüntü o ki, borç 500 milyonun altında değil...
2-Bir kaç yıl öncesine kadar en borçsuz kulüpken, bu borç neden oluştu? Cevabı basit. Yılda 15 transfer yapmaya, bir o kadar da oyuncu göndermeye para mı dayanır? Takım başarılı 15 transfer, başarısız yine 15 transfer. Ne anladık biz bu işten...
Teknik adamın umurunda mı ki! İpleri O'nun eline verirsen, o da oyuncu üstüne oyuncu ister. Sen de gidip kuzu kuzu alırsın. Maalesef aldık da... Hazır kadroyu, bir kaç nokta transferle çok daha iyi olacak kadroyu bozup, 10-15 oyuncu transfer edersen olacağı budur...
Her gelen oyuncuya 15-20 milyon lira veriyorsun. Bir sene sonra aynı oyuncuya, bu kez göndermek için bir o kadar parayı yine veriyorsun. Transfer demek kara delik demek yani. Ne atsan sonu yok, karşılığı ise hiç yok...
Bu takım 4 yıldır süper ligde, bugüne kadar aldığı oyuncu sayısı 50'nin altında değildir, üzerindedir. Gönderdiğin oyuncu daha fazladır...
Peki soruyorum, 50'nin üzerinde transfer yaparken, 4 yılda alıp da para kazandığımız bir tek oyuncu var mı? Allah aşkına şu oyuncudan para kazandık deyin de, biz de bilelim. Diyemezler çünkü yok. Tam tersi, göndermek için bile para veriyoruz...
Örnek mi? Yakın örnek olduğu için gösteriyorum. İşte Pelkhart... Şeffaf bir şekilde açıklayın. Pelkhart'ı almak için ne kadar harcadınız, geçen hafta gönderirken cebine ne kadar koydunuz?
İbrahim Kızıl'ı defalarca en ağır şekilde eleştirmiş bir gazeteci olarak söylüyorum, o bile yılda bir kaç oyuncu satıp para kazanırken, sizler küçümsediğimiz İbrahim Kızıl kadar bile olamadınız. Bana da bunu söylettiniz ya, sizlere de yazıklar olsun...
3-Allah aşkına söyleyin bu takımın altyapısı yok mu? 4 yılda bir tane, evet bir tane bile futbolcu çıkmaz mı? Hadi teknik adamlar hazır oyuncu istediği için oynatmıyorlar diyelim, altyapıda umut vadeden, ışık veren bir oyuncu olduğunu ne duyduk, ne gördük...
Hazıra dağ bile dayanmazken, eğer kısıtlı bütçelerle ayakta duruyorsan, bunun yolu altyapı gerçeğinden geçiyor. Altyapıyı harekete geçirecek, canlandıracak, futbolcu fabrikası yapacaksın ki, denk bütçe ile kulübü yönetebilesin.
Ama nerede?
Gaziantep FK'yı yönetenler, yönettiğini düşünsünler, gereksiz yere savrulan milyon euro'luk transfer bütçesinin yüzde 5'ini altyapıya yatırsalar, oradan ne cevherler çıkacağını bilseler diyeceğim de, ne demek istediğimi anlayan var mı ki?
O zaman 4 yılda altyapıdan gelen bir tek oyuncu bile yoksa, kapatın o altyapıyı gitsin. Boşa israf yapmayın...
4-Kentten uzak, birilerinin adamı olduğu için oluşturulan yönetim kurulları. Evet, aslında zurnanın zırt dediği yer de işte tam burası...
Gaziantepspor küme düştükten sonra, Gaziantep FK'nın süper lige çıkması için önce Bursa'da, sonra İstanbul Başakşehir'de kimlerin ne terler döktüğünü, ne krizler geçirdiğini gözlerimizle gördük. Ne çilelerle, sıkıntılarla geldik yani. Ama, süper lige çıktıktan sonra maalesef küçük olsun, benim olsun hesabı bu takımı kentin takımı yapamadı maalesef. Hele oluşturulan yönetimler...
20-30 kişilik yönetimler oluşturulsa da, takımı hep bir kaç kişi yönetti. Yönetime alınan kişilerin, sadece para lazım olduğunda yönetici oldukları hatırlandı.
Bu kentin spor aklı isimler, takımı halkla bütünleştirecek kişilerin yüzüne bile bakılmazken, onun adamı bunun adamı olan kişiler yönetime alındı.
Basiretsiz, iş bilmez yöneticilerle buraya kadar gelindi. İşte son örnek Erol Bulut. İlk geldiği gün etrafında Başkan ve 5 yönetici varken, bir tek kendisi elini cebine atıp poz vererek, "Patron benim" havasıyla 1.5 yılda takımı borç batağına soktu.
Kimse kusura bakmasın, Erol Bulut en az suçlu olandır. Suçlu, Erol Bulut'a kayıtsız şartsız teslim olanlar, takımın anahtarını ve sınırsız bütçe verenlerdir.
Aynısını Sumudica'da da görmedik mi? Yönetimi dikkat almayan, bildiğini okuyan, hatta basın toplantısında yönetime sallayan Sumudica değil miydi?
Ne Sumudica suçluydu, ne de Erol Bulut. Böyle başa böyle tarak misali, her ikisi de etkisiz, pasif, yönetilebilir yönetimi gördü ve istedikleri gibi yönetti...
5-Kabullenmesi zor olsa da, bunlar acı gerçekler. Yönetim zafiyeti nedeniyle takım bu noktaya geldi, bundan sonrası için de açık söylüyorum işi çok daha zor.
Sadece adı Başkan olan Cevdet Akınal, aday olmayacağını açıkladı. İyi ki de yok...
Herkes soruyor kim Başkan olacak?
Konuşulan isimler belli. Adil Konukoğlu, Mahsum Altunkaya, Cengiz Şimşek...
Mahsum Altunkaya'nın olmayacağını çok net biliyorum. Cengiz Şimşek, zaten kabul etse bugün değil, ta 2 yıl önce Başkan olurdu.
O'da olmayacak...
Gaziantep FK'nın kurtuluşu için tüm yollar Adil Konukoğlu'na çıkıyor. Şu anda bu kriz ortamından Adil Başkan'dan başka çıkış yolu gözükmüyor.
Açık söyleyeyim, gelinen bu başarısızlık noktasında, takımı aşırı sahiplenmesinden dolayı, Adil Konukoğlu'nun da payı var. Başkan'ları arkadan yöneten isim olması, teknik adam değişikliklerine müdahale etmesi hep eleştirildi.
Ama, şu anda bunu konuşacak, tartışacak durumda değiliz...
Otoritesi, ipleri kimsenin eline bırakmaması, en önemlisi de ekonomik gücü ile belirsizlik havasını giderecek tek kişi Adil Konukoğlu'dur...
Adil Konukoğlu, takımı süper lige taşıdıktan sonra başkanlığı bırakırken söylediği söz hala kulaklarımda...
"Ben başkanlığı bırakıyorum ama, bu takım benim evladım gibi. Hiç bir zaman elimi üstünden eksik etmeyeceğim..."
Adil Başkan, evladım dediğin Gaziantep FK komada, entübe olmak üzere.
Net söylüyorum, bu takımı, sizden başka kimse süper lige çıkartamazdı, başardınız. Şimdi de bu takımı komadan sizden başka kimse çıkartamaz.
