Gaziantep FK'nın yaşadığı süreç ile ilgili olarak, geçtiğimiz hafta uzun bir yazı kaleme almıştım. Yazıma, olumlu-olumsuz çok sayıda eleştiri geldi.
Öncelikle borç konusunu abarttığımı belirtenler oldu. Hatta, Başkan Cevdet Akınal da, kongrede yaptığı konuşmada, borcun olduğundan fazla gösterildiğini belirtip, isim vermeden beni suçladı. Eleştirmek nasıl ki benim görevimse ve saygı duyulmasını bekliyorsam, eleştirildiğimde de aynı saygıyı göstermem gerek. Gösteriyorum...
Gelelim olağanüstü kongre ile ilgili, öncesinde ve sonrasında yaşananlara...
Cevdet Akınal, 15 gün önce kongrede aday olmayacağını açıklamıştı. O açıklamanın ardından, bir çok kişinin ismi gündeme geldi. Asım Kökoğlu, Erhan Özmen, Mehmet Özmen, İzzet Bakır gibi...
Geçen haftaki yazımda da belirttiğim gibi, bu iş aslında Adil Konukoğlu'na düşerdi ama, Adil Başkan kendisine kim gitse, "Ben ilgilenmiyorum, isteyen aday olur, isteyen olmaz. Ben karışmayacağım" şeklinde cevap verip, Gaziantep FK'nın yönetimine şu anda müdahil olmayacağını söylemiş...
Son güne kadar dikkate değer isim bulunamayınca, Gaziantep Valisi Davut Gül ve Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, mecburiyetten Cevdet Akınal ve yönetimi ile devam kararı almak zorunda kaldı. Kulübün kayyuma kalma tehlikesi bile ortaya çıktığı anda, şehrin en üst iki mülki amirinin aldıkları ehven-i şer kararı bence en doğrusuydu...
Tabi ki bu kararın geçici, sezon sonuna kadar olduğunu söylememize gerek yok...
Gaziantep FK'nın iyi yönetilmediğini ve şu anda ciddi bir şekilde yönetim sorunu olduğu çok net ortada.
Bu bağlamda, eski yönetimden Sezer Cihan gibi etkili bir ismin yönetime girmeyişini iyi ve doğru okumak gerekir.
Öyle bir yönetimsel zaafiyet var ki, Cevdet Akınal'ın kongrede söylediği sözlere bakın...
"Şehir maalesef yanımızda durmadı, bize destek olmadı. Sanayici, okul yaptırdı, cami yaptırdı ama kulübe para lazım olunca vermedi..."
Gaziantep FK'nın, yıllardır Büyükşehir'in, OSB'nin, sanayicilerin verdiği paralarla ayakta durduğunu sokaktaki çocuk bile bilirken, Kulüp Başkanı bunu inkar ediyorsa, sözün bittiği yerdeyiz...
Reklam isterler, sanayici verir...
Loca satılır sanayici verir...
Forma derler sanayici verir...
Açıktan destek istenir sanayici verir...
Kombine bilet satışı olur, yine sanayici alır...
İşin tuhaf yanı hep aynı sanayiciler, hep aynı isimler...
Bunları yapan sanayicileri, destek olmuyorlar diye eleştiren Cevdet Akınal, merak ediyorum acaba kulübe ne kadar para vermiştir?
Ne kadar forma satın almış, ne kadar kombine alıp taraftara dağıtmış, kulübün zor zamanında elini ne kadar cebine atmıştır?
"Sanayiciler para vermiyorlar" derken, bir sanayici de çıkıp "Sen ne verdin" diye sorsa, Cevdet Başkan'ın cevabı ne olur acaba, gerçekten merak ediyorum...
Kaldı ki sanayiciler, para vermek, hele hele böyle yanlış bir transfer politikasına, birilerinin egosunu tatmin etmek veya birilerinin cebini doldurmak için yapılan transfer politikasına para aktarmak zorunda da değiller...
Bu takımın yaşanması, Gaziantepspor gibi yok olmaması için büyük çaba gösteren, elini değil gövdesini taşın altına koyan, ne zaman paraya ihtiyacı olsa fazlasıyla veren Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, bu kadar paraları sizler har vurup harman savurun diye vermiyor. Sizin yanlış ve sonu olmayan transfer politikanız için değil, kulübün ayakta kalması için veriyor, sizin umurunuzda bile değil...
Evet, Gaziantep FK yaşamalı, süper ligde olmalı...
Ama, açık söylüyorum bu anlayışla, bu transfer politikasıyla ve kendine gelir kaynağı oluşturmadığı sürece, bir arpa boyu yolu alınamaz...
Yazdıklarım çok karamsar bir tablo ortaya çıkarsa da, şirket yönetiminin oluşumu gelecek için küçücükte olsa bir umut verdi.
Futbol Şubeye İzzet Bakır, Mehmet Özsayacı ve Ahmet Kavsara, Genel Sekreterliğe Kenan Uygur'un getirilmelerini, spor aklı anlamında doğru hamleler olarak gördüm. İnşallah bu doğru adım, geleceği planlama anlamında atılacak adımların habercisi olur...
Bu sezonu kazasız belasız atlatırsak, yeni sezona inşallah yeni başkan, yeni yönetim, doğru planlama ve altyapı gerçeğini özümsemiş olarak gireriz...
