USD 0,0000
EUR 0,0000
USD/EUR 0,00
ALTIN 000,00
BİST 0.000

Yenisinin yanında bir daha cezaevi lazım olacak..

Yenisinin yanında bir daha cezaevi lazım olacak..
22-05-2022

Hukukçu falan değilim.

Ancak iletişim fakültesinde Medya Hukuku dersi vardı o nedenle, Cumhurbaşkanı, ‘Ben de Hukuk okudum’ diyebiliyorsa, pekala ben de diyebilirim.

Yeni hükümetimizin ilk işi icraatı, bizi susturma girişimini olduğunu görmek, Ünal Üstel Hükümeti ile ne denli anlaşacağımızı peşinen göstermiş oldu.

Gerçi, önüne gelenin kamera karşısına geçtiği, bir bilgisayar ya da akıllı telefon sahibi olanın kendisine gazeteci demeye başladığı bu ortamda bu felaketin ülkenin ifade özgürlüğünün başına geleceğinin habercisiydi.

Özel hayat ile kamu yaşamı arasındaki farkı bilmeyen hatta üstüne üstlük bunları birbirine karıştırarak tehlikeli bir kokteyli, bu işlerden hoşlanan dejenere halkımıza içirenlerdir bu işin müsebbibi. Bu çok net.

Gazetecilik etik ve sınırları çerçevesinin çok dışına taşan bir yayın sonrasında, Başbakan, ‘Bunları söylemenin bir cezası yok mu?’ diye sorduğunda, olmadığı cevabını almış ve ‘o zaman olsun’ talimatı vermiş olsa gerek.

Ortaya çıkan ucube yasa tasarısı da bu sürecin bir ürünüdür.

Yani bu işi gazeteciler yapsın, başkaları kendilerini gazeteciler yerine koyarak, uzun süren eğitimler sonrasında öğrenilen sınırları delik deşik etmemeleri gerektiğini söylediğimizde, yediğimiz küfrün haddi hesabı yok.

Tabi bu yasa tasarısını hangi aklı evvel kaleme almışsa, ‘Elimiz değmişken, gazetecileri toptan susturalım. Kendimize dikensiz bir gül bahçesi yaratalım, gık diyeni de hapse atalım’ demişlerdir.

Şimdi ortaya çıkan durum şu.

Katiyen geçmez deniyor ama bu ülkede artık katiyen olmaz dediğimiz her şey olabiliyor. Dolayısıyla temkinli konuşmakta yarar var.

Asla geçmez denen bu yasa geçerse şayet, Cumhurbaşkanı’nın birkaç maaşlı sosyal medya saldırganı ile bilinen bir miktar şakşakçısı haricinde herkes yargılanacak. Belki de hapsi boylayacak.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, ya da Başbakan Ünal Üstel ile ilgili hoşnutsuzluk belirtmek suç çünkü.

Diğer tanımlanan suç unsurlarını saymıyorum bile.

Hepsi muğlak, hepsi polis ya da savcılığın görebileceği baskıya uygun bir şekilde yorumlanabilecek ve gazetecileri ciddi ciddi hapis cezaları ile karşı karşıya bırakabilecek suç tanımları.

Yani diyorlar ki bu ülkede gazetecilik yapacaksanız, burada oluşturulan havuza usul usul girip diğerleri gibi yüzeceksiniz. Ha eleştiri yapacaksanız, hele hele halkın hoşnutsuzluğunu onlara hatırlatacaksanız, ya da yanlış gördüğünüz yazma gafletine düşecekseniz , o zaman canınıza ot tıkarım. Ya ödeyemeyeceğiniz ve ödeyemediğiniz için hapse gireceğiniz bir para cezası, ya da doğrudan hapis cezası ile sizi cezalandırırım.

Bunu söylüyorlar.

Dün akşam gazeteci arkadaşlarla telefonda konuştum.

İçlerinde yeni içişleri Bakanımız Ziya Öztürkler’e yakın kim var sordum. İçişleri Bakanımızdan ricamızdır. Bir an önce yeni cezaevi devreye sokulsun. Hatta Ankara’yla konuşun. Acil durum hastanesi gibi en hızlısından bir tane daha cezaevi yapsınlar.

Çünkü eğer bu yasa geçerse, gerçekten ihtiyacımız olacak.

SİZİN DÜŞÜNCELERİNİZ?
ÇOK OKUNANLAR